Ateş'in babasının kapıcı olarak çalıştığı sitenin bahçesinde oynarken pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısı sonucu ağır yaralandığı olayla ilgili 6 sanığın yargılandığı davanın bugün görülen ilk duruşmasında tutuklu 4 sanık tahliye edildi.
Pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısına uğrayan ve ağır yaralanan Ateş, Gaziantep'te özel bir hastanedeki tedavisinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Sağlık Bakanlığı tarafından tahsis edilen ambulans uçakla eski Antalya’ya sevk edilmişti.
Türkiye'nin ilk yüz ve çift kol nakillerini gerçekleştiren Profesör Doktor Ömer Özkan ve ekibi tarafından 26 Aralık'ta Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde operasyona alınan minik Asiye'nin sırtından ve bacağından alınan dokular, baş kısmına nakledilmişti.
Bir süre yoğun bakımda kalan minik Asiye'ye 14 Ocak'ta kulağındaki hasar ve yüz felcine yönelik 26 Ocak'ta ise işitme kaybına yönelik operasyon yapılmıştı.
Minik Asiye, yaklaşık 40 gün süren tedavisinin ardından Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nden taburcu edilmişti.
Tedavisi tamamlanan minik Asiye, Gaziantep’e yeniden gönderilmişti.
Olayın ardından minik Asiye'nin pitbull cinsi 2 köpeğin saldırması sonucu yaralanmasına ilişkin gözaltına alınan 6 şüpheliden Mustafa Elibol, Süheyla Kurçak, Mustafa Yiğit ve Zeliha Can tutuklanmış, Zeynep Can ve Mahmut Elibol ise serbest bırakılmıştı.
Soruşturma kapsamında sanıklar hakkında "kasten yaralama" suçundan 9 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
4’ü tutuklu 2’si tutuksuz 6 sanığın yargılandığı 27’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmaya, minik Asiye, annesi Zeynep ve babası Hüseyin Ateş ile
her iki tarafın avukatları katıldı.
Tutuklu sanıklardan Mustafa Yiğit, "Zomo" isimli köpeğin O. K. ve "Asil" isimli köpeğin ise kendisinin sahiplendiğini, kendisi şehir dışına çıktığı için köpeği Zeynep Can’ın sahiplendiğini ve ihtiyaçlarını karşıladığını öne sürdü.
Daha sonra yapılan ikinci yuvayı Zeynep Can ile minik Asiye’nin babası Hüseyin Ateş'in yaptığını belirten Yiğit, "Ben köpeği aldığımda ilk aşısını yaptırmıştım. Kartında "melez" gibi bir şey yazıyordu. Köpeğin pitbull cinsi olup olmadığını bilmiyordum. Ben ilk defa sahiplendiğim için cinsini bilmiyordum. Köpek büyüyünce çevredekiler pitbull olduğunu söylediler.” dedi.
Tutuklu sanık Süheyla Kurçak, köpekleri siteye O. K. ile Mustafa Yiğit’in getirdiğini, Yiğit’in kendisine O. K’nin ilgilenmediğini ve bakımların zor olduğunu söylediğini, köpekler ile fotoğrafının bulunmasının sahipleri olduğu anlamına gelmediğini belirtti.
"Köpekler eğer bana ait olsaydı ben böyle mesajlar atmazdım." diyen Kuracak, "Olay günü Asiye tek başına yönetime geldi. Onu öpüp sevdim. Zeliha Can, anne ile Asiye ve ben ofisteyim. Asiye, ‘Zeliş beni köpeklere götür.’ dedi. Annesi de ‘Götür biraz hava alsın, oynasınlar.’ diye ısrar edince Zeliha, Asiye’yi köpeklerin yanına götürdü. 10 dakika sonra dışardan sesler geldi. Zeynep’te sesin geldiği yere doğru gitti. Çevredekilere sordum ama kimse cevap vermedi. Olayı öğrendiğimde Asiye’yi hastaneye götürmüşlerdi. Herkesin köpeklerle fotoğrafı var. Benim de var. Asiye her zaman o köpeklerle oynardı. Birkaç fotoğraf çektirmiş olmam köpeğin sahibi olduğum anlamına gelmiyor. Çünkü Asiye’nin de fotoğrafı var. Asiye köpeklerle her zaman oynardı. Ondan önce köpekler hiç kimseye saldırmadı. Ben suçsuzum.” şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Zeliha Can, köpeklerin sahibi olmadığını, kendisinin zaman zaman köpekleri gezdirdiğini belirterek, minik Asiye’nin koşmaya çalıştığı sırada ayağının zincire takıldığını ve yere düşünce saçlarının köpeğin ağzında kaldığını anlattı.
