Şırnak'ın Cizre ilçesinde İslami faaliyetleri nedeniyle 19 Şubat 1992 yılında karanlık yapılarca hain bir pusu sonucunda katledilen Şeyh Muhammed Zeki Atak, bölge insanı üzerinde oynanan oyunları deşifre ederek, halkın uyanmasına vesile oldu.  

Şeyh Zeki'nin şehadet yıldönümü dolayısıyla İLKHA'ya konuşan hem talebesi hem de dava arkadaşı Şeyh Nasuh Sevinik, Şeyh Zeki'nin bölgenin yetiştirmiş olduğu ender şahsiyetlerden ve âlimlerden biri olduğunu söyledi.

Sevinik, "İslami ilimlerin yanında müspet ilimleri de tedris eden, vakıf olan, ilminin yanında entelektüel bir şahsiyete sahip olan ve gerçekten bölgemizin sorun, problemlerini teşhis etmede büyük bir birikime sahip bir şahsiyetti.  Onun önceliği bölgemizi, milletimizi geri bırakan cehaletle mücadele etmekti. Bu nedenle hem kendisi sürekli ilim üzerine yoğunlaşıyordu hem de medreselerde öğrencilere ders vererek bu mücadelesini ilimi zeminde de sürdürüyordu. Bunun yanında sadece medrese ilimleri ile değil medreselerde kalan öğrencilerini aynı zamanda var okula da göndererek hem müspet ilimleri hem de İslami ilimleri birlikte tedris etmeye çalışıyordu. Onun derdi milletimizin memleketimizin bu derdine çare olacak nesiller yetiştirmektir. Onun için çok hizmet etti. Onun o hizmetleri karşılıksız kalmadı. Bu zeminde bölgemizde çok sayıda insan yetiştirdi. Bununla birlikte aydın ve entelektüel kişiliğiyle bölgemiz üzerinde oynanan oyunları çok iyi tespit ediyordu." dedi.

"Bölgemizde bulunan çok sayıda âlim ve aydın şahsiyetlere yönelik saldırılar yapıldı"

Sevinik, "O dönemde milletimiz ve memleketimiz üzerinde çok ciddi oyunlar oynanıyordu, çok ciddi planlar icra ediliyordu. Seyda bunun farkına vararak âlimin sorumluluğu gereği elinden ne geldiyse bu millet ve memleket için yapmaya çalışıyordu.  Onun, bunun için bölgenin âlimlerini ziyaret ederek onları toplayarak bir araya getirerek bu meseleleri konuşuyordu. İstişare ediyor ve sürekli bununla ilgili hem onlardan bu millete hizmet etmelerini istiyordu. Kendisi de bu alanda elinden geldiği kadarıyla hizmet etmeye çalışıyordu. Bu hususta gerçekten gördüğümüz kadarıyla o dönemde de uygulanan planlar gereği özellikle bölgemiz cahil bırakılmaya, geri bırakılmaya ve sürekli sorun problemler merkezine dönüştürülmeye çalışan bu ortamda mücadele etmek çok zordu. Çünkü bu planlarını uygulamaya koyarlar onların planlarının deşifre olmaması için özellikle âlimlere, aydın şahsiyetlere yöneliyorlardı. Onları kendileri için bir engel görüyorlardı. Ve bu şekilde onlara yönelik planlar yapıp onları ortadan kaldırmaya çalışıyorlardı. Bu planları için bölgemizde bulunan çok sayıda âlim ve aydın şahsiyetlere yönelik saldırılar yapıldı. Bu şekilde susturulmaya çalıştılar." diye konuştu.

