Dünya Müslüman Âlimler Birliği ve Filistin Âlimler Birliği'nin ortak girişim ve kararıyla geçen yıl ilan edilen "Dünya Kudüs Haftası", Türkiye'nin bir çok ilinde çeşitli etkinliklerle idrak ediliyor.

Recep ayının son haftası 25 Şubat - 4 Mart tarihleri arasında kutlanacak "Dünya Kudüs Haftası" münasebetiyle Şanlıurfa'da, Peygamber Sevdalıları Vakfı ve İttihad-ul Ulema tarafından geniş katılımlı basın açıklaması düzenlendi.

Şanlıurfa Balıklıgöl Yerleşkesi'nde Cuma Namazından sonra düzenlenen program, İbrahim Durmaz tarafından okunan Kur'an'ı Kerim ile başladı.

Günün anlam ve önemi ile ilgili konuşan İlahiyatçı Sinan Ünel, Mescid-i Aksa'nın işgalci çetelerin elinde esir olmasını kabullenmeyeceklerini söyledi.

 

"Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir"

Ünel, "Allah'u (Azze ve celle) Yüce Kitabımız Kur'an'ı Kerim'de,  Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı tarif ederken 'Etrafını mübarek ve şerefli kıldığımız belde' olarak tarif ediyor. Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir. Mescid-i Aksa, Peygamber Efendimizin, 3 mescid için sefere çıkılır dediği mescidlerden biridir. Allah Resulü buyuruyor ki ' Namaz kılmak için Mescid-i Aksa'ya gidiniz. Eğer oraya gidemiyorsanız;  Mescid-i Aksa'nın ışıkları açık olsun diye oraya zeytinyağı gönderiniz.'  Allah Resulü, hiçbir zaman Mescid-i Aksa'nın mahsum, mağdur, yetim olmasına ve işgal edilmesine razı olmamıştır. Bizlerde Hazreti Peygamber'in Ümmeti olarak Mescid-i Aksa'nın içerisinde bulunmuş olduğu durumu hiçbir zaman kabullenmedik ve kabullenmeyeceğiz." şeklinde konuştu.

 

"Ne zaman Mescid-i Aksa işgal edilmişse İslam beldelerinde kan, gözyaşı ve harap hiçbir zaman bitmemiştir"

Mescid-i Aksa'nın tarih boyunca Ümmet'in birliğine vesile olduğunu belirten Ünel, "Tarih boyunca bütün insanlık şuna şahitlik etmiştir ki Mescid-i Aksa kendi konumunu ve misyonunu her zaman müdafaa etmiş, her daim Ümmet'e iman pompalamış, Ümmet'e enerji aktarmış, Ümmet'in birliğine, beraberliğine  ve kardeşliğine öncülük etmiştir. Bundan dolayıdır ki Hazreti Ömer, Selahattin-i Eyyübi, Abdulhamit Han gibi zatlar, Mescid-i Aksa'nın özgürlüğünü kendi hayallerinin içerisine koymuş ve Mescid-i Aksa merkezli bir hayat sürdürmüşlerdir. Bu mübarek zatlar, Mescid-i Aksa özgürlüğüne kavuşmayana kadar yemeyi, içmeyi, gülmeyi hatta yataklarında uyumayı kendilerine haram kılmışlardır. Tarih boyunca ne zaman Mescid-i Aksa esir düşmüş ve işgal edilmişse yeryüzündeki tüm İslam beldelerinde kan, gözyaşı ve harap hiçbir zaman bitmemiştir. Bunu iyi anlayanlar, İslam Ümmeti'nin izzetine, özgürlüğüne, bağımsızlığına giden yolun Mescid-i Aksa'nın bağımsızlığından geçtiğini bildikleri için Mescid-i Aksa'yı ele geçirmek istemişlerdir." diye konuştu.

 

"Annelerin gözyaşları dinmiyorsa emin olun ki Mescid-i Aksa esir olduğu içindir"

İslam beldelerinde yaşanan drama dikkat çeken Ünel, "Bugün yaşadığımız bu çağda Mescid-i Aksa esir olduğu ve işgal edildiği için İslam Ümmeti'nin herbir coğrafyasında kan, gözyaşı, annelerin parçalanan yürekleri vardır. Küçücük çocukları toprağa veren annelerin ahları ve feryatları vardır. Yıkılmış ve harap olmuş bir İslam beldesi önümüzde vardır. Bugün Suriye ağlıyorsa bugün Arakan'da Müslümanlar şehid ediliyorsa Afganistan'da, Keşmir'de, Myanmar'da, Yemen'de İslam ümmeti kan ağlıyorsa bu Ümmeti'n çocukları enkaz altında kalıyorsa bu Ümmet'in çocukları sahile vuruluyorsa annelerin gözyaşları dinmiyorsa emin olun ki Mescid-i Aksa esir olduğu içindir.  

Dünya Kudüs Haftası münasebetiyle hazırlanan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı Şanlıurfa Bölge Koordinatörü İbrahim Halil Göven okudu.