Minik Asiye’yi kurtarmaya çalıştığı sırada vatandaşların toplanmasıyla köpeklerin saldırganlaştığını savunan Can, “Ne ben ne kardeşim köpeklerin sahibi değiliz. Ben o siteye ailemle birlikte taşındığımda ‘Asil’ ve ‘Zomo’ isimli köpekler vardı. Bu köpeklerin O.K. ve Mustafa Yiğit’in getirdiğini ve aşılarının onların yaptırdığı duyduk. Bu köpeklerin bakımlarını üstlenmedim. Ben sadece ara sıra evde kalan yemeklerden verirdim. Ara sıra da gezdirip ihtiyaçlarını giderirdim. Ben site yönetiminde sigortasız şekilde temizlik gibi işlere bakıyordum. Mustafa Yiğit'in kış olduğunda evin içerisinde yer ayarladığını duydum. Olay tarihinde biz ofisteydik. Asiye Ateş geldi, bir süre içerde oturduk sonra annesi de geldi. ‘Zomo’ isimli köpeğin sesini duyduk. Ses gelince Asiye köpeklerin yanına gitmek istedi. Annesi de izin verince köpeklerin yanına birlikte gittik. Ben köpekleri çıkardım. Asiye köpeklerle oynuyordu. Asiye bir süre köpekleri sevdi. Köpekleri bir süre dolaştırdım. Asiye de yanındaydı. Sonra köpekleri basketbol sahasına bıraktım. Asiye’yi dışarı çıkarıp kapının sürgüsünü kapattım. Köpekler limonla oynamaya başladılar. Asiye ara sıra içeriye giriyordu. Ben Asiye’yi dışarıya çıkarıyordum. Köpekler kendi aralarında boğuşuyordu. Bu sırada Asiye köpeklerin boğuştuğunu görünce koşarak benim yanıma geldi. Ben kendisine dışarıya çıkmasını söyledim. Asiye bana doğru koşarak gelirken, ‘Zomo’ isimli köpeğin zincirine ayağı takıldı. Asiye düşünce bile köpekler kendisi ile oynamaya devam etti. Oynarken Asiye’nin saçı örgülüydü, köpeğin ağzına girdi. Asiye’nin saçını çıkarmak için elimi köpeğin ağzının içine soktum. Köpek halen hiç zarar vermiyordu. Ben insanları da çağırıp yardım istedim. İnsanların gelmesiyle olay daha kötü oldu. Köpekler saldırganlaştı. Asiye'yi çevredekiler kurtardı. Ben bu köpeklere bakmam mümkün değil. Benim buna maddi durumum da müsait değil. Köpeklerin kulübesinin yapılması için Süheyla Hanım, Hüseyin Ateş’e söyledi. Kulübe yapılırken sadece kardeşim yanlarında bulundu.” ifadelerini kullandı.
Tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS yöntemiyle duruşmaya bağlanan sanıklardan Mustafa Elibol, site içerisindeki köpeklerin Zeynep Can’ın besleyip ilgilendiğini, kasaptan aldığı kemikle mangal yaparak ve kemikleri haşlayarak köpeklerin bakımını yaptığını belirterek, şunları anlattı:
"Zeynep’e köpeklerin tasmalarını ve ağızlıklarını alıp almadığını sorduğumda aldığını ancak yavruyken takılıp alıştırılması gerektiğini ve şu an takamadığını söyledi. Ben kesinlikle köpeklere mama almadım. Köpeklerin bakımını üstlenmedim. Ben zaten köpekleri sevmem. Bizim orada başı boş köpek çok fazla var. Köpekleri sevmiş olsaydım, mutlaka bir fotoğrafım, videom ortaya çıkardı. Her iki köpeği de Zeynep Can gezdirir, ilgilenirdi. Ben bu köpekleri sahiplenmedim."
Elibol, kamera görüntülerinin silinmesi ile ilgili bilgisinin olmadığını iddia ederek, kameraların başında jandarma ekiplerinin olduğunu ifade etti.
Çevreyi gösteren kameralarda şifre bulunmadığını belirten Elibol, kendisinin kamera sistemlerine dokunmadığını ileri sürdü.
