7 Temmuz 2020 tarihinde Doğu Türkistan Milli Uyanış Hareketi tarafından Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Çin'in Doğu Türkistan'da yapmakta olduğu soykırım ve insanlığa karşı suçlarla ilgili yürüttüğü başvuru ve sonrasında gelinen süreçle ilgili basın toplantısı düzenlenerek süreçle ilgili bilgi verilip basın açıklaması yapıldı.
Zeytinburnu-Topkapı'da bir otelin konferans salonunda düzenlenen basın toplantısına, Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Merkezi başkanı Nureddin İzbasar, Avukat Gülden Sönmez, Rodney Dixon, Anna Coulon, Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hallit Kanak ve çok sayıda Doğu Türkistanlı katıldı.
Moderatör Zahiddin Diri'nin Doğu Türkistan hakkında yaptığı bilgilendirme ile başlayan program, Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti Başkanı Salih Hudayr'ın videolu mesaj ile devam etti.
Fatma Gül Çakan tarafından Türkçe'ye tercüme edilen mesajda, "Çin Halk Cumhuriyeti son 72 yıldır Doğu Türkistan'ı işgal ederek acımasız bir sömürgeleştirme, soykırım politikası uyguluyor. 2014'ten beri Çin işgal güçleri Doğu Türkistan'daki milyonlarca Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer halkları topluma kamplarına, hapishanelere ve köleleştirme tesislerine göndermiştir. Günümüzde Doğu Türkistan halkı dini ve etnik kimliklerinden vazgeçmeye zorlanıyor. Zorla beyin yıkamaya, kısırlaştırmaya, işkenceye, tecavüze, cinsel istismara, organ hırsızlığına, yargısız infaza ve hayal bile edilemeyen sayısız vahşete maruz bırakılıyorlar." denildi.
Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Halit Kanak tarafından okunan basın açıklamasında, 2022 Pekin Kış Olimpiyatları'nın başlamasına birkaç gün kala, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Çinli yetkililer tarafından Uygurlara karşı işlenen soykırım ve insanlığa karşı suç ile ilgili soruşturma başlatılması hakkında uyarıldığını, Türkiye'de yaşayan Uygur diasporasının da UCM'yi Çinli yetkililer tarafından işlendiği iddia edilen suçlar hakkında soruşturma açmaya çağırdığını hatırlattı.
"Farklı ülkelerdeki Uygurlar zorla sınırdışı ediliyor"
Temmuz 2020'den bu yana UCM'ye konu hakkında soruşturma açmaya yetkili olduğuyla ilgili delillerin 3 dosya halinde 3 farklı tarihte sunulduğunu belirten Kanak, "6 Temmuz 2020 tarihinde, UCM'ye Çinli yetkililerin, UCM'ye taraf olan Tacikistan ve Kamboçya sınırları içerisinde yaşayan Uygurları toplayıp Çin'e zorla sınırdışı ettiğini kanıtlar nitelikteki bir dilekçe delilleriyle beraber sunulmuştur. Toplanan kanıtlara göre, 2016-2018 yılları arasında Tacikistan'dan sınır dışı edilen Uygurların sayısında hızlı bir artışın olduğu ve orada yaşayan Uygurların nüfusunda yüzde 85 oranında bir azalma olduğu tespit edilmiştir. Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan'da derinlemesine yapılan bir saha araştırmasında toplanan veriler konuyu doğrular niteliktedir. Dördüncü bir delil sunma sürecinin önümüzdeki haftalarda yapılması planlanmaktadır. Eğer konu hakkında soruşturma açılırsa, bu UCM'nin Orta Asya'da başlattığı ilk soruşturma olacaktır." dedi.
"Pekin Kış Olimpiyatları 14 ülke tarafından boykot edildi"
Soykırım delillerinin Doğu Türkistan Sürgündeki Hükümeti, Doğu Türkistan Ulusal Uyanış Hareketi ve diğer tüm Uygur mağdurları adına Rodney Dixon QC öncülüğündeki bir avukat ekibi tarafından UCM'ye sunulduğunu belirten Kanak, 4 Şubat tarihinde başlayacak olan Pekin Kış Olimpiyatlarının ABD ve Birleşik Krallık başta olmak üzere 14 ülke tarafından iptal edilmesi için diplomatik olarak boykot edildiğini ifade etti.
