Muhammed Said, 6 Şubat 1973 tarihinde Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Bozburun (Zinarex) Köyünde doğdu. Şehid Muhammed Said, Bozkurt ailesinin 3'ü kız 6'sı erkek 9 çocuğundan biriydi. Annesi Naima (Halime), babası ise Hacı Mustafa Bozkurt'tur.

1990'lı yıllarda elindeki güce güvendiği için kendisinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımayan PKK, özellikle İslam davası için çalışanları ise birinci hedef olarak belirlemiş ve her fırsatta hain emellerini hayata geçirmişlerdir.

 

Şırnak'ın İdil (Hezex) ilçesinde İslam davasının günden güne ses getirmesiyle birlikte ciddi rahatsızlık duyan PKK, İslam'a gönül vermiş ve İslam'ı çevrelerine anlatan gençleri de hedef seçerek şehid etmeye başladı.

Bu gençlerden sadece birisi olan Şehid Muhammed Said Bozkurt, 20 Şubat 1992'de İdil ilçe merkezindeki okul çıkışında silahlı saldırıya uğrayarak şehid edildi.

"İslami davayla ortaokul yıllarında tanıştı"

Şehadetinin 30'uncu yıldönümü münasebetiyle ağabeyi Muhammed Said'i anlatan Halef Bozkurt, şehidin, İslam davasından bir adım dahi geri durmadığını söyledi.

Kardeş Bozkurt, "İlkokulu köyde okuyan şehid, ortaokulu İdil ilçesindeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda eğitim gördüğü süreçte İslam davasıyla tanıştı. Diyarbakır Anadolu Lisesini kazandığı halde İdil'de kalmayı tercih ederek İdil Lisesi'ne kaydını yaptıran Muhammed Said, eğitiminin son yılında Kürdistan'ın hainleri tarafından pusu kurularak şehid edildi. Bölgede henüz yeni filizlenmeye başlayan ve daha herkes tarafından bilinmeyen davanın ilk erlerinden biri olmuştu." ifadelerini kullandı.

Şehidin davasına olan sadakatini aktaran kardeş Bozkurt, "Muhammed Said, 90'lı yıllarda köyümüzün ilk şehidleri olan Sabri ve Hayriye'nin cenaze törenlerine yetişebilmek için 3-4 saatlik yaya yolu kat etmişti. Zaten o gidişi de köye son ziyareti olmuştu. Ondan sonra İslami mücadelesine İdil'de devam etti. Yakın akrabalarımız onu İslam davasının yolundan uzaklaştırmak istiyorlardı. Onu eve getirmeye çalıştılar fakat o kimseyi dinlemedi. İslam davasından bir adım dahi geri durmadı." şeklinde konuştu.

"Duruşuyla, fedakârlığıyla ve korkusuzluğuyla tıpkı sahabeler gibiydi"

Halef Bozkurt

Muhammed Said'in İslam düşmanlarının tehditlerine aldırış etmediğini belirten kardeş Bozkurt, "Muhammed Said, arkadaşlarıyla iyi geçinen, sevilen, herkesle arkadaşlık kuran, yüzünde tebessüm eksik olmayan biriydi. Her ortamda İslam davasını dile getirir, 'Ben iyi ve güzel bir yol buldum, bu yoldan yürüyenler inşallah kurtuluşa erecektir. Kurtuluş İslam'dadır. Batıl davaların hepsi gidecektir' diyordu. Muhammed Said, duruşuyla, fedakârlığıyla ve korkusuzluğuyla aynı sahabeler gibiydi." dedi.

Şehidin tüm tehditlere karşı dik durduğunu belirten kardeş Bozkurt, "Bir keresinde İslam düşmanları, 'eğer Muhammed Said'i öldürmezseniz biz öldürürüz' diye tehdit etmişlerdi. Mürtedler bu tehditlerle bizleri yıldıracaklarını sandılar. Elhamdülillah bu tehditlere karşı Muhammed Said hep dik durdu ve yapılan baskılar karşısında İslam davasına daha sıkı bağlanıyordu." dedi.

Kardeş Bozkurt, "Şehadetinden bir gün önce beraber oturup radyo dinlerken Cizre'de Şeyh Zeki Atak'ın şehid olduğunu öğrendik. Muhammed Said, 'Şeyh Zeki'de bizden ayrıldı. Yarın kim bilir hangimize sıra gelecek?' dedi. Şehadeti arifesi akşamında oruca niyetlendi, ertesi günü okul çıkışında şehid edildi. Allah Teâlâ layık insanları şehadete kavuşturur. Rabbim şehadeti isteyen herkese nasip etsin." temennisinde bulundu.

Mekkeli müşriklerin uyguladıkları baskıların aynısını bölgedeki İslam düşmanlarının da uyguladığına vurgu yapan Kardeş Bozkurt, "O tarihlerde, Mekke müşrikleri nasıl Müslümanların kapılarını kırmızı boyalarla işaretliyor, ambargo uyguluyorlardı; bölge Müslümanlarına da aynı zulüm ve ambargolar uyguladılar. Müslümanlar bu kadar zülüm karşısında davalarından geri durmadılar. Allah ayaklarımızı İslam davasında sabit kılsın." şeklinde konuştu.

"Şehid, 'Ben en güzel ve en iyi dava ile tanıştım' diyordu"

Naima Bozkurt

Oğlu Muhammed Said'in şehid olana kadar davasından geri durmadığını ifade eden anne Naima Bozkurt, "Biz sağ olduğumuz sürece onun davasından gitmeyi ve onu unutmamayı Allah'tan diliyoruz. İslam davasına malıyla, canıyla feda oldu. Davasına sadıktı, hiç geri durmadı. İslam davasından başka hiçbir şey ona güzel ve tatlı gelmiyordu. Her şeyiyle kendisini İslam'a adamıştı. İslam'dan ve şehadetten başka gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Ona hep 'Sakın doğru yoldan ayrılma!' tavsiyesinde bulunduğumda 'Ben en güzel ve en iyi dava ile tanıştım' diyordu. Oturduğu, yürüdüğü, konuştuğu genç, yaşlı, çocuklara İslam'ı anlatıyordu.

Anne Bozkurt, "Oğlum 'Bu dünya davalarının hepsi boş bir eğlencedir. İslam davasından daha güzel bir yol var mıdır?' diyordu. Ambargolardan, zorluk ve sıkıntılardan geri adım atmazdı, tehditlerden korkmazdı. Oruçlu olduğu bir günde şehid edildi. Hastanede cenazesini gördüğümde hala hayatta olduğunu sanıyordum. Eli yüzü tertemizdi. Hayatta olduğumuz sürece şehid Muhammed Said'i unutmayacağız." dedi. (İLKHA)