Kooperatif mağdurları adına basın açıklamasını okuyan Gökçe Uysal, “Kayseri'de birçok konut yapı kooperatifi; dolandırıcı yöneticiler, avukatlar ve bilirkişilerle çeteler oluşturup yasalardaki boşluklardan da yararlanarak icralarla ve hacizlerle binlerce ailenin yuvasına karabasan gibi çökmüş bulunmaktadır. Bu süreçte evlerimiz, arabalarımız, kredi kartlarımız, maaşlarımız vs. hep haczedilmiştir. Gelen icralar bizleri çaresiz bırakmaktadır. Bazılarımız şu karda kışta evlerimizden çıkarıldık.” dedi.
Çocuklarından kısarak konut bedellerini ödediklerini dile getiren Uysal, “Bizler Kayseri'de 9-10 yıl önce kooperatiflerin bizlere "kesin maliyet hesabı" adı altında çıkardıkları maliyetleri gerek bankalara borçlanarak gerek ziynetlerimizi bozdurarak gerekse eş dost akrabadan altın, döviz borç alarak, çocuklarımızın boğazından geçecek lokmaları bile kısarak ödedik. Düzenli taksitlerimizi öderken kooperatif yöneticilerinin, ‘Diğer üyelere ve arsa sahiplerine evlerini teslim edebilmek için sizlerden bu paraları alıp tapularınızı vererek onların da evlerini yapacağız.’ sözleriyle ve anlaşmalarıyla bizden o dönemlerde evlerin maliyetlerinin iki katı kadar para istemeleri üzerine, bizler de varımızı ve kooperatif yönetimi tarafından imzalanmış yoğumuzu ortaya koyup ödemelerimizi yaptık, tapularımızı ilişik kesme yazılarımızı aldık. Ne var ki son 2-3 yıldır kooperatif yönetimleri yasalardaki boşluklardan ve belirsizliklerden yararlanarak ve bazı ana sözleşme maddelerini lehlerinde değiştirerek, geçmiş tarihlerde hesaplamanın yanlış yapıldığı, şerefiye paylarının yanlış hesaplandığı, kesin maliyet değil geçici maliyet çıkarıldığı, yönetimin işini doğru yapmadığı vs. gibi çelişkili ve tutarsız iddialarla tapusunu alıp ilişiği kesilen binlerce dar gelirli aileye 80 bin ila 300-320 bin liraları bulan borçlar çıkarmışlardır. Daha da ne kadar borç çıkaracakları belli değil, çünkü bu düzenle her seferinde yeni genel kurullarla yeni borçlar çıkarmaları mümkün.” ifadelerini kullandı.
“Basiretsiz yöneticilerin cezasını neden üyeler çekiyor?
Kooperatifçiliğin dar gelirli insanların bir araya gelerek imece usulü ile ev sahibi olması olduğuna vurgu yapan Uysal, “Basiretsiz yöneticilerin cezasını neden üyeler çekiyor? Kooperatifler saadet zinciri gibi insanları mağdur etmeye devam ediyor. Sınırlı sorumlu yapı kooperatiflerinde yöneticilerin hiçbir sorumluluğu yok. Çalıyor çırpıyor, sahte üyeler kaydediyor, müteahhitlere sahte senetler düzenliyor, yakın akrabalarına-kooperatif üyelerine şirketler kurdurup ‘aradaki fason şirketle iş yaptı göstererek’ üyelerin paralarını onlara peşkeş çekiyor hatta evini almayan üyelerin kooperatif hesaplarına giren ödemelerini anında bu şirketlere aktarıyor. Kaldı ki devlet bile bunlardan SGK ödemelerini dahi alamıyor. Peki sonra ne mi oluyor? Dönüp üyelere diyorlar ki evini alanlar bedavadan sizin paralarınızla ev sahibi oldular, onlardan para alıp sizlerin evlerini yaptıracağız, kooperatifin borçlarını ödeyeceğiz, yıllarca ev sahibi olamayan garibanlar da sanıyor ki ev sahibi olacaklar; oysa kooperatifin kasasına giren her para yöneticilerin hileli yollarla kurdurdukları bu şirketlere aktarılıyor.” şeklinde konuştu.
Kooperatif başkanlarının genel kurulları kazanmak için sahte üyeler kaydettiğini iddia eden Uysal, “Bunların bazıları mahkemede kooperatifin savunmasını yapan avukatlardır. Bu üyeler kooperatife bir kuruş para dahi ödememiştir; bununla ilgili olarak bir kooperatifin savcılıktan verilmiş bu ödemelerin yapılmadığını ispat eden savcılık kararı dahi vardır. İstenirse bu bilgileri de paylaşabiliriz. Kooperatif başkanları yetkililere ve bazı siyasilere, evini alamayan üyeler noktasında yalan söylemekte ve ne yazık ki bazı siyasiler on binlerce mağduru görmezcesine bunlara itibar etmektedir. Kooperatif başkanları bazı siyasilere, bu hiç para ödemeyen sahte üyelerle birlikte toplam rakamı söyleyerek ve yanıltıcı bilgilerle bu siyasileri de adaletsizliğe, sahteciliğe ve çeteleşmeye taraf etme çabası içerisine girmişlerdir. Yetkililer ve bazı siyasiler, sahte üyelerin kayıt tarihlerine ve ödemelerine bir baksalar ne demek istediğimizi anlayacaklardır. Kaldı ki bu sahte üyelerin kaydedilmesi ile gerçek üyelerin genel kurullarda iradelerini ödemeyen insanlara niçin paralar ödeyip evler yaptıracağız? göstermeleri engellenmektedir. Bizler hiç para ödemeyen insanlara niçin paralar ödeyip evler yaptıracağız?" dedi.
