Kişisel gelişim uzmanı, ekonomist ve yazar Ömer Uzunoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, altınının sisteme kazandırılması uygulamasının daha önce Türkiye’de üç kez uygulandığını, son uygulamanın bir buçuk ay kadar önce olduğunu ve bu tasarrufların döviz garantili hesaba geçmesinden iki hafta sonra devreye sokulduğunu söyleyerek, “Sistemde hâlihazırda bulunan altınların, yani bankada kayıtlı bulunan altınların Türk parasına çevrilerek aradaki farkın, ons artarsa, ons olarak da karşılanması taahhüt edildi, ancak hesaplarda hiçbir çözülme maalesef olmadı.” dedi.
“Nebati beyin sunduğu sistem gerçekten diğerlerinden daha farklı”
Şu anda bankalarda açılmış olan altın hesaplarının Türk parasına çevirip, riski devletin üstlendiği halde tasarruf sahiplerinin buna teveccüh göstermediğini belirten Uzunoğlu, “Bu defalarca, üç seferin dışında Ak Parti iktidarı tarafından denendi. Fakat hiçbir uygulama bugüne kadar başarı elde edemedi. Bu kez sayın Nebati beyin sunduğu sistem gerçekten diğerlerinden daha farklı, irdelediğimizde bunu çıplak gözle görüyoruz. Şöyle ki daha önce uygulamalarda bankaya siz götürüp altın hesabı açtırdığınızda, banka kendi belirlediği fiyattan dilediği gibi altın hesabına çeviriyordu, bozdurmak istediğinizde de piyasanın dışında yine kendi belirlediği aradaki çıta çok büyüktü, rakamdan size Türk parası olarak ödüyordu. Fakat bu sistemin uygulamada reel olarak gerçekçi olmadığı anlaşılınca şimdi siyasi erk, yeni bir icat daha çıkardı. Bu icadın özü şudur; siz hazır altınlarınızı, yastık altındaki altınlarınızı tahmin edilen beş bin kilo altından bahsediliyor, fakat bunu arzu ediyorlar ki sisteme dâhil edelim. Yani herkes yastık altındaki altınlarını getirsin, altın olarak hesap açalım, bunu kuyumcularda ve darphanede has altına çevirtelim, daha sonra bizim belirlediğimiz kuyumcular da hesap olarak kendisine bir sertifika sunalım, bunu kuyumcu da verecek, isterse darphane de verecek sertifikayı. Ve tasarruf sahibi dilediği an bunu paraya çevirebilecek, gerçi üç ay, altı ay, on iki ay vadeli ama, diyelim ki siz sıkıştınız bu süre zarfında ikinci ayda da bozdurmak zorundasınız, o günkü reel fiyattan bozdurabiliyorsunuz, bir sıkıntı yok. Ancak, daha önceki uygulamada size Türk parası veriyordu, son uygulamanın en ciddi farkı rakamların gerçekçi olması ve fiziki olarak altın vermesi. Daha önceki uygulamanın hiçbirinde fiziki altın verilmiyordu. Arzu edilen, tahminim 250 ile 350 milyar dolar civarında bir para tahmini var. Sayın bakanın açıklaması benim çok garibime gitti, dedi ki: ‘bu 250 veya 350 milyar doları biz hazinede ve maliyede kullanmayı düşünüyoruz.’ Bu çok ilginç bir ifade biçimiydi. Yani bizim ihtiyacımız var, yurt dışından arzu ettiğimiz standartlarda ve şartlarda para bulamıyoruz, dolayısıyla bizim vatandaşımız bize sahip çıksın, elini taşın altına soksun ve biz onların tasarruflarını hazinemizde ve mali profilde kullanalım diye arzu ettiler.” ifadelerine yer verdi.
“Halkın çok istisnası hariç, hiçbirisi götürüp de banka kasasına altınını koymaz”
Ömer Uzunoğlu
Uzunoğlu, “Bir diğer açı da, bizim insanımız son derece hassastır altın konusunda. Şöyle hassastır, siz evlendiğinizde eşinize takı olarak aldığınız şeyleri, ancak bir ev aldığınızda, bir araç aldığınızda, bir tarla aldığınızda veya çok özel bir şey aldığınızda eşinizden talep edebilirsiniz. Anadolu’da onun dışında bir insan eşine gidip de altınları zorla talep etmesi biraz sıkıntı doğurur. Bir diğer açıdan da bizim insanımız maalesef altını koynunda ister yani yakın olmak ister, evinde saklamak ister. Dolayısıyla burada çok hassas, ince bir nokta var, bankalarda kiralık kasalar olduğu halde, halkın çok istisnası hariç hiçbirisi götürüp de banka kasasına altınını koymaz, çalınsa dahi mutlaka evinde olacak, koynunda olacak altın, böyle bir yapımız var. Umarım başarıya ulaşır diye düşünüyorum ama taslak boyutunda başarılı ama uygulama noktasında maalesef çok olumlu bir insan olduğum halde, bunun olumlu sonuç veremeyeceği endişesini taşıyorum.” dedi.
