İran'ın doğalgaz veremeyeceği konusuna ilişkin Türkiye'nin doğalgaz borcu olup olmadığı sorusuna yanıt veren Erdoğan, "Biz İBB değiliz. Bizim İran'a borcumuz yok. Bu iddialar yalandır ve Cumhurbaşkanı İbrahim Bey ile yaptığım görüşmede de kendisine de söyledim. Bir arızadan ötürü bu işi 10-15 gün erteleme durumlarının olacağını söylediler." dedi.
"Kademeli tarife Türkiye'deki hanelerin ortalama elektrik tüketimleri hesaplanarak 150 Kilovat saat olarak belirlendi"
Elektrik faturalarında kademelendirme sonrasında vatandaşlardan gelen şikâyetlerin olduğuna ilişkin sorulan soruya da cevap vere Erdoğan, "salgın koşulları nedeniyle alınmış bir tedbirdir. Dünyada hammadde fiyatlarındaki artış sebebiyle enerji maliyetlerinde büyük artışlar meydana geldi. Dünyada elektrik üretiminin ana ham maddelerinden olan kömür madenlerinde 5 kat, doğalgaz fiyatlarında 10 kat artış söz konusu. Enerji piyasalarının sürdürülebilirliği için zorunlu bir düzenleme yapılmış olmakla birlikte özellikle fiyatlarda sübvansiyon hala mevcuttur. 2021'de vatandaşların elektrik faturalarında yüzde 50, doğal gazda yüzde 75 sübvansiyona gidilmiştir. Böylece toplamda 100 milyar TL'yi bulan maliyeti devletimiz sübvanse ederek karşıladı ve tarifelere de bunu yansıtmadı. 2022'de de benzer sübvansiyonlar devam edecek. Ayrıca bir konut abonesinin aylık elektrik ve doğalgaz faturaları için ödediği toplam tutar 2002 yılında net asgari ücretin yüzde 47'sini oluşturuyordu. Aynı miktardaki tüketim için bu oran yüzde 12,9 seviyelerine düştü. Kademeli tarife Türkiye'deki hanelerin ortalama elektrik tüketimleri hesaplanarak 150 Kilovat saat olarak belirlendi. 2021 yılı verilerine göre ülkemizdeki konutlarda kullanılan ortalama tüketim aylık 134 Kilovat saat olarak gerçekleşti. Aylık 150 Kilovat saatlik tüketim düşük tarifeden, 150 Kilovat saati aşan tüketimlerde daha yüksek bir tarifeden faturalandırılıyor. Kademeli tarifenin amacı elektriğin verimli kullanımını teşvik etmektir. Dar gelirli vatandaşlarımızın kullandığı elektriğin sübvanse edilmesini sağlamaktır. Uygulama henüz yeni başladı. Önümüzdeki günlerde kullanım verileri de takip edilecektir." diye konuştu.
"Düşük faiz modeli ile birlikte ülkemiz daha güçlü hale gelecek"
Faiz ile mücadele konusunda da açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Her şeyden önce uyguladığımız bu akılcı politikalarla kamu maliyesini de bankacılık sektöründe de ciddi kazanımlar, güçlü bir duruş elde ettik. Bunun yanı sıra faiz oranlarında tarihi düşük seviyesini, yakalama başarısını göstermiştik. Türkiye, 2013 yılında tarihinin en düşük faiz ortalamasını yakaladı. Ancak bunun ardından bir dizi içi ve dış olumsuz gelişmeler sebebiyle bu süreç kesintiye uğradı. Diğer taraftan son 20 yılda altyapı yatırımları konusunda önemli mesafeler kat ettik. Doğrudan yatırımları teşvik eden bir alt yapıya sahibiz. Ülkemizde devrim niteliğinde adımlar atıldı. Ülkemizde ihracat ve istihdamı arttırmak önceliğimiz oldu. Tüm bunlar yeni modelimizin uygulanmasına yönelik uygun zemini hazırladı. Böylece nihai amacımız olan dengeli ve sürdürülebilir büyümeye kesinlikle ulaşacağız. Dengeli büyüme kompozisyonunun dış talep lehine iyileştirildiği bir görünümü ifade ediyor. Sürdürülebilir bir büyüme ise makro dengelerin korunduğu büyüme çerçevesine işaret ediyor. Yüksek faiz ortamının uzun vadede kırılganlık oluşturduğu aşikâr. Bu ortamda kaynaklarımız üretime gitmiyor. Bu da üreterek büyümek isteyen ülkemizin gelişimine ket vuruyor. İşte bu sebeple düşük faiz ile kaynaklarımızı üretip istihdam, ihracat ve büyüme olarak kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki döneme çok iyimser bakıyoruz. Son dönemde döviz kurlarındaki istikrarlı seyir bu iyimser bakışımızı da destekliyor. Kamusal kaynakları ve banka kredilerini etkin ve verimli şekilde üretimin arttırılması için kullanarak bu mücadelemizde başarılı olacağımıza da inanıyorum. Bu model ile birlikte ülkemiz daha güçlü hale gelecek. Ekonomimiz olası spekülatif, manipülatif söylemlerden daha az etkilenecektir. Faizden medet umulmasını doğru bulmuyoruz." şeklinde konuştu.
Enflasyon konusu
Salgın sürecinde fiyatlarda ciddi artış, uluslararası taşımacılıkta navlun fiyatlarında yükseliş olduğunu ifade eden Erdoğan. "Küresel tedarik zincirindeki bozulmalar net ortada. Tüm bunlarla beraber girdi maliyetlerinde önemli artışlar oldu. Bu durum tüm dünyada enfalsyon baskısını arttırdı. Maliyet enflasyonuna yol açan bu gelişmeler diğer ülkelerde olduğu gibi kaçınılmaz olarak ülkemizde de etkili oldu. Çoğunlukla salt ve geçici olan faktörlerin normalleşmesi ile birlikte yurt içi finansal piyasalarda bir dengelenme söz konusu. Bugün dünyanın ekonomide en büyüğü olan Amerika enflasyonla mücadele ediyorsa, batı ülkeleri bunu başaramıyorsa kendi ülkemizdeki şartlara da buna göre bakacağız. Bu dengelenme 2022 yılı enflasyon görünümüne inanıyorum ki olumlu katkı sağlayacaktır. Enflasyon ile mücadele önceliğimizdir. Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlandırmak ve olumsuz etkilerini vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıtmak amacıyla gerekli adımlar atılıyor." dedi. (İLKHA)