Farklı yol ve yöntemlerin gerekliliğine inanılsa bile işin özünün desteklenmesi gerektiğini belirten Gülen, sürecin başarıya ulaşabilmesi için ciddi bir firaset, fetanet ve diplomatik düşünce gerektiğini söyledi. Bunun için de ortak akla ihtiyaç bulunduğunu, bu cümleden olarak âkıl insanlar düşüncesinin faydalı olabileceğini ifade etti. İşte önemli tespitlerde bulunan Hocaefendi’nin konuşmasından satır başları:

İman bir araya getirir: “İman, birleştirici çok önemli bir faktördür. Hangi seviyede ve hangi anlayışta olursa olsun.. A grubu, B grubu, C grubu.. Allah’a inanan herkes için iman çok önemli, bağlayıcı, bir araya getirici, birleştirici bir faktördür.”

Kalpleri yumuşatacak olan Allah’tır: “Gönülleri birbirine ısındırmak çok zordur. Kalbleri telif edecek, insanları birbirine sevimli kılacak ve dostluk köprülerinin kurulmasını sağlayacak olan sadece Allah’tır. Nitekim, İlahî Kelam’da “Şayet sen dünyada bulunan her şeyi sarf etseydin, yine de onların kalblerini birleştiremezdin; fakat, Allah onları birleştirdi. Çünkü O Aziz’dir, Hakîm’dir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).” (Enfal, 8/63) buyurulmuştur.”

Karşı tarafı doğru okumak lazım: “Hakikaten bir bahar mı var, yoksa bir yönüyle şöyle böyle o kıpırdanışlar içinde bir hazan fırtınalarının esmesi mi var? Bunu da görmek lazım. Bunu görmezseniz, karşı tarafı doğru okuyamazsanız, onlara doğruluk istikametinde bir katkıda bulunamazsınız.”

Meşrep, mizaç öne çıkarılmamalı: “Allah’ta, Peygamber’de, Kitap’ta, ehl-i secde olmada birleşme esas olduğu halde bazıları -ci, -cu, meşrep, mizaç, mezâk, yol, yöntem ve sistemini öne çıkardığından dolayı değişik ihtilaf ve iftiraklar meydana geliyor. Bu da Cenâb-ı Hakk’ın tevfikinin kesilmesine sebebiyet veriyor. Vifâk ve ittifaka engel olan hususlardan biri de bazı kimselerin pragmatist ve makyevelist hareket etmeleridir ki bu düşünceler bizim ruh ve mana köklerimiz açısından merduttur.”

Sürekli fitne pompalanıyor: “Ve Türkiye, bizim ülkemiz, o mübarek ülke. Anaların dolu olduğu ve dört beş asır bir yönüyle muvazene unsuru olmuş, gözünün içine baktırmış bir ülke. O da böyle çepeçevre bu gulyabaniler şeyiyle kuşatılmış gibi bir hali var. İsim tasfi etmeyeceğim. Yani kim o gulyabaniler, sizi kuşatmış böyle dıştan. Ve sürekli içinize fitne pompalıyorlar. Belinizi doğrultmamanız için lazım gelen her şeyi yapıyorlar. Şimdi böylesine tamamen fitne örgütleriyle kuşatılmış mütedahil daireler halinde bir ülkede bulunuyoruz yani.”

10 tane stratejiniz olmalı: “Analar dolu olsa bile, o analar sağlam evlatlar doğursa bile bu çevreyi doğru okumak çok önemlidir. Burada meydana gelebilecek tsunamiler neye sebebiyet verir hesap etmemiz lazım. Değişik ihtimallere karşı on tane stratejimizin olması lazım. Şu bozulursa şunu kullanırız. Yani A planı, B planı diyorlar da, hayır b yetmez yani. A, B, C, Ç, D sayarsınız yani. Bizim eski hesapla: elif, be, te, se, cim, ha falan sayarsınız. O ölçüde, insanların ne yapacağını kestirmek mümkün değildir.”

Hiç kimse kan dökülmesini istemez: “Şimdi, doğru bir sulh süreci yaşanıyor. Bu meseleyi samimi isteyen insanlar ‘olsun’ diyor. Hiç kimse kan dökülmesini istemez. Hatta böyle bir düşünceye iştirak etmeyen ve onu sorgulayan, ‘yanlış yapıyorsunuz’ diyenlere bile deseniz ki ‘rica ederim, kan dökülmesini istiyor musunuz siz? ‘Hayır’ derler. E derdiniz nedir sizin? Yol, yöntem farklılığı. Bu mevzuda farklı stratejiler olmalı. İşte biz onun talibi olmalıyız yani. Kim öyle bir sulh-ü umumiyi gerçekleştirmek istiyorsa şayet, bence esbabıyla, gerekli olan argümanlarıyla onun talibi olmalı.”

Ortak akla ihtiyaç var: “Acaba ne yapmalıyım ki ben hakikaten bunca gulyabani içinden sıyrılarak, hani futbol sahasında topu kaleye götürüyor gibi, ayağımla dokunduğum zaman hakikaten top kendisini kalenin içinde bulsun. Ne yapmalıyım? Burada çok ciddi firasete, kiyasete, fetanete ihtiyaç var. Çok ciddi bir diplomatik düşünceye ihtiyaç var. O insanları düşünce dünyalarının arka planıyla dosdoğru okumaya ihtiyaç var. Takiyecinin takiyesini de hesaba katmak lazım. Bunun için de ortak akla ihtiyaç var. Âkilun grubu öyle bir şey. Bu makul sayılabilir. Mahzuru yok, bunu tenkit etmeye gerek yok yani.”

‘Bir’ler bizi bir arada tutmalı:“Hazreti Üstad’ın ifade ettiği gibi, bizim ittifak ve ittihadımızı gerektiren pek çok sebep var: Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, dinimiz bir; bir, bir, bir… Bine kadar bir. Bütün bu birler bizim bir ve beraber olmamızı gerektiriyor. Önemli olan insan vicdanının bunu duymasıdır. Zira bu birlerin vicdan tarafından duyulması ve hissedilmesi ölçüsünde birlik ve beraberlik yakalanır. Fakat, maalesef, bu çok önemli ortak noktaları kâle almadığımızdan dolayı bir kopukluk ve dağınıklık yaşıyoruz.”

herkul.com