Her şey Sezen Aksu'nun, 5 yıl önce yazmış olduğu şarkısının videosunu you tube'den yayınlamasıyla başladı sanılır.
İlk bakışta bunun spontane bir gelişme olduğu sanıldı
Ancak gerek Hz Adem İle Hz Havva'ya yapılan hakaretler gerekse de sonrasında yaşanan gelişmeler olayın sıradan birşey olmadığı zannını oluşturdu.
Belli bir kesimin sanatçısı olarak ünlenen Sezen Aksu, kuyuya ağır bir taş atmış fitne ateşini yakmış ve bir köşeye çekilip seyretmekte.
Ne bir ses ne bir özür, ne de bir yorum yapmazken onun üzerinden İslam'a karşı mesafeli olanların sesleri çıkıyor.
Tabii, Kur'an'ı 'Akıllarına göre' tevil ederek Sezen Aksu'ya destek çıkan ve Laik-Kemalist güruha göz kırpan zevat ayrı bir araştırma konusu.
Gündem Sezen Aksu'nun hadsiz ifadelerine odaklaanmışken Serdar Kuzuloğlu isimli başka bir şaklaban gittiği bir panelde hadsizliği başka bir boyuta taşıyarak bu kez Hz Adem'(a.s)'a hakaret ediyor.
Panelde "Tanrı bir gün kaburgasından Havva'yı yaratır. Sa... Adem, cennettesin oğl... her şey ayağının altında. Ne bela alıyorsun kendine. Bütün olay böyle başladı." sözleri ile Müslüman bir ülkede Müslümanların bir peygamberine ağza alınmayacak hakaretlerde bulunmuş oldu.
Burada dikkat çekici olan birkaç nokta var;
1-Hz Adem ile başlatılan hakaret ve hadsizlik hamlesini birileri mi organize ediyor?Kim?
2-Hadsizliğin boyutu bilerek mi artırılıyor? Neden?
3-Sözüm ona 'İlahiyatçı olarak tanınan zevat Sezen Aksu'dan sonra Serdar Kuzuloğlu'nu da savunacak mı?
4-Devletin kanunlarında neden Mukaddesatın korunmasına yönelik sağlam ve caydırıcı yasalar yok? Mesela aynı kişiler bu hadsizliği Mustafa Kemal için yapsalar yasa ve devletin refleksi ne olur?
5-Bunca hadsizliğin önü neden alınmıyor? Yoksa birileri "Şartların olgunlaşmasını" mı bekliyor?