Mehmet Erkan Yavuz - DOĞRUHABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu açıklamada, işgal rejiminin sözde cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un Şubat ayının başlarında Türkiye’ye geleceğini açıklamıştı. Planlanan takvime göre Herzog’un Türkiye’ye gelişine günler kala söz konusu ziyarete yönelik tepkiler de artarak devam ediyor. Türkiye’nin birçok ilinde işgalci katilin gelmemesi yönünde tepki gösteren STK’lar, hükümetin normalleşme adı altında atılacak adımları durdurmasını bekliyor.
Siyonist işgal rejiminin neredeyse her gün Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınları devam ederken, normalleşme adımlarının atılması, Türkiye’nin İslam alemindeki Müslüman halklar nezdindeki itibarını da derinden sarsacak.
Yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Mehmet Eşin, işgalciyle normalleşmenin kabul edilemez olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile devlet yetkililerinin kararlarını tekrar gözden geçirmesi çağrısında bulundu.
“SİYONİST REJİM SAYGIN BİR DEVLET OLARAK DEĞİL BİR İŞGALCİ OLARAK MUAMELE GÖRMELİDİR”
İşgalci barbarların çocuk, kadın ve ihtiyar demeden katliamlarına deva ettiğini belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Mehmet Eşin, “Hangi lügat ve sözlüğe bakılırsa bakılsın, terör ve teröristin tanımı bellidir. Kadın ve çocuk öldüren, insanların evlerini yıkarak işgal eden, katliam yapan, etrafa korku salanlar terörist ve bunu yapan yapılar terörist yapılardır. Siyonist İsrail bu tanıma fazlasıyla uyuyor. Yaklaşık bir asırdır Filistinlileri vatanlarında katliamdan geçiriyor, kadın ve çocuk öldürüyor, katlettiği insanların evlerini zorla işgal ediyor ve burası benim ülkemdir diyor. Bu, işgalcidir, zorba bir teröristtir. Ve bu rejim saygın bir devlet gibi değil bir işgalci gibi muamele görmelidir. Tanınmamalı, siyasi, ekonomik, askeri ve hiçbir ilişki kurulmamalıdır.” dedi.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE DEVLET YETKİLİLERİ BU KARARI GÖZDEN GEÇİRMELİDİR”
Geçmişte işgalciyle ilişki kuranların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından haklı bir şekilde tenkit edildiğini, ancak gelinen noktada Türkiye’nin bunu yapmasının İslam dünyasında hoş görülmeyeceğine vurgu yapan Eşin, “Türkiye, Siyonist rejimi tanıyan ilk Müslüman ülke olsa da Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘one minute’ çakışı, Mavi Marmara Katliamı sonrası ilişkiler çok zayıf bir noktaya geldi. İşgale karşı dik duruldu ve Filistinlerle aynı safta yer alındı. Erdoğan’ın bu duruşu ve hem Türkiye’de hem de İslam âleminde bir umut oldu. Kendisine ve Türkiye’ye karşı bir teveccüh oluştu. Siyonistlerle ilişki kuran ülkeler bizzat Erdoğan ve devlet yetkilileri tarafından eleştirildi
Direniş, ‘seyfülkudüs’ operasyonu ile siyonizme tokat atmış, esirler ve esaret altındaki toprakların özgürlüğe kavuşmanın startını vermişken Türkiye’den Siyonistlerle ilişki kurulması ve elebaşlarının Türkiye’ye gelmesi herkes gibi bizi de üzmektedir. Verilen vaatler ne olursa olsun, velev ki Türkiye’nin bütün iç ve dış borçları silinsin, ekonomik manada çok ileri boyutlara getirilse de Siyonistlerle ilişki kurulmamalıdır. Ne Aksa ne Filistin toprakları ne de Türkiye halkının onur ve şahsiyeti satılık değildir. Allah’a, Peygemberlere ve Müslümanlara verdikleri hiçbir sözde durmayan Siyonistlerden sadakat beklenmez. Sadece Filistin için değil, Türkiye ve bölgemiz için en büyük tehdittir.
Erdoğan ve devlet yetkilileri bu kararı gözden geçirmelidir. İşgal ve zulme karşı, Kudüs’ün yanında olan duruşlarına devam etmelidir.” şeklinde konuştu.
“HERZOG, SANKİ BİR KURTARICI GELİYORMUŞ GİBİ BEKLENİYOR”
İşgalci rejimin sözde cumhurbaşkanının Türkiye’ye gelmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Herzog’un Türkiye’ye geleceğini büyük bir heyecan içerisinde sanki bayram ilan eder gibi duyurdu. Açıkçası bu durumu yadırgadık. Herzog, sanki bir kurtarıcı geliyormuş gibi bekleniyor. Bu durumu yadırgıyorum. İsraillin zulümlerini, Mavi Marmara katliamının, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıların bir kenara bırakılıp Herzog’un Türkiye’de ağırlanacak olmasını kabul edemiyorum. Bu ziyaret iptal edilmelidir.” ifadelerini kullandı.