“Kooperatife üye olmak Yahudi nikahı kıymak gibi; evleniyoruz ama boşanamıyoruz”
Uysal, “Başkanlar ve müteahhitler arasında danışıklı dövüşle imzalanan senetler ile yapılmayan binaların hak edişlerinden mi bahsedeyim, kooperatif evrakları yandı diye ortadan yok edilen evraklardan mi bahsedeyim, arsa sahiplerinin evlerine tapuları olmadan oturtulan üyelerden mi bahsedeyim (ki her an evden çıkarılabilirler), daha genel kurulda yetki alınmadan aylar önce yapılan temlik (kooperatifin üyelerden mi bahsedeyim, kooperatif üyelerinin arsalarının davalarda bilirkişilik yapan şahsin eşine, ile iş yaptığından mı bahsedeyim (ki kanunen yasak, tabi araya fason şirket koyarak bunu yapıyorlar), hem kooperatif başkanı olup hem de bir şirketin her türlü vekaleti kendinde olarak kooperatifi o şirkete borçlandırmaktan mi bahsedeyim, hangisinden bahsedeyim bilemedim. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere siyasilerimizi mağduriyetimiz konusunda bilgilendirdik; acil olarak sorunlarımıza çözüm bulmalarını talep ediyoruz. Sorunu çözecekleri konusunda sözler verdiler fakat -belki bürokrasi yoğunluğundan-henüz bize yansıyan bir gelişme olmadı. Her geçen gün mağduriyetler artmakta ve mağdur ailelerin dayanacak gücü kalmamıştır. 1163 Sayılı Kanunda değişiklikler yapılmazsa bu binlerce aile ne bu kötü niyetli kooperatif yöneticilerinden kurtulabilir ne de onların ortak çalıştıkları müteahhitlerden, avukatlardan, bilirkişilerden. Kooperatife üye olmak Yahudi nikahı kıymak gibi; evleniyoruz ama boşanamıyoruz. Böyle giderse torunlarımızın torunları bile borçlardan kurtulamayacak.” ifadelerine yer verdi.
Mahkemede davaları süren 4 bin 500 kişi olduklarını söyleyen Uysal, “Yakında bin 500 kişilik bir grup daha bizlerin durumunu yaşamaya başlayacak; bazıları başladı, mahkeme günleri verildi bile. Mağdurlar olarak ailelerimizle birlikte sayımız sadece Kayseri'de yaklaşık 30 bin kişi ve gün geçtikçe maalesef bu sayı Kayseri'yle birlikte ülkemiz genelinde milyonları bulacaktır. Çünkü diğer yeni kooperatif çetelerine de fırsatlar yaratılmıştır. Hani şu meşhur resim vardır: 'Afrika'da aç bir çocuk açlıktan halsiz düşüp yaşama mücadelesi verirken akbaba da çocuğun yanında beklemektedir.' yeni kooperatif çeteleri de aynen öyle beklemektedirler.” dedi.
Uysal, “Sonuç olarak binlerce aile, yukarıda saydığımız daha da bir hayli belgelerle belgelendirebileceğimiz sebeplerle kooperatif çetelerinin eline düştük ve çaresiz durumdayız. Kooperatif çeteleri; yasalardaki boşluklardan, tutarsız ve mesnetsiz iddialar olmasına rağmen bilirkişi faktörünü arkalarına alarak bizlerin, çocuklarımızın ve bu kadar ailenin geleceğini ipotek altına alarak mezara kadar yakamızı bırakmayacakları bir sömürü düzeniyle geleceğe dair umutlarımızı karartmaktadırlar. Bizlere kim yardım edecek, gerçekten bilmiyoruz. Umutlarımız tükeniyor. Değerli siyasetçilerimizin ve devlet büyüklerimizin sorunlarımıza el atması ve bizleri bu çıkmazdan, çetelerden kurtarması son ve tek umudumuz. En nihayetinde bu kooperatif meselesi, ülke meselesidir. Sesimiz duyulup mağduriyetlerimiz giderilinceye kadar mücadeleyi bırakmayacağımızı burada bir kere daha belirtmek istiyoruz. Her lokması helal yollardan kazanılmış aile rızkımızı bu çetelere yedirmemek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Haklıyız ve önünde sonunda hakkımızı çetelerin elinden alarak inşallah kazanacağız.” dedi. (İLKHA)