Çavuşoğlu, Ukrayna'da kalan vatandaşların Türkiye'ye getirilmesi konusunda dün ortamı görmek istediklerini belirterek, "Bugün kara yoluyla vatandaşlarımızı taşıma kararı aldık. Hazırlıklarımız zaten daha önceden yapılmıştı. Aynı zamanda vatandaşlarımıza tek tek telefonla da ulaşıyoruz. Toplamda 20 bin civarında vatandaşımız vardı Ukrayna'da, 16 bin civarında vatandaşımıza tek tek ulaştık" diye konuştu.

Ahıska Türkleri, Gagauz Türkleri ve Kırım Tatarlarının liderleriyle de sürekli temas halinde olduklarını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Gerektiği zaman o kardeşlerimizin tahliyesi konusunda da gerekli hazırlıkları beraber yapıyoruz. Türk Hava Yolları ve diğer hava yollarıyla temas halindeydik. Geniş gövdeli uçuşları da başlatmıştık ama artık hava sahası kapalı olduğu için havadan tahliye yapamıyoruz. Aynı şekilde denizden de tahliye yapamıyoruz, o nedenle otobüslerle karadan tahliyeleri başlattık."

Kendi imkanlarıyla yola çıkan vatandaşlara da Dışişleri Bakanlığının sınır kapılarına ilişkin duyurularını takip etmeleri çağrısında bulunan Çavuşoğlu, "Bu akşam 270 civarındaki vatandaşımızı otobüslerle Odessa'dan Köstence'ye gönderiyoruz. Yaklaşık 2 saat önce 90 civarında vatandaşımızı iki otobüs Kiev'den alıp Romanya üzerinden ülkemize gönderecek" dedi.

Ukrayna'da 20 bin Türk vatandaşının bulunduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığının 12 ve 22 Şubat'ta yaptığı duyuruların ardından 5 bin vatandaşın Türkiye'ye döndüğünü, tahliyelerin ise bu akşam itibarıyla başladığını belirtti.

Çavuşoğlu, Lviv'deki 70 Türk vatandaşının Polonya'ya doğru geldiğini, Türkiye'nin Polonya, Moldova ve Romanya'daki büyükelçilik ve konsolosluklarını hareketlendirdiğini anlattı.

MONTRÖ ÇAĞRISI!

Çavuşoğlu, Ukrayna'nın Türkiye'den Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin talebi hakkındaki soruya "Türkiye, her zaman uluslararası hukuktan yana olmuştur ve taraf olduğu anlaşmalara uymuştur" yanıtını verdi.

Türkiye'nin çifte standartlara düşmeden Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni her zaman tam anlamıyla uyguladığını söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Montrö Anlaşması'nın hükümleri gayet açık ve net. Türkiye, bir savaşın içindeyse buradan tüm geçişler tamamen Türkiye'nin kontrolünde oluyor. Eğer Türkiye, bir savaşın tarafı değilse ve savaşan taraflar varsa 19. madde gayet sarih bir şekilde söylüyor. Bu savaşan ülkelerin gemilerine boğazdan geçişi kapatma yetkisi veriyor Türkiye'ye ama yine 19. madde bir istisna tanıyor. Bu, sadece Rusya için değil, tüm kıyıdaş ülkeler için geçerli. Ukrayna için de geçerli. Eğer bir gemi kendi üssüne dönmek için talepte bulunuyorsa 19. madde burada bir istisna tanıyor. Tabii burada kendi üssüne dönmüş olması gerekiyor. Yani denizden, boğazdan geçip başka bir üsse değil. Montrö Sözleşmesi'nin 19. maddesinde düzenleme var, istisna nerede tanınıyor açıkça söylenir. Biz her zaman olduğu gibi burada Montrö Anlaşması'nı tamamen uygulayacağız."

Çavuşoğlu, bir savaşın olup olmadığının, hukuki bir tanım gerektirdiğini vurgulayarak, "NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'i dikkatlice dinledim, NATO ve BM belgelerine de baktım, orada da aynı şeyler söyleniyor. Bazıları 'Topyekun işgal diyor, saldırı' diyor. Stoltenberg, konuşmasının bir kısmında 'Topyekun işgal, saldırı' dedi ve sonra savaş tabiri de kullandı ama hukuken tabii bunun tanımının yapılması gerekiyor. Şu anda BM ve NATO belgelerinde savaş tabiri kullanılmış değil ama halkın tabiriyle bir savaş var ortada. Sonuç itibarıyla biz Montrö Anlaşması'nı tüm maddeleriyle beraber bu kritik süreçte uygulayacağız. Daha önce harfi harfine uyguladığımız gibi, herhangi bir çifte standarda düşmeden, objektif şekilde uyguladığımız gibi bu çerçevede Montrö Anlaşması'nı uygulayacağız."

Türkiye açısından konuya ilişkin kriterlerin belirlenip belirlenmediği sorusuna ise Çavuşoğlu, "Şu anda hukukçularımız, askerlerimiz, bakanlığımız, arkadaşlarımızla Ukrayna'dan talep geldikten sonra bunu ciddi şekilde değerlendiriyoruz" yanıtını verdi.

PUTİN'İN DARBE ÇAĞRISI!

Çavuşoğlu, Putin'in Ukrayna ordusuna, "İktidarı elinize alın, sizinle daha kolay anlaşacağız" çağrısıyla ilgili de, "Bu çağrıyı yadırgadık. Bu, tabii kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Biz seçilmiş hükümetlerin demokratik olmayan yöntemlerle görevden uzaklaştırılmasına karşıyız" dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin demokratik yollarla halkın iradesiyle seçilmiş hükümetleri desteklediğinin altını çizerek, "Ukrayna'nın kimin tarafından yönetileceğine de Ukrayna halkının karar vermesi gerekiyor. Biz her zaman meşruiyetten yanayız" diye konuştu.