Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan "Dünya Kudüs Haftası" dolayısıyla Ankara Sivil Toplum Platformu (ASTP) Başkanı Mustafa Kır, İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine açıklamalarda bulundu.

Ankara Sivil Toplum Platformu'nun öncülüğünü yaptığı Kudüs Komisyonu oluşturduklarını söyleyen Kır, "Bu komisyonun içerisinde 55'ten fazla sivil toplum kuruluşu yer aldı. Şu anda o komisyon Kudüs Şurası'na dönüştürüldü. Müstakil bir Kudüs çalışması yapan sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirdi. Amaç özgür Kudüs'ü, özgür Mescidi Aksa'yı inşa etmek için ülkemizde ve dünyada Kudüs sevdalılarını, Mescid-i Aksa sevdalılarını bir araya getirmek, gönül birlikteliğini güç birliğine dönüştürmek. Bu amaçla çalışmalar sürdürülüyor. Yeterli midir derseniz, ben yeterli olduğuna kanaat getiremiyorum ama büyük bir adım. Öncelikle hem sivil toplum kuruluşlarımızın hem de halkımızın Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda bilinçlendirilmesi, mücadele yöntemlerinin belirlenmesi ve bunun sürekli bir çalışma haline getirilmesi gerekiyor. Bu çalışmalar şu anda Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi bünyesinde Kudüs Masası oluşturulmuş. Mardin Artuklu Üniversitesi'nde bu konuda epey bir çalışması var. Ama bu çalışmaların amacı sadece bilgilendirmeden, bilgiden öte ifade ettiğim gibi özgür Filistin’i, özgür Mescid-i Aksa'yı, özgür Kudüs'ü inşa etme yolunda adımlar atmaya yönelik olması gerektiğine inanıyorum." dedi.

"Filistinli kardeşlerimizin öz tapulu mekanlarına Yahudiler yerleştirmekte"

Tepkilerin duruma göre verildiğini dile getiren Kır, "israile tepkiler ne zaman israilde Filistin'e yönelik bir saldırı olsa, katliamlar meydana gelse tepkiler bir saman alevi gibi günlük konjonktürel olarak yapılıyor ve terk ediliyor. Oysa ki israil kendine göre davasını yüz yılı aşkın bir süreden beri ısrarlı bir şekilde Filistinlilerin topraklarını işgal ederek Batı Şeria'da 400'den fazla yerleşim alanını yasadışı işgal ederek Ürdün Vadisini ve Gazze'nin büyük bir bölümünü işgal ederek bunları ilhaka dönüştürmek için kararlar almıştır. Golan Tepesinin egemenlik hakkını Amerika Birleşik Devletleri’nin onayıyla zimmetine geçirmiştir. Bunun dışında Mescid-i Aksa'ya hükmetmek, zamansal ve mekânsal olarak oraya hakim olmak için büyük bir gayretle çalışmaktadır. Filistinli kardeşlerimizin öz tapulu mekanlarını ve yerlerini uyduruk mahkeme kararlarıyla ellerinden alıp Siyonistlere, Yahudilere oraları tahsis etmekte, onları oralara yerleştirmektedir. Bunlar sürekli yapılıyor. Böylece sadece lokal birtakım sloganlarla bunlar çözülecek meseleler değildir." ifadelerini kullandı.

"Siyonist işgalciler Filistin, Mescid-i Aksa ve Kudüs'e yaptığı bu saldırılara İslam ümmetinin tepkisi yeterli değil"

Konuşmasının devamında Kır, şunları aktardı: "Bunun için dünya çapında özellikle İslam ülkeleri bugün israilin Filistin'e, Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e yaptığı bu saldırılar, işgaller ilhaklar karşısında bir araya gelecek yerde. Üzülerek ifade edeyim ki kendi aralarında sağlayamadıkları birliği, beraberliği, kardeşliği, iletişimi bugün israille normalleşme sürecine girerek birbirleriyle yarış eder konuma gelmişlerdir. Kesinlikle tepkileri yeterli bulmuyorum. Sadece konjonktürel olarak sivil toplum kuruluşları da aynı şekilde olaylar karşısında tepkisini ortaya koyuyor. Bunun dışında onlar da suskun bir vaziyette. Ama israil sürekli olarak geri adım atmıyor."

"İşgalci terör rejiminin cumhurbaşkanı Herzog'u ülkemizde kesinlikle görmek istemiyoruz"

İslam ülkelerin işgalcilerle normalleşme adımlarına tepki gösteren Kır, "Kudüs, ABD Başkanı Trump'un 6 Aralık 2017'deki kararıyla resmen ve fiilen israilin başkenti halinde hizmet veriyor. ABD Büyükelçiliği Kudüs'e taşındı resmen. Şimdi Mescid-i Aksa işgal altında. Batı Şeria'da, Gazze'de yerleşim alanları işgal altında. Şimdi israil bunların hangisinden geri adım attı da dün karşı çıktığınız israille bugün normalleşme sürecine giriyorsunuz? Bunu sormak lazım. Yüzyılın Antlaşması dediğimiz Filistin'i imha ve yok etme, israili ihya etme sözde anlaşmanın hükümleri ortada. Bunlar ortada duruyor. Yine 2020 yılında Birleşik Arap Emirlikleri öncülük yaptığı Bahreyn, Suudi Arabistan, Sudan, Mısır gibi ülkelerin bu işin içerisine girdiği israille normalleşme sürecine dün biz millet olarak, devlet olarak ateş püskürürken lanetlerken, karşı çıkarken onların hepsi hayatta ama biz de daha ondan öne geçercesine, onlardan öne geçercesine sadece onlarla normalleşme sürecinin başlatmakla kalmadık. Hem o ülkelerle bugün diyaloglarımız sürdürüyoruz hem de israille normalleşme sürecine giriyoruz. Bununla da kalmıyoruz. İsrail devlet başkanını ülkemize davet ediyoruz. Bu bir sivil toplum kurumu olarak söylüyorum. Bu benim kanıma dokunuyor, vicdanımı yaralıyor. Tabiri caizse böyle bir daveti onaylamıyoruz ve israil cumhurbaşkanı Herzog'u ülkemizde kesinlikle görmek istemiyoruz." diye konuştu.

"Kudüs Haftası Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı özgürleştirme yönelik olmasını temenni ediyorum"

Dünya Kudüs Haftası ile ilgili de konuşan Kır, "Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Miraç gecesini de içine alan 25 Şubat 4 Mart süreci Kudüs Haftası olarak ilan edildi ve bu süre içerisinde sivil toplum kuruluşlarımız, bilim adamlarımız, fikir adamlarımız, üniversitelerimiz Kudüs'ün Mescid-i Aksa'nın hem tanıtımı hem işgalini engel olma veyahut da özgürleştirme yönünde, halkı bilinçlendirme yönünde çeşitli faaliyetlerin içerisine giriyorlar. Geçen sene pandemi münasebetiyle biz bu faaliyeti sanal ortamda yürütmeye çalıştık. Bu hafta boyunca değişik etkinlikler var. Onlar halkla paylaşılacak. İfade edeyim ki bu çalışmaların hepsi sadece bir haftayı ihya etme yönünde değil. Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı özgürleştirme yönelik olmasını temenni ediyorum. İnşallah bu hafta dolu dolu geçer. Biz de bu yönde gayret göstererek bu haftaya destek vermiş oluruz diye düşünüyorum." dedi. (İLKHA)