Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, Türkiye`de ve dünyada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Hatay`ın Reyhanlı ilçesinde 46 kişinin hayatını kaybettiği saldırıları lanetleyen Yavuz, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde 3 yıldır devam eden İslami STK davasında verilen 113 yıl cezanın HÜDA PAR`ı siyasetten girişimi olduğunu belirtti.
 
"Fitne ateşini yakmak isteyenleri Allah kahretsin"
Hatay`ın Reyhanlı ilçesinde bombalı iki araçla gerçekleştirilen terör eyleminde kırk altı kişinin vahşice katledildiğini ve ellinin üzerinde kişinin yaralandığını hatırlatan Yavuz, "Kim olursa olsun masum sivillere karşı yapılan saldırıları ve yapanları lanetliyoruz. Bu menfur saldırı sonucu hayatını kaybedenlere Cenab-ı Allah`tan rahmet ve mağfiret, yakınlarına sabr-ı cemil ve yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Mübarek 3 ayların başladığı ilk günde fitne ateşini yakmak isteyenleri Allah-u Teâlâ kahretsin" dedi.
 
Hiçbir ülkenin siyasi çıkarı veya bölgesel denklemdeki pozisyonunun, katledilen bu masum insanların kanından daha değerli olmadığını vurgulayan Yavuz, "Bu tür saldırılarla halkları manipüle ederek şeytani emellerini gerçekleştirmeyi hedef edinen kirli ve karanlık yapılanmaların oyunlarına gelinmemesi gerektiğini önemle belirtiyoruz.
 
Güvenliğinden sorumlu olduğu vatandaşlarını bu saldırıdan koruyamayan, başta İçişleri Bakanı olmak üzere hükümeti halktan özür dilemeye ve bir daha bu tür bir hadisenin meydana gelmemesi için gerekli hassasiyeti göstermeye davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
 
"Hükümet Suriye politikasını gözden geçirsin"
Hükümeti Suriye politikasını gözden geçirmeye çağıran Yavuz, HÜDA PAR olarak bu olaydan sonra hükümeti Suriye ile ilgili dış politikasını gözden geçirmeye ve özellikle Irak tecrübesinden sonra ders çıkararak Amerikan müdahalesini davet edici söylemlerini terk etmeye çağırıyoruz. Zira Amerika`nın girdiği diğer İslam topraklarında yaptığı zulüm, Saddam ve Esed gibi zalimlerin zulmünü bile aratacak cinstendir" dedi.
 
Cezalar Hür Dava Partisini siyasetten tasfiye girişimidir
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 3 yıldır devam eden İslami STK davasında somut hiçbir delil olmamasına rağmen 15 kişiye 113 yıl 3 ay hapis cezası verildiğini belirten Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: "Aralarında HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları M. Bahattin Temel ve Sait Şahin, İstanbul İl Başkanı M. Ali Gönül, Bağcılar İlçe Başkanı Burhanettin Manas ve Kartal İlçe Başkanı Ramazan Suna`nın da bulunduğu 15 kişiye verilen haksız ve hukuksuz cezalar tamamen siyasidir. Bu hukuk dışı cezalandırma ile partimizin tasfiye edilmek istendiği aşikârdır. Egemen güçlerin, muhalifleri sindirmek için istiklal mahkemelerinden beri yargıyı silah olarak kullanma alışkanlığının devam ettiği ayan beyan ortadadır. Bu ceza HÜDA PAR’a verilmiştir. Bunun başka türlü okunması doğru değildir.
 
Derin yapılar tarafından sürekli saldırıya uğramış ve bütün saldırılar karşısında sağduyusunu kaybetmemiş ve müspet davranmayı ilke edinmiş kişilere ceza verilmesi çok manidardır. Elinde silah olanların silahlarını bırakarak düz ovada siyaset yapmaya davet edildiği, barışın ve helalleşmenin konuşulduğu bir süreçte elinde silah olmayan ve aktif siyasetin içinde olanların cezalandırılmasını kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Partimizin Genel Başkan Yardımcıları ile il ilçe başkanları ve İslami STK`ların başkanları ile gazetecilere verilen cezaları kınıyoruz. Bu keyfi ve haksız hapis cezalarına karşı insan hakları kuruluşlarını, STK`ları ve halkımızı duyarlı olmaya, tepki vermeye davet ediyoruz."
 
İnanca yönelik saldırılar sürüyor
İnanca yönelik saldırıların devam ettiğini belirten Yavuz, konuyla ilgili olarak şu örneklere yer verdi: "İnternet ortamında bir sosyal paylaşım sitesinde Hz. Muhammed sallallahu aleyhi veselleme çok ağır hakaret ve küfürler edildi. Daha önce de benzeri alçaklıklarda bulunulmuştu. Günden güne büyüyen bu rezalete seyirci kalınması ve bu küstahlıklara gereken cezanın verilmemiş olması yeni alçaklıklara kapı aralamaktadır.
 
Daha önce İslam`a olan nefretini "pespaye" diyerek aslında kendi karakteristik özelliğini açıklayan CHP`li kendini bilmez bir vekil de, bu kez laiklik üzerinden partimizi hedef göstererek ve yine "İslam bayrağı hem Anadolu`da hem de Ortadoğu`da kan ve gözyaşı getirmiştir." diyerek aziz İslam dinine olan kin ve düşmanlığını bir kez daha kusmuş oldu."
 
