Uluslararası kamuoyunun gözleri önünde Güneydoğu Asya ülkesi Burma`daki (Myanmar) Müslüman kıyımı sürerken, dünya üzerinde en çok baskıya maruz kalan Arakan`lıların devlet belgelerinde adı bile geçmiyor. Birleşmiş Milletler, Arakan eyaletinde yaşayan ve nüfusu 1 milyonu bulan Rohingyaları (Müslümanlar), `dünyanın en çok eziyet gören halkı` olarak kayıtlara geçmişti. Geçtiğimiz günlerde İnsan Hakları İzleme Örgütü de hazırladığı raporda Müslümanlara yönelik `etnik temizlik yapıldığını` ve `insanlığa karşı suç işlendiğini` kuvvetli bir dille ifade etti. Devlet Başkanı Thein Sein`in şiddeti teşvik ettiğini bildiren raporda, 9 kasabada Budistlerin Müslümanlara saldırırken güvenlik güçlerinin ya bizzat saldırılara katıldığı ya da hiçbir şey yapmadan olanları izlediği vurgulandı. Kuruluş ayrıca, Arakan`da 9 toplu mezar bulunduğunu da gün yüzüne çıkardı. Bu tür raporlar Müslümanlara yönelik kıyıma dikkat çekeren, Burma hükümetinin raporlarında ise Arakanlıların adı bile yer almıyor.

ONLARA GÖRE `BENGAL`

Burma`da şiddet olaylarını inceleyen ve Müslüman nüfusu azaltacak bir doğum kontrol uygulaması öneren komisyon yine bir skandala imza attı. Özellikle 2012 yılından bu yana devam eden Budist saldırılarında hayatını kaybeden Müslüman sayısı yüzlerle ifade edilirken, hükümet raporlarının İngilizce çevirilerinde `Rohingya` kelimesine hiçbir yerde rastlanmıyor. Onun yerine Bangladeş`e komşu halklar için kullanılan `Bengal` ifadesi tercih ediliyor. Rapor, `devletsiz` halkın, İngilizlerin Burma işgali döneminde yaşayan çiftçilerin nesilleri olduğu iddia ediliyor. Söz konusu metinlerde Burma Müslümanları, `çok çocuk yapan, topluma asimile olamayan ve `çaresiz` Budistleri yıldıran` bir halk olarak tanımlanıyor.

`Saygınlık` yerine katliam

ABD Başkanı Barack Obama, ikinci kez başkan seçilmesi sonrası 2012 sonlarında ilk yurt dışı ziyaretini Burma`ya yapmış ve Arakanlı Müslümanların (Rohingyalar) diğer Burmalılarla aynı saygınlığı hak ettiğini söylemişti. Burma yönetimi ise bırakın Müslüman nüfusa `saygınlıklarını iade etmeyi` onların var olduklarını bile kabul etmiyor.

Budistlere karşı barikat kuruyorlar

Burma`nın başkenti Yangon`a bağlı Okkan kasabasında yaşanan son saldırılar herhangi bir korumaları olmayan Müslümanları kendi önlemlerini almaya zorluyor. Budist rahiplerin başını çektiği ırkçı grupların evlerini yakması ve çevreye gelişigüzel ateş açması sonucu civar köylerde yaşayan Müslümanlar kapılarda nöbet tutuyor. Çitlerin arkasında gün boyu bekleyen halk olası bir saldırıya engel olmaya çalışıyor.

Nobelli ırkçılık

Burma`daki trajedi, onbinlerce insanın evsiz kalmasına yol açarken 100 bini aşkın Müslümanın kamplara sığınması ya da deniz yoluyla kaçmaya çalışırken yüzlercesinin ölmesine neden oldu. Arakanlıların sesini duyurmak için hazırlanan raporlar dünya liderlerinin ilgisini çekmezken, Burmalı muhalif lider Aung San Suu Kyi ise yaşanan katliamları eleştirmek bir yana hükümet politikasına destek veren açıklamalarda bulunuyor. Nobel Barış Ödülü sahibi Suu Kyi, cunta yönetimine karşı muhalif duruşuyla tanınırken, uzun yıllar süren ev hapsinin ardından özellikle ABD`den yakın destek görmüştü. Kadın liderin sözcüsü GlobalPost adlı internet sitesine yaptığı açıklamada, Aung San Suu Kyi`nin Rohingyaları müdafaa etmek gibi bir niyetinin olmadığını kabul etti. Sözcü Nyan Win, `Pek çok insan `Leydi`yi suçluyor. Uluslararası kamuoyu Suu Kyi`nin Rohingyalar konusunda konuşmaya zorluyor. Rakhine (Arakan) meselesinde neredeyse hiç konuşmaz. Çünkü Burma`da Rohingya adında etnik bir grubun olmadığına inanıyor. Bu, Bengallerin uydurduğu bir isim` dedi.

Kaynak: Yenişafak