“Bu işin zamanlamasını çok yanlış yaptık”
Bilinçli insanların şu anda altın hesapları açtıklarını ve altınlarının bankada durduğunu söyleyen Uzunoğlu, “Ama diğer insanlar, siz köyde mecradan, okuma yazma bilmeyen veya belli eğitimin altındaki insanların altınlarını ayağına bankacıyı, bankayı götürseniz de alamazsınız, bir sıkıntımız da bu. Yani hayal olarak ve tasvir olarak çok güzel ama uygulama noktasında büyük eksiklikler olacağını düşünüyorum. Bir de en büyük sıkıntı görebildiğim kadarıyla şu anda maalesef güven yok. Yani siz siyasi erk olarak neyi sunarsanız sunun, insanları ikna etme noktasında hayal ettiğiniz hedefe ulaşamayacaksınız, bunu net olarak ben söyleyeyim. Hem de tarafsız bir gözle ifade edeyim, bu nokta da acı, yani biz bu işin zamanlamasını çok yanlış yaptık.”
“Bana enflasyon garantili hesap açın ve enflasyon garantili tahvil satın, yapabilir misiniz?”
Gerçek bir ekonomi reformu yapılacak ise öncelikle kaç hususta yeni bir reform uygulanacağının üzerinde çalışılması gerektiğini vurgulayan Uzunoğlu, “Yapacağınız çalışmada, teorisyeninizle, teknisyeninizle, akademik kariyeri olan insanlarla çalışacaksınız. Daha sonra halkın önüne bir tek seferde çıkıp sunacaksınız, diyeceksiniz bankalardaki TL hesaplarını biz döviz garantili olarak yani kur garantili olarak, garanti ederek hesabımıza geçirmenizi arzu ediyoruz. Yıl sonunda kurdan dolayı doğan farkı size ödeyeceğiz. Bu konuda hali hazırda bankalarda olan altınla ilgili, aynı gün ama biz bunları da Türk parasına çevirmenizi istiyoruz ama ons garantisi veriyoruz, yani siz altınınızı bozdurduğunuz anda ons kaç liraysa çarparak bedelini size ödeyeceğiz. Burada tek bir uygulama doğru, altını fiziki verdikleri doğru, yani siz aynı anda beş farklı kalemi, on gün, bir hafta arayla sunduğunuzda insanların akıllarında büyük bir soru işareti oluyor, yani ne oluyor? O tutmadı, bu oluyor. Resmi rakam verecek olursak, bir buçuk trilyon para var bankaların TL havuzunda. Şu ana kadar çevrilebilen para 3 yüz on üç milyar lira, yani beşte birini boşta havuzda duran parayı biz çeviremedik bankada olan paranın. Döviz tevdiat hesapları 238 milyar dolar çözülme yok, çözülen rakam o kadar sembolik ki söyleyebilmek mümkün değil. Belki 10 milyar dolar civarında çözülme olmadı. Dolayısıyla oradan hiçbir şey çıkaramadık açıkçası. Bir tek ne kaldı? Yastık altındaki altın, bunun dışında şu olacak, geçen hafta yaptığım ekonomi programında şunu arz ettim, dedim ki ben bir vatandaş olarak şunu talep ediyorum hükümetten, madem sen bu kadar ballı, kaymaklı teklifler bana sunuyorsun, enflasyon var bu ülkede. Mesela on yedi olarak, on dört artı üç, yıllık faiz ödüyorsunuz. Bunu dörde böldüğünüzde üçer aylık dilimler halinde ödenecek, ilk ödeme 24 Nisan günü bitiyor, nisan ayı sonu itibariyle ilk ödemeyi yapacak siyasi erk. O döviz garantili aldığı Türk parası hesabını ödeyecek. Şimdi on yedi bölü dört, dört nokta yirmi beş. Yani siz bana üç ayda dört nokta yirmi beş para vereceksiniz faiz. Fakat bu ülkede ocak ayında yalnız enflasyon yüzde on dört nokta bir. Bunun şubatı var martı var, düz mantık yedi, sekiz çıksa, on çıkmasa yüzde yirmi beş yapar, bana ödeyeceğiniz para yüzde dört nokta yirmi beş. Yani siz bana altıda bir para ödüyorsunuz, ben diyorum ki Ömer Uzunoğlu olarak benim şu talebim var sizden, bana enflasyon garantili hesap açın ve enflasyon garantili tahvil satın, yapabilir misiniz? Her değişimde biz farklı bir alternatifi, farklı bir enstrümanı sunacak olursak bu işin sonu çok doğru olmaz diye düşünüyorum.” diye belirtti.
“Bütün kalemleri bir hafta on gün arayla vatandaşa sunmak yanlış”
Zamanlamanın yanlış olduğunu ifade eden Uzunoğlu, “Bütün kalemleri bir hafta on gün arayla vatandaşa sunmak yanlış, hazırlanmadan yani doldur boşalt bir an önce bu işten kurtulalım kaygısı yanlış. Ve ben sayın Nebatinin Londra’da yapmış olduğu toplantıda yabancı yatırımcılarla net bir veri elde edemediğini, istediğimiz parayı alamadığımızı düşündüğüm için siyasi erk’in Türkiye de hiç olmazsa dışarıdan bulamadığımız bu artı krediyi Türk vatandaşlarının birikimlerinden doğru olanı da bu zaten yararlanarak bu sıkıntıyı aşalım diye düşünüyor ama bu iş, 2 yıl öce olsaydı çok farklı olurdu, 4 yıl önce olsaydı çok çok farklı olurdu ama günümüzde maalesef bir hayal kırıklığı olacak endişesini apaçık yaşıyorum. Umarım başarılı olur, bütün benliğim, bütün kalbimle istiyorum, çünkü bizim insanımız bu ülkeye sahip çıkmak zorunda ancak, sunacağınız ürünlerde vatandaşın aklına yatması lazım.” şeklinde konuştu. (İLKHA)