Bir süre önce sanat adı altında ve ifade özgürlüğü kılıfı arkasına saklanarak ilk peygamber, insanlığın atası Hazreti Âdem ile Hazreti Havva hakkında "cahil" nitelemesi yapan Sezen Aksu'nun söylemleri gündemde uzun süredir yerini korumaya devam ediyor.

Söz konusu söylemler ciddi bir kesim ve halk tarafından kınanırken kimi sözde âlim kisveli bazı kişilerin ise sözde sanatçıya destek vermesi de tepkilere neden oldu.

 

Tartışmalardan bağımsız olarak Hazreti Âdem'in sahip olduğu ilim hakkında ayetler çerçevesinde İLKHA muhabirine bir değerlendirmede bulunan Emekli İmam Cemal Çınar, Hazreti Âdem'in sahip olduğu ilmin bizzat Allah tarafından verildiğini, meleklerin ve cinler içerisinde büyük bir konuma sahip olan şeytanın bu ilme sahip olmadığını, Hazreti Âdem'in sahip olduğu ilmin dünyadaki tüm ilimlerin hard diski mesabesinde olduğunu ifade etti.

Kur'an-ı Kerim'de peygamber efendimiz Muhammed Mustafa (Sallalahu Aleyhi Vesellem) dâhil Hazreti Âdem Aleyhisselam yaradılışı kadar, şeytan ile olan mücadelesi, mütevazılığı ve üstün ilmi hakkında hiçbir peygamberden bahsetmiyor. Yeryüzünde bir halife yaratacağını söyleyen Allah haşa sözünden döndü mü ki, yarattıktan sonra onu dünyaya değil de cennete göndersin. Kur'an-ı Kerim, İtikat, amel ve geçmiş kavimlerin hayat hikâyesini anlatmakla ilgili 3 ana konu üzerinde durur. Geçmişte yaşanan olaylardan Kur'an'ın kendisine indiği ve ondan sonra kıyametin kopacağı ana kadar Müslümanlar bundan ders alsınlar diye bunlar anlatılmaktadır. Hazreti Âdem'in bir beşeriyet becerisi olmadığı için Allah'u Teâlâ O'nu cennete gönderiyor. Orada şeytanı kendisine musallat ederek imtihan ediyor. Orada bir beşeriyet becerisini kazandırmak üzere cennete gönderiyor. Önce bunu bilmemiz lazım." dedi.

"Hazreti Âdem'e verilen ilim dünyadaki tüm ilimlerin hard diskidir"

Çınar, "Dünyada şu anda en büyük ilmi birikime sahip insan bile tüm eşyanın ismini bilmiyor. Âlimler eşyanın isminden kasıt eşyanın mahiyetini bilmek, ne işe yaradığını bilmek olduğunu söyler. Bundan hareketle Hazreti Âdem aslında kıyametin kopacağı ana kadar nasıl ki tüm insanların genleri O'nun hücrelerinden sadır oluyorsa, bütün ilimler de Hazreti Âdem'e verilen ilimden gelmektedir. Tabiri caizse Hazreti Âdem'e verilen ilim dünyadaki tüm ilimlerin hard diskidir. Allah'u Teâlâ kıyamet gününe kadar elde edilecek tüm ilimlerden daha fazlasını Hazreti Âdem'e vermiştir. Meleklerin bile bilemeyeceği bir ilim vermiştir." diye konuştu

"Hazreti Âdemi cahillikle suçlamak, aslında bilgisizlik değil bir ahlak sorunudur"

Allah'u Teâlâ'nın her peygamberi bir özelliği ile ön plana çıkardığını, Hazreti Âdem'in özelliğinin ise ilim olduğunu hatırlatan Çınar, "Hazreti Eyyub'u sabrıyla, Hazreti İsa'yı mucizeleriyle, Hazreti Musa'yı mücadelesiyle, Hazreti İbrahim'i tevekkülüyle, Hazreti Muhammed Aleyhissalatu vesselam habipliği ile göz önünde tutuyor. Bütün peygamberler sabırlıdır. Hepsi Allah'a tevekkül etmişler ve hepsinin de mucizeleri vardı. Fakat her peygamber bir yönü ile öne çıkıyor. Hazreti Âdemin önde tutulan özelliği ilmi yönüdür. O ilim de okul okuyarak, çalışarak elde edilmiş değildir. Bizzat yüce Allah'ın kendisine bildirmesiyle öğrenmiştir. Allah'u Teâlâ kâinattaki tüm olayları meleklerin eliyle gerçekleştiriyor. Kâinatta var olan nesnelerin tamamından meleklerin haberi olduğu halde Hazreti Âdem'in haberdar olduğu bilgiden ne meleklerin ne de şeytanın haberi yoktu. Onun için Hazreti Âdem'i cahillikle suçlamak, aslında bilgisizlikten daha çok bir ahlak sorunudur." şeklinde konuştu.

