Bir yanda ülkedeki etkin Rus nüfus ve nüfuzu diğer yandan petrol ve doğalgaz ülkesi olduğu halde yaşanan ekonomik sıkıntılar halkı sokağa döktü.

Baskılara dayanamayan Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, yaşanan eylemler nedeniyle Kolektif Güvenlik örgütü (KGAÖ) üyesi ülkeleri yardıma çağırdı

KGAÖ demek aslında Rusların ülkeye yeniden tasallut etmeleri demektir. Zira KGAÖ demek yıkılan Rus Komünizmi yerine bölgesel ittifak gibi görünen Rus yayılmacılığının devam etmesidir aslında. Zira o Komünist Rusya'nın çökmesi ile bağımsızlığını kazanan devletler Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) adı altında birleştirilmeye çalışıldı. Sonraki dönemde bu teşkilata Kolektif Güvenlik örgütü denildi.

Tokayev ülkede Rus etkisini azaltma amaçlı olarak 6 gün önce Rusçanın mecburi yazı dili olmasını kaldırdı. Sonrasında bu olayların hem de seri bir şekilde çıkıp kaosun artmasında ülkedeki Rus nüfusunun da etkisi olduğu düşünülüyor.

Zira ülkede yüzde 28 oranında Rus nüfus olduğu belirtiliyor. 

1991 yılından beri Rusya'nın güdümünde olan ve resmi dili bile Rusça olmak zorunda bırakılan Kazakistan Tokayev döneminde Kazakları anavatana döndürme politikası gütmüştü. Bu politika ülkede etkin olan Rus, Alman ve diğer batılı ülkelerin vatandaşlarının asli vatanlarına dönmelerine neden olurken gurbette yaşadığı halde "ülkene dön" çağrısına uyan Kazaklar ülkede etnik anlamdaki üstünlüğü daha belirgin kıldı.

1991 yılında yüzde 40'larda olan Kazak Türkü nüfusu son yıllarda yüzde 70'lere yaklaşmıştı. Elbette ülkede ekonomik sorunlar yaşanıyordu ama bu sorunların yanında bir de yukarıda özetlediğimiz değişimde özellikle Rusların ülkenin iç işlerine karışmasına neden olmuştur.