"Delillerle ispatlanan soykırım suçu UCM tarafından soruşturulmalı"
Kanak, "Bugün İstanbul'da düzenlenen bu etkinlikte, Türkiye'de yaşayan Uygur diasporasının fertleri, Uluslararası Ceza Mahkemesi savcılık ofisinin, Çin yetkilileri tarafından Uygurlara karşı işlendiği iddia edilen Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suç hakkında soruşturma başlatması ile ilgili çağırıda bulundu. Bu dilekçe, Doğu Türkistan Sürgündeki Hükümeti, Doğu Türkistan Ulusal Uyanış Hareketi ve diğer Uygur mağdurları adına hareket eden bir avukat ekibi tarafından UCM Savcılık Ofisine (OTP) üç ayrı delil sunum süreciyle beraber iletilmiştir. Dilekçede, Çin'in Roma Statüsü'ne taraf olmamasına rağmen UCM'nin Çin yetkililerine karşı soruşturma açmaya yetkili olduğunu kanıtlayan deliler bulunmaktadır. Bu avukat ekibine İstanbul’daki bu etkinlikte konuşma yapan İngiliz Avukat Rodney Dixon QC öncülük etmektedir. 6 Temmuz 2020 tarihinde yapılan ilk başvuru, UCM’nin konu hakkında soruşturma açılması talebi ile ilgilidir. Başvuru dilekçesi, Uygurların, Çin yetkilileri tarafından Kamboçya ve Tacikistan gibi UCM’ye üye ülkelerde gözaltına alındığıyla ilgili delilleri göstermektedir. 10 Haziran 2021 ve 11 Kasım 2021 tarihlerinde ilk başvuruyu destekler nitelikteki deliller UCM savcılık ofisine sunulmuştur. Önümüzdeki haftalarda ise daha derinlemesine yapılan araştırma ve veri toplama sürecine göre dördüncü defa delil teslim ve tevdi sürecinin başlatılması planlanmaktadır. Toplanan delillere göre, Uygurların, UCM’ye taraf bir devlet olan Tacikistan'da Çin ajanları tarafından hedef alındığı, toplandığı ve akabinde sınır dışı edildiği ve işgal altındaki Doğu Türkistan'a geri gönderildiği anlaşılmaktadır. Aynı zamanda, bu deliller Çin yetkililerinin Tacikistan'a doğrudan müdahale ettiğini de göstermektedir. Dolayısıyla UCM, Tacikistan'da başlayan ve Çin'e kadar devam eden bu eylem silsilesi üzerinde yargı yetkisine sahiptir. Tarafımız, UCM savcılık ofisinin (OTP) gecikmeksizin bir soruşturma başlatmasını talep etmektedir." diye konuştu.
"Çin, aile bağlarını suiistimal ederek Uygurların geri dönmesi için baskı uyguluyor"
Bugüne kadar toplanan verilere göre, son 10-15 yılda Tacikistan'da yaşayan Uygurların sayısının tahmini olarak 3 binlerden yüzlere kadar düştüğü, bu azalmanın büyük ölçüde 2016–2018 arasında gerçekleştiğini ifade eden Kanak, "Bu azalma, Tacikistan'daki Uygur nüfusunun yaklaşık yüzde 85 yüzde 90'ını oluşturmaktadır. Buna ek olarak, benzer bir durum Kırgızistan'daki Uygurlar için de geçerlidir. Veriler, orada yaşayan Uygur nüfusunda da yüzde 87 oranında bir düşüş yaşandığını göstermektedir. Toplanan verilere göre, Uygurların Çin'e geri gönderilmesi için iki ana yöntem kullanılmıştır. Birinci yöntem, aile bağlarının suiistimal edilmesidir. Uygurların Doğu Türkistan'daki aile üyeleri, geri dönmeleri ile ilgili acil telefon aramalarını çoğaltmıştır. Bunun yapılmaması halinde aile üyelerinin tutuklanacağı ile ilgili tehditler de çoğalmıştır. Bu veriler ise bizim iddiamızı destekleyen önde gelen delillerimizdendir. Uygurların Çin'e geri gönderilmesi için kullanılan ikinci yöntem ise, Tacikistan’da bulunan Çin’in büyükelçilik ve konsoloslukları doğrudan Tacikistan’daki Uygurların resmi evrak işlerinin yürütülmesine karışmaktadır. Vize işlemlerinden, çalışma izinlerine kadar bir sürü resmi evrak işlemleri geciktirilmektedir. Buna ek olarak, Tacikistan'da bulunan Çin Kamu Güvenliği Bürosu üyeleri, Uygurların yaşadığı ve çalıştığı bölgelere baskınlar düzenlemeleri için yerel Tacik polislerine yönlendirmede bulunmaktadır. Resmi evraklar edinmekte sıkıntı yaşayanlar ya da edinemeyenler ise onar küçük gruplar halinde Çin'e geri gönderilmektedir. Tacikistan'da kalanlar ise Çin konsolosluklarının denetimine tabi tutularak haftalık rapor sunmaya zorlanmaktadır." şeklinde konuştu.
