İSTANBUL- Madas-Der, Yenibosna Kültür Merkezinde Kutlu Doğum etkinliği düzenledi. Tokatlıların yoğun ilgi gösterdiği etkinliğe Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) yetkilileri ve yurt dışından gelen yabancı misafirler de katıldı.
Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlik, Peygamber Sevdalıları çocuk ilahi grubunun okuduğu ezgilerle devam etti.
Açılış konuşmasını yapan Madas-Der Genel Başkanı Erdal Elibüyük, "Geçen yıl bu programları yapmaya karar verdiğimizde, büyük bir heyecana sahiptik. Çünkü biz öldükten sonra insanların amel defterinin kapanmayacağını biliyoruz. Bu amel defterlerinin hangi hallerde kapanmayacağının bilincinde olan bir dernek ve yönetici kadrosuna sahibiz. İnşallah bunlarda nihayetinde hayırlı kurumun hayırlı amelleri olarak bundan sonra bu programlar devam ettiği sürece bunlar amel defterimize yazılacaktır" ifadelerini kullandı.
"Muhammedi Sevdanın kazancı çok büyüktür"
Programda bir konuşma yapan Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, "Biz bir sevda ile başladık, özellikle Peygamberi sevdanın büyük kazancı olduğuna inanarak bu işe sevda ile başladık. Bunun kanıtı da Allah`ın kitabı ve Resulünün sünnetidir. Biz Peygamberi (s.a.v.) sevmeliyiz, eğer seversek Allah`ın izniyle kurtuluşa ereriz. Peygamberi bir aşk nasıl olur? Bunu köle olan birinin hayatından öğreniyoruz. Nereden öğreniyoruz? Resulullah`ın hayatından nasıl bir sevgi nasıl bir aşk ondan öğreniyoruz. Bunu Allah`ın adını Kur`an-ı Kerim`e yazdığı Hz. Zeyd bin Harise`nin hayatında görüyoruz. Hani hepimiz ağlarız Peygamberimizin Taif`te taşlandığı zamanı okuyunca. Müslümanlar bu sahneyi okuyup hocalar da kürsüde anlatıp, ağlatırlar insanları. Evet, Taif`te bir Zeyd vardı. Orada atılan taşlara siper oldu Efendimize, atılan bütün taşları o karşıladı eliyle, koluyla, başıyla, bütün bedeniyle siper etti kendini. Allah bunu biliyordu, görüyordu elbette. Efendimize olan sevgisinden dolayı Allah onun adını kıyamet gününe kadar okunsun diye yazdı. İşte Peygambere (s.a.v.) böyle bir sevgi ve sadakatle bağlıydı, Allah cümlemize onun gibi olmayı nasip etsin" dedi.
"Neslimizi O`nun ahlakıyla yetiştirmeliyiz"
Mehmet Göktaş`tan sonra sözü araştırmacı yazar Özkan Yaman aldı. Peygamberin (s.a.v.) hayatın merkezine konulması gerektiğini belirten Yaman, "Hayatımızdan O`nu çıkartırsak, ne kalır? Bu İstanbul`dan Peygamberi (s.a.v.) çıkartsak, geriye ne kalır? Allah aşkına evimizden, işimizden O`nu çıkartsak, ne kalır? Hiçbir şey kalmaz. Peygamberimiz âlemlere rahmet idi. Fakat biz O`nu severken bir şeyi atlıyoruz. Bir insanı sevmek ne demektir? Bir kişiyi sevmek, onu üzmemek demektir. Peygamberimiz (s.a.v.) Taif`te taşlandığı zaman, yüzü ayaklarının topuklarına kadar kan içinde iki tane melek geliyor. Diyorlar, `Ya Resulallah, biz dağlar melekleriyiz. İstersen şu iki dağı seni taşlayanların üzerine yıkalım` Peygamberimiz yediği taşlara üzülmüyor, `Hayır. Ben onların neslinden salih insanların çıkmasını umuyorum` diyor. Peygamberimizi üzen şey neslimizi O`nun ahlakıyla yetiştirmememizdir, O`nun sünnetini yaşamayışımızdır" şeklinde konuştu.
Etkinlikten sonra İlke Haber Ajansına (İLKHA) konuşan konuklar, programdan çok etkilendiklerini, gelecek yıl da Kutlu Doğum etkinliklerini Tokat`ta meydanda düzenlemek istediklerini söyledi. (M. Erkan Yavuz-İLKHA)