Batman'dan 10 kilometre uzaklıkta olan Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Sinan (Sinane) köyü sakinleri, 100 yıllardır ekip biçtikleri arazilerinin tanımadıkları kişiler tarafından tapu edildiğini iddia edip mağdur edildiklerini, bu mağduriyetin giderilmemesi durumunda büyük sorun yaşayacaklarını söyledi.
Yıllardır ekip biçtikleri arazilerin köylüden habersiz bir şekilde başkalarının üzerine tapu edildiğini iddia eden köylüler, sorunlarına çözüm bulumaması durumunda önü alınamayacak olayların yaşanabileceğinden korkuyor.
Atalarından bu yana ekip biçtikleri yaklaşık 8 bin dönümlük arazilerinin, başkalarının adına tapu edildiğini belirten 200 haneli Sinan köyü sakinleri, köyün huzuru bozulmadan yetkililerden sorunlarına çözüm bulmalarını istedi.
"Köylülerin bilgisi dışında hakları ellerinden alınmıştır"
Sinan Seven
Yüz yıllardır ektikleri toprakların bilgileri dışında yapılan sahte evraklarla ellerinden alındığını iddia eden köy sakinlerinden Sinan Seven, "Yaklaşık 400 yıl önce atalarımız bu köyü (Sina köyü) inşa ettiler. 1956 yılına kadar bu arazilerin Osmanlı tapuları dedelerimiz adınaydı. 1956 yılında yalancı ve köyden olmayan bilirkişilerin şahitlikleriyle köylülerin bilgisi dışında 103 parsel arazisinin sahibine ulaşılamadığından bu araziler bir tutanak tutularak hazineye devredilmiş. Bu şekilde köylülerin bilgisi dışında hakları ellerinden alınmıştır." diye konuştu.
“Gerekli yerlere müracaatlarımızı yaptık”
İtiraz süreci devam etmesine rağmen kendi tarlalarını ekemediklerini belirten Seven, "O tarihten 2003 yılına kadar arazilerimizin gelir desteği primlerini alıyor ve tarlalarımızı ekip biçiyorduk. Köyün ağaları 2003 yalına kadar 110 bin dönüm araziyi kendi adlarına tapulamışlar. Durum böyle olunca kendi arazimi ekerken şahıslar jandarma eşliğinde bize müdahale etmeye başladılar. Bunun üzerine köylü çaresiz kalınca resmi makamlara müracaat etti, buna rağmen kendi arazilerimizi işletemeyeceğimizi söylediler. Kendi arazilerimizi ekmemize izin vermemeye ve arazilerimizi elimizden almaya başladılar." dedi.
“Kendi arazilerimizi yıllardır ekemedik”
Seven, "Köylüler olarak toprak ve arazilerimizin ellerimizden alınmaması için birleşip haklarımızı arayama geçtik. 2003 yılından 2009 yılına kadar yaklaşık 8 bin dönüm arazimize devlet tarafından tedbir konuldu ve ekimlerimizi yapamadık. Yani 7 yıl boyunca arazilerimize tedbir konulduğu için ekip biçemedik. Köylüler olarak bir huzursuzluk yaşanmasın diye toprakların icaresini vermek suretiyle ekmek istedik. 2009 yılından şu ana kadar arazilerimizi ekip biçiyorduk." dedi.
"Hukuki süreç bitmeden araziler üzerinde yapılmak istenen hiçbir şeye müsaade etmeyeceğiz"
Yıllardır ekip biçtikleri arazilerinin birileri tarafında tapulanıp el konulduğunu ileri süren Seven, "Yıllardır ekip biçtiğimiz arazinin üzerine tanımadığımız biri gelip, tapum var deyip köyün dibinde yaklaşık 140 dönüm arazinin etrafına beton duvarlar örmeye başladı. Bu şekilde köylülerin arazilerini gasp etmeye çalışıyor. Topraklarımız ile ilgili hukuki sürecimiz 2005 yılından beri devam etmektedir. Hukuki sürecin sonucu nihayete ermeyene kadar hiç kimsenin bu topraklara bir çivi bile çakmasına müsaade etmemesini yetkililerimizden rica ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Topraklarımızı adlarına tapulayanları hiçbir zaman buralarda görmedik"
Yusuf Özok
Tarlalarını üzerine tapulayan kişileri tanımadığını dile getiren köy sakinlerinden Yusuf Özok, "57 yaşındayım, 4 kuşaktır dedelerimizden beridir bu torakları ekip biçiyoruz. Bu tarlaları atlarla, eşeklerle ve ineklerle ekip biçmişizdir. Bildim bileli bu topraklar bizim mülkümüzdür. Topraklarımızı adlarına tapulayanları hiçbir zaman buralarda görmedik. Bugün buraya gelip topraklarımızı elimizden almak istiyorlar. Bu topraklarda bela çıkmasını istemiyoruz. Buradan bütün yetkililere ve Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum, bu topraklarda huzursuzluk çıkmasın diye sorunumuza çözüm bulunmasını istiyoruz." dedi.
"Köyün huzuru bozulmadan çözüm bulunsun"
Mehmet Güneş
Bir diğer köy sakini Mehmet Güneş ise şunları söyledi:
"Tarlalarımızı elimizden alıp huzurumuzu bozmak istiyorlar. 8 çocuğum var ve bütün geçimimizi bu topraklardan sağlıyoruz. Bu topraklarlar elimizden alınırsa huzurumuz kalmaz ve geçimimizi de sağlayamayız. Yetkililerden isteğimiz köyün huzuru bozulmadan bu soruna çözüm bulmalarıdır." (İLKHA)