"UCM'yisoruşturma açmaya davet ediyoruz"
Rodney Dixon öncülüğündeki avukat ekibinin topladığı yeni verilerin Çinli yetkililerin UCM'ye taraf bir ülke olan Tacikistan'da tutuklama, adam kaçırma ve sınırdışı etme gibi yasadışı eylemlerde bulunduğunu gösterdiğini vurgulayan Kanak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
Sadece Çinli yetkililer tarafında yapılan bu eylemler bile Mahkemeye konu hakkında yargılama yetkisi vermektedir. Buna ek olarak, bahsedilen bu eylemler, Çin’in işgal altındaki Doğu Türkistan’da işlemekte olduğu soykırım ve insanlığa karşı suç eyleminin ilk safhasını oluşturmaktadır. Çin, bu bir dizi suç eylemlerini müteselsil bir şekilde yapmaktadır. Tacikistan ve Kamboçya’dan Çin’e geri gönderilen Uygurlar, geri gönderildikten sonra, Çin yetkilileri tarafından, soykırım ve insanlığa karşı suç eylemlerine maruz kalmaktadır. Bu iki safhadaki suç eylemleri arasında müteselsillik ve organik bağ mevcuttur. Dolaysıyla UCM, suçu oluşturan eylemlerin ilk safhasının UCM'ye taraf olan devletlerde işlendiği gerekçesiyle, suçu oluşturan eylemlerin tamamı üzerinde, Çin yetkililerine karşı soruşturma başlatma ve yargılama yetkisini kullanabilir. Araştırma ve veri toplama süreci devam etmekte olup, önümüzdeki haftalarda UCM tarafına daha fazla deliller sunulacaktır. İstanbul'da yaşayan Uygurlardan oluşan dinleyici kitlesine konuşan Rodney Dixon QC, UCM Savcılığına sunulan ve Çin yetkililerin doğrudan Tacikistan'da, yani UCM'ye taraf olan bir devlette gerçekleştirdiği bu bir dizi eylemleri gösteren üç ayrı dosya halinde sunulan dilekçeye göre, UCM savcılık ofisi, Çin yetkililerine soruşturma açma yetkisine sahiptir. Sunulan delillere bakıldığında, Çin yetkililerinin, UCM'ye taraf olan bir devlette yaşayan Uygurları toplayıp, onları onlardan bir daha haber alınamayacakları Çin'e geri göndermeye yönelik oldukça düzenli ve sistematik bir planının olduğu aşikardır. UCM savcılık ofisini, konu hakkında hızlı hareket etmesine ve her gün durum kötüye giderken bir an önce konu hakkında soruşturma başlatmasına çağırıyoruz. Uygurlar uzun süredir tarif edilemez suçlara maruz kalmaktadır. Onlar için adalet ve hesap verebilirliği sağlamak için mevcut tüm yasal mekanizmaları kullanmalıyız.
Yapılan basın açıklamasının ardından ise avukat Rodney Dixon, yaşanan hukuksuzlukları anlatan bir sunum gerçekleştirdi. (İLKHA)