Abdulkadir Selvi'nin bugünkü köşe yazısı;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığı’nda kilitli kapının önünde açıklama yapmıştı. Bu görüntü önemliydi. Çünkü asıl maksat CHP Lideri’nin yüzüne bakanlıkların kapıları kilitleniyor, kilitli kapıların üstüne zincir vuruluyor algısının oluşmasıydı. Ancak işin içinde tuhaf bir durum vardı. Ben de dünkü yazımda ona işaret etmiştim. Bakanlığın kapısının kilitlenmesini Kılıçdaroğlu’nun korumasının istediğini yazmıştım. Ardında da, “Belgesiz konuşmam” diye eklemiştim.
KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMASI
Yazım üzerine Kılıçdaroğlu’nun basın danışmanı Ömer Topsakal aradı. Kılıçdaroğlu’nun özel kalem müdürünün, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in özel kalemini 10.51’de aradığını, hemen tweet atmadığını, 12 saat bekledikten sonra gece 23.00’te sosyal medyadan paylaşım yaptığını söyledi.
SAAT SAAT
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer yakından tanıdığım, diyaloğa önem veren bir bakan. Kılıçdaroğlu’nun makamından arandığı zaman, Cumhurbaşkanlığı’nda Strateji ve Bütçe Başkanlığı toplantısında. Ardından da görüşmeleri var. Ama sorun o değil. Çünkü daha Bakan’ın geri dönüşünü beklemeden, Kılıçdaroğlu Twitter’dan bombardımana başlıyor. Önce saat 15.49’da gençlerle buluşacağını duyuruyor, sonra saat 16.43’te, “KPSS’deki mülakat rezilliğini konuşmak üzere, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den randevu talep ettim, hâlâ ses yok. Anlaşılan eğitimden daha önemli işleri var. Saray Hükümeti görüşmelerden kaçarak, bu işleri sümen altı edebileceğine inanıyor. Yanılıyor” diye tweet atıyor.
Şimdi bu, Milli Eğitim Bakanı’ndan randevu almak için atılmış bir tweet mi?
EMRİVAKİ
Gece saat 23.00’te ise bu kez o meşhur tweet’i atıyor. “Saat 13.00’te görüşmek üzere” diyor.
Kılıçdaroğlu, Bakanlığın önüne gitmeden saatler önce Milli Eğitim Bakanlığı, mülakatlarla ilgili ayrıntılı bir açıklama yapıyor. KPSS’de alınan puanlarla, mülakat sonuçlarının yüzde 97 oranında örtüştüğü ifade ediliyor. Ama Kılıçdaroğlu onu dikkate almıyor.
Milli Eğitim Bakanı Özer de, “Bakanlığımızın kapıları herkese açık. Kamuoyunu yanlış yönlendirerek maksadını aşan, emrivaki şekilde yapılacak görüşme talebini karşılamamız beklenmesin” diye açıklama yapma gereği duyuyor.
DEMİR KAPI
Kılıçdaroğlu saat 13.00’te kamera ordusuyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapısına dayanıyor. Ancak bakanın ziyaretçilerinin kullandığı bakanlıklar kapısına değil, marjinal sol örgütlerin eylem yaptığı Atatürk Bulvarı’na bakan kapının önüne gidiyor. Oysa sabah Kılıçdaroğlu’nun koruma ekibi hem protokol kapısında hem de personelin giriş kapısında inceleme yapıyor. Üç koruma görevlisi saat 10.55-11.25 arasında protokol girişini kontrol ediyor, Bakan’ın makamını soruyor. Bir saat sonra 12.52-12.59 arasında ise bu kez korumalar Kılıçdaroğlu’nun açıklama yaptığı personel girişine geçiyorlar. Kılıçdaroğlu, protokol kapısını biliyor ama o kilitli kapıyı tercih ediyor. Çünkü kapının kilitli olması Kılıçdaroğlu’na aradığı fırsatı veriyor. Çünkü maksat, ‘Kılıçdaroğlu Milli Eğitim Bakanlığı’nın önüne gitti ama Bakan görüşmedi, Bakanlığın kapısı ise kilitlendi. Bir de üstüne üstlük zincir vuruldu’.
KILIÇDAROĞLU’NUN TALEBİ ÜZERİNE
Algı böyle oluşturuluyor. CHP Lideri o kapının önünde, ”Milli Eğitim Bakanlığı’na gittim. Bakan, demir kapılar arasında gizlendi” diye açıklama yapıyor.
Bunlar televizyonların canlı yayınında izlendi. O nedenle yeni bir şey yazmıyorum. Ama ben dünkü yazımda Kılıçdaroğlu’nun korumasının kapının kilitlenmesini istediğini yazmıştım. Kılıçdaroğlu o belgenin açıklanmasını istedi. Ben de kamu görevlisi olan korumaların sıkıntıya girmemesi için o belgeyi yayınlamadığımı söylemiştim. Ama Kemal Bey’in talebi üzerine ilgilibölümü yayınlıyorum.
İŞTE BELGE
Bu arada CHP Genel Merkezi tarafından yapılan “Hayal mahsulü” açıklamasını ise size havale ediyorum. Hayal mahsulü hangisiymiş peki?