İşkenceci polislerin beraat etmesi utanç vericidir
Yaşanan hak ihlallerine ve işkencelere değinen Yavuz, "Adana Kürkçüler Açık Cezaevi`nde kalan mütedeyyin bir mahkûmun, tahliyesine saatler kala gardiyan tarafından zorla sakalı kesilerek şöyle dendi: "Git istediğine şikâyet et! Bana hiç kimse bir şey yapamaz."
 
İzmir`de, gözaltına alınan bir kadının polis merkezinde darp edilmesi ile ilgili olarak iki polis ve darp izi bulunmadığına dair rapor veren doktor hakkında açılan dava karakoldaki güvenlik kamerasının kaydettiği görüntülerin basına yansımasına rağmen beraatla sonuçlandı.
 
U-14 Türkiye Futbol Şampiyonası Kütahya elemeleri maçında hakeme itiraz eden 14 yaş altındaki oyunculara çevik kuvvet ekipleri biber gazıyla müdahale etti.
 
"İşkenceye sıfır tolerans"ı sloganlaştıran bir iktidarın döneminde işkence yaptıkları karakolda kameralar tarafından kaydedilen polislerin beraat etmesi utanç vericidir. Futbol sahasında hakeme itiraz eden 13-14 yaşlarındaki çocuklara ve Bolu Cezaevi önünde Salih Mirzabeyoğlu`na özgürlük için toplanan ve aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu topluluğa karşı cop ve biber gazı kullananların pervasızlığından hükümet sorumludur. Daha önce bu tip vakalarda sorumluların soruşturulma ve cezalandırılma yerine taltif ve terfi ettirilmiş olmaları, güvenlik mensuplarını böyle davranmaya teşvik etmiştir" şeklinde konuştu.
 
Bangladeşli peygamber sevdalıları katlediliyor
Bangladeş`te İslam`a hakaret edilen internet sitelerini protesto etmek için bir araya gelen Müslümanlara ateş açılması sonucu yüzlerce kişinin şehid edildiğini ifade eden Yavuz,  "Allah-u Teâlâ şehadetlerini kabul eylesin, zalimleri de helak eylesin. Bangladeşli Müslümanlar, İslam`a ve Aziz Peygamberine hakaret edenler için ölüm cezası dâhil yasa çıkarılması için aylardır gösteri yapıyorlardı.
 
Bangladeş hükümetinin emperyalist batının desteğini almadan böyle bir katliam yapamayacağı aşikârdır. Eğer Arakan’da Müslümanlar diri diri yakılırken İslam âleminden yeterli tepki gelse idi, Bangladeş hükümeti batının desteğine rağmen buna cüret edemezdi. Küfrün bu pervasızlığı kendi gücünden değil, ümmetin parçalanmışlığındandır.
 
"Duyarlı Müslüman ve STK`ları katliamları kınamaya davet ediyoruz"
Duyarlı Müslüman kamuoyunu ve STK`ları, dünyanın sessiz kaldığı bu katliam ve vahşetleri kınamaya çağırıyoruz. Hükümeti tepkisini en üst düzeyde ortaya koymaya, zulme ve zalimlere karşı olduğunu iddia eden hükümetleri ve insan hakları savunucularını da insanlık adına harekete geçmeye davet ediyoruz" dedi.
 
"Bangladeş rejimi de muhalifleri sindirmek için yargıyı silah olarak kullanıyor"
Dünya kamuoyunun sessiz kaldığı Bangladeş`te İslami camialara yönelik büyük zulümler ve keyfi cezalandırmalar devam ettiğini ifade eden Yavuz, Cemaat-i İslami`nin lideri 91 yaşındaki Gulam Azam`ı ve Abdulkelam Azad`ı tutuklayıp idamla yargılayan Bangladeş hükümeti, bu kez de parti liderlerinden Kameruz Zaman`a idam cezası verdiğini belirtti.
 
Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu keyfi idam cezaları; İslam ülkelerine egemen yönetimlerin Müslümanları temsil etmediğini göstermiştir. Batı tarafından Müslüman ülkelere rol model olarak gösterilen Türkiye gibi Bangladeş`teki rejim de muhalifleri sindirmek için yargıyı bir silah olarak kullanmaktadır.
 
İnsan hakları savunucularının ve dünya kamuoyunun Bangladeş`te yaşananlara tepkisiz kalması yanında İslam ülkeleri ve toplumlarının da yeterli ilgiyi göstermemesi insanlık adına utanç vericidir."
 
Mescid-i Aksa`yı havraya çevirme planları
Mescidi Aksa`ya saldırılar artmaya devam ettiğini ve işgalci İsrail`in başkanı Netanyahu`nun partisinin, Mescid-i Aksa`ya gelmeleri için Yahudilere çağrıda bulunduğunu dile getiren Yavuz, "Bu hafta Batı Şeria`da el-Halil Camisi`ne ve Kudüs`te Mescid-i Aksa`ya işgal askerlerinin korumasında fiili saldırıda bulunan bir grup Yahudi, zorla Mescid-i Aksa`nın içine girip ayin yaptılar. Daha önce de işgalci İsrail askerleri eşliğinde Aksa`da ayin yapılmak istenmişti.
 
Bu olay 3. bir intifadayı ateşleyebilecek büyüklükte bir hadisedir. Zira daha önce Aksa`nın içine girmek isteyen Şaron yüzünden 2. İntifada başlamıştı. Yaşanan gelişmeler İsrail`in Filistin halkıyla değil İslam ile savaştığını bir kez daha göstermiştir. İslam âlemini Siyonist İsrail`e tepki vermeye ve Aksa`nın izzetini muhafaza etmeye davet ediyoruz" dedi.  (İLKHA)