Kardeşi ile yaptığı görüşmeleri jandarma huzurunda yaptığını aktaran Elibol,
“Hüseyin Ateş benim kardeşim gibidir. En sevdiğim personelimdir. 2021 yılı mart ayında Mustafa Yiğit ve O. K. siteye 2 yavru köpek getirdiler. Bu köpeklere ilk başlarda kendi evlerinde baktılar. Daha sonra sitenin bahçesinde bakmaya başladılar. Ben yönetici olarak köpekleri başı boş bırakmamaları gerektiğini söyledim. Bunun üzerine Mustafa Yiğit, ‘Asil’ isimli köpeği zincirle bağlamaya başladı. Daha sonra O.K. bana köpeğe bakamadığını ve sahiplendirmek istediğini söyledi. Ben O.K’dan ‘Zomo’ isimli köpeği Zeynep Can’a sahiplendirdiğini duydum. Bunun üzerine Zeynep Can da ‘Zomo’ isimli köpeği diğer köpeğin yanına bağladı. Olay anında Hüseyin Ateş beni aradı. Köpeklerin Asiye’yi parçaladığını söyleyerek, benden yardım istedi. Bende ne gerekiyorsa yapacağımı söyleyip yardımcı olabileceğimi söyledim. Kamera görüntülerinin silinmesi ile ilgili bir bilgim yok. Kameraların başında jandarma ekibi bulunmaktaydı. Çevreyi gösteren kameralarda zaten şifre bulunmuyor. Ben neden görüntüye ulaşamadıklarını bilmiyorum. Ben elimi dahi vurmadım. Ben kardeşim Mahmut’u aradım, görüşmelerimi de jandarma huzurunda yaptım. Mahmut’a kamera görüntülerini silmesi gerektiğini söylemedim. Uzaktan erişim ile girip silmesi talimatını da vermedim. Olaydan kısa bir süre önce kameraların bakımı yapılmıştı. Olay anına ilişkin görüntülerin neden silindiğini bilmiyorum.”
Tutuksuz sanık Zeynep Can ise köpeklerin üzerindeki kanı görünce birbirleri ile kavga ettiklerini düşündüğünü anlattı.
Olay yerinde jandarmadan izin alıp köpeklerin yanlarına gidip sarıldığını ifade eden Can, insanların kendisine tepki gösterdiğini ve jandarma tarafından gözaltına alınınca olayı öğrendiğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Jandarmalar güvenliğin oraya gittiler ve benim de köpeklerin yanında kalmamı söylediler. Daha sonra geldiklerinde kelepçe takıp beni gözaltına aldılar. Ben olayı bu şekilde öğrendim. Ben köpeklerin sahibi değilim. Ben sadece ara sıra köpekleri sevmek için yanlarına giderim. Köpeğin tüm aşılarını Mustafa Yiğit yapıyordu. Ben siteye sadece hafta sonları geliyordum. Geldiğimde köpekleri görmüyordum. Ben tamamen siteye taşındığımda köpeklerle hayvan sevgimden dolayı ilgilenmek istedim. 'Köpekleri sevmek yasak' diyorlardı. Her iki köpeğin bakımı ve ihtiyaçlarını Mustafa Yiğit karşılıyordu ancak Mustafa Elibol da internet üzerinden düzenli olarak mama siparişleri veriyordu. Hem iki köpeğe hem de sokak köpeklerine o mamalardan veriliyordu. Olay günü ben dershanedeydim, eve gittiğimde kalabalığı gördüm. İki köpeği bağlı şekilde gördüm. Köpeklerin üzerindeki kanı görünce birbirleri ile kavga ettiklerini düşündüm. Jandarmadan izin alıp yanlarına gittim. Ben köpeğin yaralandığını düşünerek sarıldım, insanlar bana tepki gösterdi. Ben ne olduğunu anlamamıştım. Jandarmalar güvenliğin oraya gittiler ve benim de köpeklerin yanında kalmamı söylediler. Daha sonra geldiklerinde bana kelepçe takıp gözaltına aldılar. Ben olayı bu şekilde öğrendim. Ben köpeklerin sahibi değilim. Ben sadece ara sıra köpekleri sevmek için yanlarına giderim. Köpeğin tüm aşılarını Mustafa Yiğit yapıyordu. Asiye bazen yalnız bazen de annesi ile gelirdi. Köpekle sık sık oynardı.”
Tutuksuz sanık Mahmut Elibol, “Kamera görüntülerinin silinmesinden bir bilgim yoktur. Ben öyle bir şey yapmadım. Bana da kameranın şifresini sordular, ben genelde kullandığım şifreyi jandarmaya söyledim. Jandarma ekipleri yanlış girip kilitlemişler. Jandarmaya şifre kilidini nasıl açacağını da tarif ettim. Jandarma sisteme girince görüntülerin silinmiş olduğu ortaya çıktı. Ben kesinlikle uzaktan erişimle görüntüleri silmedim. Böyle bir silme imkanı var ama ben öyle bir şeyi kesinlikle yapmadım. Kardeşim de bana böyle bir talimat vermedi. Sitede 90’dan fazla kamera ve kayıt sistemleri var. Olaydan sonraki gün görüntüleri çıkarıp jandarma ekiplerine mesaj attım." diye konuştu.
