Fırat Üniversitesi Mustafa Temizel Konferans Salonunda düzenlenen 'Şubat Ayı Şehadet Ayı' programına üniversite öğrencilerinin yanı sıra Elazığlı vatandaşlar da yoğun katılım gösterdi.
Program açılışı Kur'an-ı Kerim okunması ile başlarken selamlama konuşmasını Fırat Üniversitesi Rehber Öğrenci Topluluğu Başkanı Hamza Ongan yaptı.
Ongan yaptığı konuşmada, programı gerçekleştirmelerinin amacının şehitlerin bıraktığı mirası anlama, yaşatma ve yad etmek olduğunu, şehadetin çok yüce bir mertebe olduğunu, bu mertebeyi Allahû Teala'nın Ali İmran Suresi 169-171. Ayetlerde belirttiğini, şehadet aziz İslam davasında yaşayan ve bu yolda mücadele eden, zindan, işkence ve muhaceret ile karşılaşan Allah erlerine en büyük ödül olduğunu söyledi.
Özlem ajans sanatçılarının şehit ve şehadet üzerine okuduğu ilahi ve ezgilerden sonra Araştırmacı Yazar Yunus Emiroğlu bir konuşma gerçekleştirdi.
Araştırmacı- Yazar Emiroğlu şahit ve şehitlik konusu üzerine yaptığı konuşmada, şubat ayının soğuğuna karşın yeryüzünün birçok yerinde bu ayda şehit olanların toprağı ısıttığı gibi, yüreğimizi de ısıttığını belirterek şahit ve şehitliğin birbirini tamamlayan kavramlar olduğunu belirtti.
Bu kavramlar üzerine konuşmasına devam eden Emiroğlu;
"Esasen yeryüzündeki insanın mücadelesinin tamamı bir şahitlik sürecine tabidir çünkü biz bu dünyaya şahit olmak için geldik. Şehadet ise şahitliğin en zirve noktasıdır. En uç noktasıdır. Esas mesele şahit olabilmektir. Müslümanın kanını canını bu uğurda feda ederek tanıklığını mühürlemesidir. Biz gerçek şahit olmadan şehit olamayız. İşte bu şahitlik sürecinde Allahu Teala şöyle buyuruyor; "Müminlerden öyle adamlar var ki, onlar gösterdikleri söze sadakat gösterdiler. Kimisi sözünü yerine getirdi, kimisi sırasını beklemektedir ve onlar asla sözlerini değiştirmediler." şeklinde konuştu.
Araştırmacı-Yazar Yunus Emiroğlu
İnsanın çürüyüp toprak olsun diye yaratılmadığını, insanın kısa dünya hayatında şahitlik süreci yaşadığını, tercihin insanın elinde olduğunu, Allah'ın bize teklif ettiği ticareti kabul edip Hakkın şahitleri olmamız gerektiğini belirten Emiroğlu;
" Mülk ve Kudret sahibi O, herşeyin sahibi O, bize ait hiçbir şey yok. Ama bizimle bir ticaret yapıyor. Allah kulu ile ticaret yapar mı, yapar. O söylüyor "Canlarınız ve mallarınız karşılığında cenneti satıyorum." Müslümanın Allah yolunda sürekli mücadele eden, gayet eden, çaba sarf edenine şahit diyoruz. Çünkü şahitlik bunu gerektiriyor. Eğer bu şahitlik sürecini canıyla kanıyla ödeyerek ortaya koyarsa işte buna da biz şehit diyoruz." dedi.
"Şehadeti sürekli gündemde tutmak gerekiyor"
Allah'ın 'neden şehit olmadın' diye bir soru bizlere sormayacağını ama kesin olarak 'şahit oldunuz mu olmadınız mı' diye soracağını belirten Emiroğlu;
"Neye şahitlik ettiniz mi etmediniz mi? Allah'ın varlığına birliğine Allah'ın yeryüzünde mutlak kudret sahibi olduğuna, bizim ev hayatımıza, aile hayatımıza, ticaretimize, sağlıkta, eğitimde, uluslararası ilişkilerde, devlette, mahkemede, yargıda velhasıl kelam hayatın bütün aşamalarında eğer söz sahibi Allah ise eğer merkezde Allah varsa ve Allah'ın Resûlü'nün getirdiği mesaj varsa problem yok. Şahitlik yapıyoruz anlamına gelebilir. Şehadet, kelime-i şehadetten ibaret değildir. O bir iddiadır. Onu amelinle pratiğinle ortaya koymak mecburiyetindesin." ifadelerini kullandı.
Müslüman'ın gündeminde olan Allah ile yapılan ticaretin zirvesi olan şehadeti sürekli gündemde tutmak gerektiğini, Allah'a şehit olarak gitmenin hesabı içerisinde olmamız gerektiğini yalnızca şahitliğin yetmeyeceğini ve şehitliğin bu işin garantisi olduğunu vurgulayan Yunus Emiroğlu, "Kanın aktığında ve canını verdiğinde artık bu işi mühürlemiş oluyorsun. Şehitlik teminat oluyor. O yüzden şehit dışında hiç kimse dünyaya geri dönmek istemiyor çünkü şehit onun lezzetine varıyor. O lezzete vardığı için bir daha gelip bir daha gitmek, bir daha gelip bir daha gitmek ister." şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından bir şiir okuyan Emiroğlu konuşmasına son verdi. Program izlenen sinevizyon ardından son buldu. (İLKHA)