Kayseri Eczacı Odası Başkanlığı görevini yürüten ve 2012 yılından bu yana serbest eczacılık yapmakta olan Uğur Nuri Akın, bu süreçte yöneticilik yapmanın bir hayli zor olduğunu ve Eczacılar Odası ekibiyle birlikte bu süreci en az zararla atlatmaya çaba gösterdiklerini söyledi.

Akın, "Ülkece zor bir süreçten geçiyoruz hem ekonomik anlamda hem de diğer sıkıntılardan dolayı bayağı bizleri zorlayacak bir sürecin içerisindeyiz. İster istemez bizlerde hem bir ticari faaliyet yaptığımız için hem de halk sağlığı danışmanlığı yaptığımız için bizleri de yakından ilgilendiriyor ve etkiliyor" dedi.

 

"Eczane ekonomileri artık ayakta durabilecek durumda değil"

Son zamanlarda dile getirdikleri konulardan bir tanesinin de ilaç yokluğu olduğunu belirten Akın, "Şu an Türk Eczacılar Birliğinin yaptığı araştırmalara göre yaklaşık olarak 645 kalem ilacın piyasada bulunmadığı rapor edilmiş. Bunun birçok sebebi var ve bizler de hem oda olarak hem birlik olarak bu noktada çözüm önerilerimizi sunmuştuk. Tabi bu çözüm önerilerinin başında bizler ilaçları fiyatlandırırken ilaç fiyat kararnamesi baz alınıyor ve burada da Euro kuru 4,57'dir. Şimdi reel kurla birlikte baktığımız vakit aradaki makasın bir hayli fazla olduğunu görüyoruz ve üretici firmalarda Türkiye pazarında bulunmak istemiyor. Yine ilaç fiyat kararnamesine göre yılda bir defa ilaçlara zam veriliyor, bu da şubat ayında gerçekleşiyor, önümüzde ki günlerde ilaçlara kararnameye göre belirli oranda zam gelecek. Tabii bunun sadece yılda bir defa olması, birçok üretici firmanın, ilaç tedarikçilerinin iştahını kabartıyor olsa gerek ki ilaç temininde sıkıntılar yaşıyoruz, defalarca dile getirdik bunu 1 yıla yayın, tek bir ayda olmasın bu, gerekirse yılda 3 defa 4 defa bu şekilde bir güncellemenin yapılması gerekiyor. Bizim buradaki temel isteğimizin de kamu zararı uğramasın, vatandaşın cebinden çok fazla para çıkmasın. Çünkü eczane ekonomileri artık ayakta durabilecek durumda değil. Bununla alakalı çözüm önerilerimizi defalarca dile getirdik, sağlık otoritelerince bu konuyu tartıştık, konuştuk. Ancak şu an için ciddi anlamda bir sonuç elde edemedik, inanıyorum ki bu tür girişimlerimiz sonuç bulup bakanlık nezdinde eczacıların ekonomisine katkı sunabilecek gelişmeleri hep birlikte gözlemleriz." ifadelerine yer verdi.

"Eczacılar pandeminin en önde ki piyadeleri"

Eczacıların salgının en önemli kahramanlarından birisi olduklarını vurgulayan Akın, "Benim hep söylediğim bir şey vardı, eczacılar bu savaşın en öndeki piyadeleriydi. Şimdi böyle olunca da ister istemez eczacılar da ticari faaliyetlerini devam ettirmek zorundalar, bir düzenlemenin artık şart olduğunu, artık dayanabilir halden geçtiğini ve bıçak kemiği artık kırıp, en uç noktaya kadar ilerlediğini söyleyebiliriz. Tabii ki de ülkenin menfaatlerini düşünmek zorundayız. Bizler bu süreçte eczacılarımızın tarafından da bakarsak sürdürülebilirlik açısından bir mesleğimizin olması gerektiğini de söyleyebilirim. İnşallah gelişmelerle beraber bu konunun da takipçisiyiz." dedi.

"Böyle giderse maalesef birçok kronik rahatsızlık da dahil olmak üzere ilaçları bulamayacağız"

Vatandaşların eczanelere girdikleri zaman birçok ilacı piyasada bulamadıklarını ve bunun sonucunda ister istemez Eczacılar Odası olarak tepkilerle karşılaştıklarını söyleyen Akın, "Bunun müsebbibinin biz olmadığımızı söyledik. Yine bakanlığımıza üretici firmaların denetlenmesi gerektiğini söyledik, çünkü en basitinden çocuk ilaçları, şuruplarını birçoğunu bulamıyoruz, tedarikinde sıkıntılar yaşıyoruz. İster istemez hekime yönlendiriyoruz, hekimle iletişime geçiyoruz. Onun yerine farklı bir tedavi seçeneği var mı? Onu soruyoruz. Bu süreçte de hem zaman geçmiş oluyor hem de ister istemez tedavi yarım kalmış olabiliyor. Şu an için çok S.O.S verecek bir durum yok ancak böyle giderse maalesef birçok kronik rahatsızlık da dahil olmak üzere ilaçları bulamayacağız ve büyük bir halk sağlığı sorunu bizleri bekliyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)