İlk ve ortaöğretimde yaklaşık 18 milyon öğrenci, 2021-2022 eğitim öğretim yılı birinci dönemini alacakları karnelerle bugün sona erdi. Yarıyıl tatili 24 Ocak Pazartesi başlayıp 4 Şubat Cuma günü tamamlanacak ve 2021-2022 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi 7 Şubat'ta başlayacak.

Yarıyıl tatilini öğrenciler nasıl değerlendirmeli, nelere dikkat etmeli, bu süreyi değerlendirmek için ailelere düşen görev nedir? Karne notları düşük gelen öğrenci aileleri çocuklarına nasıl davranmalı, düşük notlarını yükseltmek için söz konusu öğrenciler ne yapmalı, psikolojik destek konusunda neler yapılmalı gibi soruları Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez'e sorduk.

 

Öğrencilere ve velilere önemli tavsiyelerde bulunan Söylemez, çocukların bol bol kitap okumalarını tavsiyesinde bulunan Söylemez, ancak birinci dönemin tekrarı şeklinde günlük olarak şu kadar soru çözeceksin cümlesini bu tatil döneminde kullanılmasını arzu etmediklerini ve çocukların 2 haftalık tatil sürecini tatil olarak geçirmeleri gerektiğini ifade etti.

Özellikle bu süreçte öğrencilerin yaşadıkları stresi atlatmaları için ailelerin kendilerine destek olmaları gerektiğine dikkat çeken Söylemez, salgından dolayı unutulmaya yüz tutan akraba ziyaretlerinin ve misafir kabul edilmesinin bu süreçte yapılması gerektiği ve çocukların da misafirleri karşılayıp onlara hizmet etmeleri tavsiyesinde bulundu.

Çocukların uyku düzenine de dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Söylemez, imkân dahilinde çocukların uyku düzeninin bozulmaması için okul döneminde hangi saatlerde uyuyup kalkıyorlarsa tatil sürecinde de aynısının yapılması gerektiğini söyledi.

Akademik olarak herkesin aynı düzeyde olmasının beklenmemesi gerektiğine vurgu yapan Söylemez, bir öğrenci, bir adım öteye gitmek adına mücadele edip elinden geleni yapıyorsa bundan ötesini istemenin ve başkalarıyla yarıştırmanın kendisine zulüm olduğunu ve çocuğun psikolojisinin bozulacağına dikkat çekti.

"2 haftalık süre ile normal örgün dönemdeki okul dönemi ile aynı olmaması gerekiyor"

2021-2021 Eğitim-Öğretim yılı birinci kanaat döneminin zorlu bir süreçten sonra bittiğini kaydeden Söylemez, "Elbette ki bu 2 haftalık süreci değerlendirmek gerekiyor. Tabi adını tatil koyduğumuza göre, bu 2 haftalık süre ile bizim normal örgün dönemdeki okul dönemi ile aynı olmaması gerekiyor. Bu 2 haftalık süre içerisindeki önerilerimiz, klasik ama hakikaten doğru yani bol bol kitap okumaları, ancak okul döneminde olduğu gibi bunun adını ders kitapları, soru çözümü olmaktan ziyade kendi ilgi alanlarındaki kitaplardan olması daha önemlidir." dedi.

"Mutlaka akraba ve aile büyükleri ziyaret edilmeli ve eve misafir almalıyız"

Öğrencilerin 2 haftalık süreçte yaşadıkları stresi atlatmaları ve ailelerin de bu konuda kendilerine destek olması gerektiğine vurgu yapan söylemez, şöyle devam etti:

Bu stresi atlatmaları için özellikle pandemi döneminde azalan akrabalık ilişkilerimizi tekrar yapmaya başlamalıyız. Mutlaka akraba ve aile büyükleri ziyaretleri yapılmalı ve eve misafir almalıyız. Çünkü Pandemi dolayısıyla çocuklarımız eve misafir almayı, onları karşılamayı ve onlara hizmet etmeyi unuttu. Bu konuda akrabalarımızdan olsun komşularımızdan olsun özellikle çocuklarımız adına misafir alıp onları karşılamak ve onlara hizmet etmelerini sağlamamız gerekir. Bu süreçte mutlaka aileler çocuklarıyla iş birliği yapmaları gerekir. Çünkü bir çocuğun ailesinden habersiz ya bir akraba ziyaretleri yapması ya da misafir ağırlaması mümkün değildir. Bundan dolayı ailelerin mutlaka kendilerine yardımcı olmaları lazım. Bir de çocuğun birinci dönemin tekrarı şeklinde günlük olarak şu kadar soru çözeceksin cümlesini bu tatil döneminde kullanmalarını arzu etmiyoruz.