"Allah emaneti irade sahibi olan insana vermiştir"

Hazreti âdem ile ilgili çarpıtılan konulardan birisinin de Ahzab suresinin 72'nci ayetinin olduğunu belirten Çınar, "Ayette; Biz emaneti göklere, yerlere, dağlara sunduk onlar taşınmaktan korktular. Onu insan onu taşıdı. İnsan ne zalimdir ne cahildir' deniliyor. Bu ayeti nasıl anlamamız lazım? Birileri, sanki Allah'u Teâlâ emanet vermeye çalışırken haşa birisine pazarlamak istediği şeklinde bir mana verildiğini görüyoruz. Bu Kur'an'ın ruhuna terstir. Tüm insanlık namına haşa diyorum. İnsan ahmaklığından o emaneti aldı gibi bir mana çıkarılması abestir. Buradaki emanet akıl, irade, hürriyet, cüzi iradedir. Göklerin, yerin ve dağların böyle bir iradesi olmadığı için bu emaneti cüzi irade sahibi olan, bütün kâinatın üzerinde tasarruf edebilecek, bütün kâinat üzerinde istediğini yapabilecek, hatta cenabı Allah'ı bile inkâr edebilecek imkânın kendisine verildiği insana vermiştir. Kendisine bu kadar özgürlük ve imkân verilen insanın kendisine emanet edilenin kıymetini bilmemesi, nefsine zulmetmesi, Allah'a asi olması kişiyi cehennem azabına müstahak eder." ifadelerini kullandı.

Meleklerin Hazreti Âdem'e secde etmelerinin sebebi sahip olduğu ilimden kaynaklanmaktadır"

Allah'ın kendisine verdiği değeri bilmeme hususunda cahil davranan insanların çok olması sebebiyle Allah'u Teâlâ'nın ayette 'insan ne zalim ne çok cahildir' dediğini vurgulayan Çınar, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

Ey insanoğlu! Bu kadar sana ikramda bulunan rabbine karşı inkâra götüren şey nedir? Bu hitap resulullaha olabilir mi? Peygamberlere olabilir mi? Usulde bir kaide var. Hüküm ekseriyete göre veriliyor. İnsanların birçoğu emanetin kıymetini bilmediğinden dolayı nefsine zulüm, cenabı Allah'ın kıymet verdiği bu makamın değerini bilmediğinden dolayı insanların çoğu cahil demek isteniyor. Çünkü bir kavram peygamber için kullanıldığında farklı bir manası, Allah için kullanıldığında ayrı, insanlar için kullanıldığında ayrı bir manası var. Mesela; 'Biz Âdem ile bir ahit yaptık ama O unuttu. Unutmamak için onda bir azim görmedik' diye bir ayet var. Allah' Teâlâ, meleklere ve şeytana Âdeme secde edin' diyor. Bir insana secde edilir mi? Bu ayeti tevil ettiğimiz gibi peygamberler için kullanılan diğer ifadeleri de tevil etmeliyiz. Biz şimdi Kâbe'nin duvarına yönelip secde ediyoruz fakat Kâbe'ye değil Kâbe'nin rabbine secde ediyoruz. Hazreti Âdem de o gün onların Kâbe'si gibiydi. Secde etmelerinin emredilmesi hususu da 2 ilim karşılaştırması yapıldıktan sonra ortaya çıkan bir durumdur. İlim karşılaştırılmasın da İblis de bakıyor ki, bu ilim onda da yok. Hâlbuki İblis, cinler içerisinde hem âlim hem de âbid bir kişiydi. O'nun da gücünü aşan, meleklerin de bilgisini aşacak şekilde büyük bir bilgi sahibi olduğundan Hazreti Âdem'e secde etmeleri istenmiştir. Melekler itiraz etmeden secde ettiler ama şeytan itiraz etti. Allah'u Teâlâ, iblise 'sana secde et dediğim zaman bu emrime karşı seni men eden şey nedir? Diye soruyor. İblis, 'ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten onu topraktan yarattın' diyor ama daha bilgili olduğunu söyleyemiyor. Yaptığı kibre karşı cismi delil gösteriyor. Mana üzerinden değil cisim üzerinden gidiyor. Ateşin biraz daha haşmetli olması üzerinden kendisini aklamaya çalışıyor.

Çınar, "Bütün dünya Müslümanlarına sesleniyorum! Kur'an-ı Kerim mesele üzerinde değil mesaj üzerinde duruyor. Hazreti Âdem unuttuğu halde, cenabı Allah 'şu ağaçtan yeme dedim niçin yedin?' dediğinde, 'yarabbi! yanlış yaptım' deyip suçluyor. Allah'ın azameti önünde kendini suçluyor. Bu sadece Hazreti Âdem değil bütün peygamberler, nebiler, muttaki olan, vahit olan, âlim olan hepsi kendini suçlar. Allah'ın ayetleri ile alay edildiği yerde, 'o sözleri terk etmediği müddetçe siz orada durmayın' diye ayeti kerime var. Allah'ın bir peygamberi ile alay ediliyor. Allah'a inanıyorum, peygamberlerin yolundayım, Allah'ın kitabından bahsediyorum, konuşuyorum diyen bir insanın onların yanında kalması bu ayete yüzde bin muhaliftir. Kur'an'ın Allah tarafından meleklerde bile olmayan ilim verilmiştir. Şeytan da buna itiraz etmiyor. Fakat birileri insan, hatta Müslüman olduğunu söyleyip Hazreti Âdem'i cahillikle suçlamaları bana göre şeytandan da aşağıya düşmek gibi bir şeydir. Hazreti Âdem Aleyhisselam ilk insan ve ilk peygamberdir. Allah'u Teâlâ O'nu denemek, beşer tecrübesi kazandırmak için cennete koyuyor. Cennette uzak durması gerekeni söylüyor. Şeytanın da O'na düşman olduğunu bildiriyor. Bunu unutan Hazreti Âdem'i günahkâr veya cahil olarak suçlamak Yahudi ve Hristiyanların kültürüdür. Tevhid Anlayışında asla peygamberlere böyle bir şey yakıştırılmaz." dedi. (İLKHA)