ABD'nin Teksas eyaletinde yer alan Colleyville ilçesindeki Beth israil Sinagogu'nda bulunanlar silahlı bir kişi tarafından rehin alındı.

Sinagogun bulunduğu bölgeye SWAT ekiplerinin sevk edildiği, halkın bölgeden uzak durmasının istendiği aktarıldı.

Yetkililer, silahlı kişinin kimliğinin Muhammed Sıddıki olduğunu, Teksas`taki Carswell Federal Tıp Merkezinde 86 yıl hapis cezasına çarptırılan kız kardeşinin serbest bırakılmasını istediğini belirtti.

Dr. Afiye Sıddıki'nin ABD zulmünden kurtulması için Müslüman liderler harekete geçmeli

Vicdan sahibi her insan Afiye Sıddıki olayı ile ilgilenmeli dünya kamuoyuna duyurmalıdır

'Afiyet Sıddıki ülkesine ve çocuklarına kavuşturulmalıdır'
 

Afiye Sıddıki Kimdir?

1972 yılında Pakistan Karaçi'de doğan Doktor Afiye Sıddıki, tıp eğitimini Amerika'da gördü. MIT'de (Massachussetts Institute of Technology) tıp okudu, nöroloji alanında çalıştı ve beyin cerrahı olarak mezun oldu. Eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine döndü.

2003 yılında Pakistan'da ortadan kaybolan Sıddıki'nin ABD tarafından kesin olarak yakalandığı ve aralıksız olarak hapiste tutulmaya başlandığı tarih ise 2008. İki tarih arasındaki 5 yıllık dönemde ise Sıddıki'nin Afganistan'daki Bagram ve Guantanamo'da gizlice tutulduğu tahmin ediliyor.

23 Eylül 2010 tarihinde Sıddıki 86 yıl hapse mahkum edildi. Bu kararın gerekçesi ise ABD askerlerine ateş açtığı iddiasıydı.

Mahkemeyi takip eden bir isim süreci şöyle anlatıyordu:

Afiye'yi kefalet duruşması için mahkemede gördüğümde afalladım. Sol taraftaki kapı yavaşça açıldı ve içeriye zayıf, aksayan ve bitmiş bir kadın, kafasını zar zor dik tutarak tekerlekli sandalye üzerinde girdi. Üzerinde Guantanamo tarzı turuncu hapishane üniforması ile güçsüz kafasında kemikleri görünen, kollarını örtmesi için aşağıya salınan beyaz bir başörtüsü vardı.

Avukatları çabucak etrafına oturdular ve duruşma başladı. Avukatı onun durumunu anlatmaya başladığından neden bu kadar mutsuz ve umutsuz olduğunu daha iyi anlamaya başladım. ABD gözaltından tutulurken beyin hasarı oluştu. Böbreklerinden biri gözaltındayken alındı. Yine gözaltında bağırsaklarının bir kısmı alındığı için yediklerini sindiremiyor.

Silahla vurulmasından sonra alındığı ameliyattan kaynaklan yara izleri ve dikişleri halen tam olarak iyileşebilmiş değil. Göğsünde, tüm vücudunu baştan başa kaplayan büyük bir yara var. Tüm bunlarla birlikte Afganistan'daki üstün körü ameliyattan kaynaklanan sürekli bir ağrı yaşıyor. Ona verilen tek ilaç hafif bir ağrı kesici. Gözaltındayken doktor kontrollerine gitmiyor ya da onu görmeye doktor getirmiyorlar.

Esir takası ihtimali

Sıddıki'nin serbest kalması, ABD ile Taliban arasında da sürekli bir gündem maddesi oldu.

Taliban ABD askeri Bowe Bergdahl karşılığında esir takası ile Sıddıki'nin serbest kalmasına uğraşsa da, anlaşma yapılamadı. Bergdahl karşılığı Guantanamo'dan serbest kalan 5 üst düzey Taliban lideri "Kendilerinin yerine Dr. Sıddıki'nin serbest bırakılma ihtimali olduğunu bilseler, Guantanamo'da kalmayı tercih edeceklerini" ifade ettiler.

Özgür kalmayı bekliyor

Sıddıki halen ABD'de tutuklu bulunmaya devam ediyor. Sağlık durumu oldukça kötü olan 48 yaşındaki bilim kadını, ağır insan hakları ihlalleri ile geçen yıllara rağmen özgür kalmayı bekliyor.

Hayreddin Karaman, 2019 yılı Mart ayında Sıddıki'ye dair kaleme aldığı yazıda şu ifadeleri kullanmıştı:

"ABD istihbaratı, asılsız ve delilsiz olarak onu el-Kaide ilişkisi ile itham ederek üç çocuğu ile birlikte ve Pakistan'dan izin alarak kaçırdı, 2003 Mart'ından bugüne kadar zindanda. Onu, ABD-Afganistan'ın şöhreti en kötü olan Bagram Cezaevi'ne ve erkeklerin yanına hapsettiler. Koğuşu gardiyanlara ve diğer tutuklulara açık, gardiyanlar durmadan işkence yapıyorlar, mahkûmların tecavüzleri sebebiyle onun çığlıkları gece boyunca kulakları tırmalıyordu.

Bir İngiliz gazetesinin (Yvonne Ridley) açıklamasına göre ona yapılan işkencelere değil bir kadın en güçlü erkeklerin bile dayanması mümkün değildi. New York'ta ilk mahkemeye çıktığında durumu içler acısı idi, yakalandığı sırada göğsünden yaralanmış doğru dürüst tedavi edilmemişti, böbreklerinden biri ve bağırsaklarından bir kısmı alınmıştı, ayakta duramıyordu, otururken de birilerine dayanıyordu, çok zayıf düşmüştü, vücudunda kanamalar görülüyordu.

Yapılan işkencelerin birini şöyle naklediyorlar: Kur'an-ı Kerim parçalanmış, sayfaları yere serilmiş ve kanları akarken üzerinden yürümesi istenmişti, maksat diğer mahkûmlara, onun kanı ile kirlenmiş Kutsal Kitap'ı göstermekti.

Yakaladıklarında zerk ettikleri bir ilaç ve sonraki işkenceler yüzünden psikolojisi altüst olan, kaybolan çocuklarının acısıyla hayal görmeye başlayan, ruh ve bedeni acil müdahale ve tedaviye muhtaç olduğu halde buna izin verilmeyen mazlum Afiye'nin son durumu hakkında bilgiye ulaşamadım. Yapılanların dünya kamuoyuna ve bilgisine ulaştırılması her bilenin birinci vazifesi olmalıdır." (İLKHA)