"Sabahlara kadar uyumayan bir çocuk gündüz gözüyle uyumayı tercih ederse sosyalleşemez ve bu tatili değerlendiremez"

Söylemez, "Dikkat edilmesi gereken başka bir konu ise çocukların uyku düzeni. Özellikle bu tatil döneminde çocuklarımızın vücut ve psikolojik olarak dengelerinin yerinde kalması için uyku düzenlerini bozmamalarını tavsiye ediyoruz. Okul döneminde kaç saat uyumuş iseler ve hangi saatler arası ise mümkünse bunu bozmamalarını tavsiye ediyoruz. Şunu unutmayalım ki sabahlara kadar uyumayan ve bir şeylerle uğraşan bir çocuk gündüz gözüyle de uyumayı tercih ederse sosyalleşemez ve bu tatili değerlendiremez. Çünkü gündüzler çalışmak için geceler ise istirahat için yaratılmıştır." diye anımsattı.

"Akademik başarı önemli ama çocuğu sürekli başkalarıyla yarıştırmak ve baskı uygulamak psikolojisini bozacaktır"

Akademik olarak herkesin aynı düzeyde olmasının beklenmemesi gerektiğine vurgu yapan Söylemez, "Birçok alanda da yeteneklerimiz farklı olabiliyor. Dolayısıyla şimdi matematikten tüm çocukların yüz almasını beklemek ya da çocuğumuzun yüz almaması halinde o çocuğu eksik görmek doğru değildir ve büyük bir haksızlıktır. Çocuğumuzu kazanmak yerine bazen kaybedebiliyoruz. Ben bu noktada; her öğrencinin, her sınıfın, her ilçenin, her okulun, her ilin tek rakibinin olduğunu ve kendisinin son hali olduğuna inanıyorum. Kendinin bulunduğu son pozisyonda bir öğrenci, hakikaten bir adım öteye gitmek adına mücadele edip elinden geleni yapıyorsa bundan ötesini istemek, başkalarıyla yarıştırmak zulümdür. Biz çocuklarımızı yarış atı yapmamalıyız. Bu noktada bizim için akademik başarı önemli olmakla birlikte asıl olan onların ruh sağlığıdır. Biz, çocuklarımızın ruh sağlığının bozulduğunu gördüğümüz anda eyvah keşke bunları istemeseydim diyeceğiz. Bundan dolayı buna baştan dikkat etmemiz gerekiyor. Her öğrencinin kendisine göre bir kapasitesi vardır ve önemli olan bu kapasitesini disiplinli bir şekilde kullanmaktır. Yani 60'lık bir öğrenciyi 2 hafta içerisinde 'Hemen bunu yüz yapacaksın' ona ağır geldiği gibi psikolojik olarak da asıl amaca hizmet etmeyecektir. Yani 70-80'de kalması kendisi için bir ilerleme iken, aile için 90 ya da 100 almaması bir handikap ise bu çocuğun psikolojisini bozacaktır. Ben şuna inanıyorum disiplin ve moral çok önemli ve onunla beraber yürümek önemli ama çok baskının da işe yaramadığını kanaatindeyim." uyarısında bulundu.

Bu süre zarfında özellikle temizlik görevlilerin yetersiz olduğu için okul idarelerinin çok ciddi sıkıntılar çektiğini ve fedakârlıklar yaptığını anımsatan Söylemez, "Belki 7-8 hizmetli arkadaşımızın yerine 2-3 arkadaşımız büyük bir performans göstererek okullarımızı sağlıklı bir şekilde yürüttüler. Bu konuda eğitimin içerisinde bulunan tüm paydaşlara ve tüm eğitim çalışanlarına çok teşekkür ediyorum." dedi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in tüm öğretmenlere vereceği Başarı Belgesi'ne de değinen Söylemez, "Sayın Milli Eğitim Bakanımız özellikle bu süreçle ilgili tüm öğretmenlerimize Başarı Belgesi vermesini önemsiyorum ancak sadece öğretmenlerle sınırlı olmasının da doğru olmadığı kanaatindeyim. Asıl teşekkürü ve başarı belgesinin kendisi dışında bakanlıkta çalışan tüm eğitim çalışanlarına verilmesi halinde hak edileceğini düşünüyorum ve en kısa zamanda bunu telafi etmelerini bekliyorum." diye çağrıda bulundu.

Söylemez son olarak, velililere, öğrencilere, tüm eğitimci ve çalışanlara teşekkür ederek, öğretmen ve öğrencilere iyi tatiller diledi. (İLKHA)