 

"Bölgemiz üzerinde oynanan karanlık oyunlar deşifre edildi"

Seyda Zeki Atak'ın çalışmalarından rahatsız olan karanlık yapıların, ona defalarca saldırı yaptığını belirten Sevinik, "Seyda çok cesur bir insandı. Bu cesareti ile kimseye boyun eğmeden, ilmin vermiş olduğu cesaretle imanın vermiş olduğu cesaretle millet ve memleket için ne gerekiyorsa yapmaktan geri durmadı.  İnsanları aydınlatmaya, onları uyandırmaya, bölge üzerinde oynanan oyunları deşifre etmeye ve bu şekilde milleti karanlığa görmek isteyenlere karşı insanlara hak yolu göstermeye, kurtuluş yolu göstermeye hangi zeminde nasıl mücadele ederse haklarına kavuşacaklarını öğretiyordu. Bunun bedeli ağır olacaktı tabi.  Bu derin güçler, karanlık güçler, bölgeyi karanlığa gömmek isteyen güçler Seyda’ya da defalarca saldırı yaptılar. Bu saldırıların sonucunda da seyda Şehit oldu."

"Fikirleri ile mücadeleleri ile eğer anılıyorlarsa, bu onların yaşadıklarının delilidir"

Seyda Şeyh Zeki'nin şehadetinin ardından verilen mücadele neticesinde bölgede bu planlara karşı uyanan insanların, bunların farkına varan insanların halen bu mücadeleyi devam ettirdiğini vurgulayan Sevinik, şöyle devam etti:

Bölgemiz üzerinde oynanan karanlık oyunlar deşifre edildi. Bugün daha çok gün yüzüne çıkmış durumda. Bunu o gün savunanlar, onun için mücadele edenler bile bunun farkına vardılar. Halen de bu planlar deşifre ediliyor, ortaya çıkıyor.

Bu vesileyle Seyda'nın yapmış olduğu o mücadeleyi, vermiş olduğu emeği, yaptığı fedakârlığı hayırla yâd ediyoruz. Bize büyük bir miras bıraktı. Büyük bir bedel ödedi kendisi ama milletine ve memleketine gerçekten büyük bir miras bıraktı. Bu da milletimizin ve memleketimizin selametle çıkması için, insanlarımızın doğru yolu bulması için büyük bir çığır oldu.

Bu büyük bir hizmeti büyük bir çalışmaydı. Bugün bunu neticelerini görüyoruz, semeresini bugün alıyoruz.  Bu da şehitlerin Allah u Teâlâ’nın vermiş olduğu beyanata göre Ölmediklerinin diri olduklarının yaşadıklarının bir delilidir.  Çünkü onlar asla ölü değildirler. Onların, Rableri katında rızıklandıkları zaten ayet-i kerime ile sabittir. Fakat uğruna canlarını feda ettikleri yollarının davalarının toplum içerisinde var olması devam etmesi de aynı zamanda olan hayatta olduklarının bir delilidir. Eğer insanlar kendilerinden sonra toplum içerisinde, millet içerisinde yaşayacakları fikirleri ile mücadeleleri ile eğer anılıyorlarsa, bu onların yaşadıklarının delilidir.

"Talebeler arasında onun gibi zeki ve tahsiline düşkün yoktu"

Şeyh Zeki'ye o dönem medresede hocalık da yapan Molla Abdullah Danış ise, "Şeyh Zeki, medresede yanımda talebelik yaptı. İsmi gibi zeki ve çalışkandı. Medresede talebeler arasında sürekli okuyor, tahsilini yükseltiyordu. Talebeler arasında onun gibi zeki ve tahsiline düşkün yoktu. İslami dava ile tanıştıktan sonra bölgede çalışmalarına başladı. Allah ve Kur'an dostlarıyla toplanıp çalışmalarına devam etti. İslami cemaatleri onun vasıtasıyla tanıdım. Yaptığı İslami çalışmalardan dolayı PKK’nın tepkisini çekmişti. Bu çalışmalarını engellemeye çalıştılar.  'Şeyh Zeki her ortamda bizler İslam’a hizmet edeleriz, kimseye düşmanlık yapmıyoruz' dese de hain güçler tarafından hedefe alındı.  Bu dava yolunda geri adım atmayan Şeyh Zeki Atak kendisine kurulan pusuda şehid edildi." dedi. (İLKHA)