BİNGÖL - Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker beraberindeki üyeler Sibel Eraslan, Ayhan Ogan, Mehmet Uçum, Zübeyde Teker, Abdurrahman Kurt ve Mahmut Arslan, Saray Mahallesi`ndeki Şelale Park`ta sivil toplum kuruluşu ve kanaat önderleriyle bir araya geldi
“Dindar çevrelerin görüşleri alınmadan Kürt sorununa çözüm mümkün görünmüyor’’
Burada söz alan Demokratik Sendikalar Konfederasyonu Bingöl İl Başkanı Zeki Bayındır, çatışmasız bir ortamın sağlanması ile sürecin toplumsal bir uzlaşmaya zemin hazırlayacağı umudunu taşıdıklarını ifade ederek, “Ancak bu toplumsal uzlaşma sürecinde bölgenin sosyal ve dindar yapısı göz önünde bulundurularak toplumun tüm kesimlerinin görüşleri dikkate alınarak Kürt sorununun nihai çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. Bölgenin yapısı göz önüne alındığında özellikle dindar çevrelerin görüşleri alınmadan Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirilmesinin mümkün olmadığını düşünmekteyiz’’dedi.
Acil olarak hiçbir ırka ve etnik gruba vurgu yapmayan "Eşitlikçi, özgürlükçü, çoğulcu, sivil demokratik” bir anayasanın hazırlanarak hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Bayındır, “Yeni anayasa ile birlikte Kürtler, Aleviler, dindarlar ve gayri müslimler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin sorunlarının giderilerek özellikle başörtüsü sorununu hem tüm eğitim kademelerinde hem de kamu hizmetinde kalıcı olarak çözüme kavuşturulması gerekmektedir’’ ifadelerini kullandı.
Anadilde eğitim hakkı anayasal güvenceye alınmalı
Anadilde eğitim hakkının mutlaka anayasal güvenceye kavuşturularak orta vadede hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Bayındır şunları söyledi: “Geçici ve gönüllü her türlü köy koruculuğu sisteminin kaldırılarak bölgenin normalleşmesi sağlanmalı. Ülke seçim barajının tamamen kaldırılarak ülkede ve bölgede alternatif siyasi partilerin ve demokrasinin gelişmesine olanak sağlanmalı. Tüm eğitim kademelerinde andımızın kaldırılarak çeşitli etnik grupların çocukları üzerinde oluşturulan psikolojik travmalar sona erdirilmeli. Bölgedeki tüm yerleşim yerlerinin eski ve asıl yer isimlerinin iade edilerek iki isimli karışıklığın ortadan kaldırılmalı. Yerel yönetimlerin güçlendirilmeli ve Türkiye’nin AB Yerel Yönetimler Özerklik şartlarına koyduğu çekincelerin kaldırılmalı. Halk arasında Ergenekon’un Fırat’ın doğusu olarak adlandırılan olağanüstü hal döneminde yaşanan tüm faili meçhul ve gözaltındaki kayıplar ile ilgili soruşturmalar açılarak sorumlular yargılanmalı ve mağdur ailelerin maddi ve manevi mağduriyetler giderilmeli. 30 yıllık savaş ortamının ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinin meydana getirdiği tüm mağduriyetler giderilmeli ve helalleşmenin sağlanması için devlete karşı işlenen tüm suçlulara genel af çıkarılmalı. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin olağanüstü hal dönemlerinde 5-10 yıllık uzun tutukluluk sürelerinden ve hukuksuz yargılamalarından dolayı binlerce insan işini kaybetmiş ve mağduriyetler yaşanmıştır. Bu kişilerin mağduriyetlerinin giderilerek özellikle kamu görevlisi olanların görevlerine iade edilmeleri gerekmektedir.” (Nihat Kanat - İLKHA)