Asiye’nin babası Hüseyin Ateş, köpeklerin siteye Mustafa Yiğit ile O. K. tarafından getirildiğini, ‘Asil’ isimli siyah köpeğin Mustafa Yiğit’in göndereceğini, bunun üzerine Süheyla Kurçak’ın gönderilmesini istemediğini ifade etti.
Site bahçesindeki kulübeyi olaydan 20 gün önce yaptığını belirten Ateş, "Köpeklerin aşılarını Süheyla Kurçak ile Mustafa Elibol yaptırıyordu. Süheyla bizzat şirket telefonundan veterineri aramıştı. Ayağı arı sokulan köpeği Zeynep Can veterinere götürdü. Ama ona parayı Süheyla verdi. 'Zomo’yu göndereceklerdi. Ancak Süheyla köpeğin gitmesini istemedi. Site yöneticisi Mustafa Elibol’da Süheyla’yı sevdiği için köpeği göndertmedi. 'Zomo’nun gönderilmesini o istemedi. Süheyla ile birlikte bakımını üstlendiler ve sahiplendiler. Olay günü bende köpeklerin kime saldırdığını bilmiyordum." şeklinde konuştu.
Hüseyin Ateş, pitbull cinsi köpeklerim daha önce başka bir köpeğe saldırdığını ve jandarma ekiplerinin siteye geldiğini, jandarma ekipleri gelince Süheyla Kurçak’ın köpekleri kapıcı dairesine sakladığını iddia etti.
Ateş, “Devletimiz bize gerekli tüm desteği verdi. Kameraların hepsi şifreli. Şifresiz kamera yok. Köpekler bizden iki gün önce başka site sakininin süs köpeğine saldırdı. Jandarmalar siteye geldi. Süheyla köpekler gönderilmesin diye kapıcı dairesine sakladı. Bir gün boyunca oradan çıkarmadı. Kamera şifrelerini Süheyla ile Mustafa Elibol biliyor. Olaydan birkaç gün önce Süheyla’ya köpeklerin saldırganlaştığını söyleyerek 'gönderelim' dedim. Ancak Süheyla Kurçak bana ‘Bu siteden sen gidersin onlar kalır’ diye cevap verdi. Mustafa Yiğit ‘Asil’ isimli köpeği göndertmek istedi ama Süheyla gönderilmesini istemedi. ‘Zomo’ isimli köpekle birlikte ‘Asil’ isimli köpeğe de bakmaya devam etti.” diye konuştu.
Asiye’nin annesi Zeynep Ateş, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, “Kızımı köpeklere yaklaştıran Süheyla Kurçak oldu. Kızım küçük olduğundan dolayı söz geçirmedim. Hatta Süheyla Kurçak teşvik ederek, 'kızınız benim sayemde hayvan sevgisi kazandı.' diyordu. Bu nedenle kızım Asiye köpeklere alıştı ve gün içerisinde oynayıp yanlarına gidiyordu. Olaydan önce herhangi bir sorun yaşanmamıştı. Olay anında ben markete gittiğimde kızım Süheyla hanımı çok severdi, o nedenle onun yanına gitmişti. Bende tekrar yanlarına gittiğimde Zeliha ile kızım gidiyorlardı. Süheyla hanıma sorduğumda, 'köpeklerin yanına gidiyorlar' diye cevap verdi. Ben oraya oturunca kısa bir süre sonra bağırış sesleri gelmeye başladı. Gidip baktığımda köpeklerin kızıma saldırdığını gördüm. Etraftan gelip yardım ettiler. Kızımı alıp götürdüler. ‘Asil’ isimli köpek Mustafa Yiğit’e, ‘Zomo’ isimli köpeğin ise Mustafa Elibol ve Süheyla Kurçak’tır.” dedi.
Tanıklardan E. Ö. daha önce köpeklerle ilgili jandarmaya şikayette bulunduğunu ve şikayetin ardından site yöneticisi Mustafa Elibol’un site bahçesinde kendisini darp ettiğini öne sürdü.
Köpeklerden korktuğundan dolayı site bahçesine giremediğini anlatan E. Ö. duruşmadan önce Elibol’un yakınları tarafından tehdit edildiğini iddia etti.
Duruşma savcısı sanıkların müştekiler üzerinde baskı yapma hususunda şüphe bulunması, sanıkların üzerine atılı suçları işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu için tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti ise sanıkların tutuklu kaldığı süreyi gözeterek, tutuklu bulunan sanıkların ayrı ayrı tahliyelerine karar vererek, dosyayı uzlaştırma komisyonuna sevk etti. (İLKHA)