 

"Kudüs, yeni Selahaddinler bekliyor"

Allah'a hamd ve Peygamber Efendimize salat ve selam ile basın açıklamasına başlayan Göven, "Ümmetin ilk kıblesi Kudüs on yıllardır ümmetin en şedit düşmanlarının esareti altında inliyor, siyonist katillerin kirli çizmeleri altında eziliyor. Peygamber-i Ekrem'in topraklarında namaz kılıp Mirac'a yükseldiği Kudüs, yeni Selahaddinler bekliyor. Gözlerini hasretle açmış, Selahaddinleri yetiştiren ümmetin cesur evlatlarına bakıyor. Yeni Selahaddinler ne zaman diye soruyor! Ey Selahaddin'in çocukları! Ey Fatih'in çocukları! Ne zaman el ele verip atalarınız Selahaddinler gibi, Fatihler gibi İslam dünyasının başına çekirgeler gibi üşüşmüş Haçlı sürülerini, siyonist barbarları defedeceksiniz? Geldikleri yere geri göndereceksiniz? Ey İslam ümmeti! Ey Müslüman halklar! Ey Kürtler, Türkler, Araplar, Farslar ve İslam ümmetinin diğer evlatları! Ey bu ümmetin âlimleri, hatipleri, aydınları, ümmetin kurtuluşunu dert edinmiş Müslümanlar! Kudüs'ün esareti ümmetin esaretidir. Kudüs'ün kurtuluşu ümmetin kurtuluşudur. " ifadelerini kullandı.

 

"Kudüs davası ümmetin ortak davasıdır"

Kudüs'ü gündeme getirmenin, Kudüs'ün kurtuluşu için çalışmanın bütün Müslümanlara farz olduğunu ifade eden Göven, " Kudüs ümmeti birleştirecek en güçlü bağdır. Kudüs davası ümmetin ortak davasıdır. Ümmeti izzete götürecek, vahdeti sağlayacak, ümmetin en şedit düşmanını zillete mahkûm edecek davadır. Kudüs'e sahip çıkmak, Kudüs'ü gündeme getirmek, Kudüs'ün kurtuluşu için çalışmak bütün Müslümanlara farzdır. Kudüs ümmetin, namus davasıdır. Kur'an'ın ifadesiyle ümmetin en büyük düşmanı siyonistlerin işgali altında bulunan ilk kıblemizin özgür kılınması boynumuzun borcudur. Her zaman ve her zeminde bütün imkânlar seferber edilerek Kudüs davası gündeme getirilmeli, halkımızda Kudüs bilinci oluşturulmalıdır. Selahaddin Eyyubi’nin torunları ve varisleri olarak Kudüs’ün kurtuluşu için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Bu dava Arapların, Türklerin, Kürtlerin, Farsların veya başka bir milletin davası değildir. Kudüs davası ümmetin tüm unsurlarının ortak davasıdır.  Kudüs'ün kurtuluşu da ancak ümmetin vahdetiyle mümkündür. " şeklinde konuştu.

 

"İşgal çetesi ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişki kurmak Kudüs davasına ihanettir"

Basın açıklamasının devamında İslam ülkelerinin yöneticilerine seslenen Göven, "Siyonist israil, Batı dünyasının bir projesidir. İslam dünyasının kalbine sapladıkları zehirli bir hançerdir. İslam dünyasını işgal etmek, zenginliklerini talan etmek, Müslüman halkları esir almak isteyen Batılı Haçlılar, siyonist çeteyle Müslümanları bölmek, fitne tohumları ekmek için kullanmaktalar.  Müslüman ülkelerin yöneticileri, İslam dünyasının gücünü zayıflatıp emperyalistler karşısında aciz bırakmaya çalışan bu ihanet şebekesiyle her türlü ilişkiyi sonlandırmalıdır. Müslümanların mukaddes ilk kıblesi Kudüs’ü işgal eden bu çeteyi tanımamalı, elçiliklerini ve tüm irtibat bürolarını kapatmalıdırlar. Bu terörist çeteyle siyasi, askeri ve ekonomik ilişki kurmak İslam dünyasına, Müslüman halklara ve Kudüs davasına ihanettir. Müslüman ülkelerin yöneticileri kendi halklarına bu ihaneti reva görmemeli, kendi geleceklerini de tehlikeye atan bu gaflete son vermeli!" dedi.

 

"Siyonist çeteyi ekonomik, siyasi ve her alanda boykot edin"

Basın açıklamasında Müslümanlara seslenen Göven, " Kudüs davasına sadece sözlerinizle değil, eylemlerinizle de sahip çıkınız! Hangi kesimden, partiden, camiadan olursanız olun, Kudüs davasının ümmetin ortak davası olduğu bilinciyle hareket etmeli ve bu davaya katkı sunmalısınız. Liderleriniz ve yöneticileriniz üzerinde baskı unsuru olmaya çalışmalı,  Siyonist çete ile ilişkilerin sonlandırılması için gayret göstermelisiniz.Müslüman kardeşlerimiz! İlk kıblemizin, Mescid-i Aksa’mızın, kurtuluşu, ümmetin selameti için bu mukaddes davaya siz de omuz verin! Siyonist çeteyi ekonomik, siyasi ve her alanda boykot edin! Siyonist çetenin ürünlerini boykot edin, bu boykotu etrafınızda yayın, ailelerinize, dostlarınıza, komşularınıza bu konuda örnek olun. Siyonist katillerin silahlarına kurşun olmayın! Ürünlerini alarak onların cinayetlerine ortak olmayın!" ifadelerini kullandı.

Basın açıklaması şu ifadelerle son buldu;

"Müslüman kardeşlerimiz! Dostluklarınız, düşmanlıklarınız Kudüs davası eksenli olsun. Kudüs davasının dostlarını dost, düşmanlarını düşman edinin. Kudüs'e ihanet edenlerin ümmete de ihanet ettiğinin, Kudüs işgalcileriyle işbirliği içinde olanların İslam düşmanlarıyla işbirliği içinde olduğunun farkında olun." (İLKHA)