Memleket gezileri kapsamında Mersin’e gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, esnaf ziyareti yapıp STK temsilcileri ile bir araya geldi.

 

Ardından bir otelde basın mensupları ile kahvaltılı basın toplantısı düzenleyen Yapıcıoğlu, iç gündem ile Mersin’in var olan sorunlarına değindi.

Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Mersin’e gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, ilk olarak Mersin Nakliyeciler Derneğini ziyaret etti. Ziyarette Yapıcıoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bozkurt ve heyeti tarafından karşılandı.

Nakliyecilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Yapıcıoğlu, burada nakliyecilerin yaşadıkları sorun ve sıkıntılarını dinledi.

Ardından esnaf ziyareti gerçekleştiren Yapıcıoğlu, sorun ve taleplerini dinledi. Yapıcıoğlu, daha sonra Mersin Zaza Dil Kültür ve Tarih Derneği’ni ziyaret etti. Yapıcıoğlu ve beraberindeki parti yönetimini sıcak bir ilgiyle karşılayan Mersin Zaza Dil Kültür ve Tarih Derneği yöneticileri, kendilerine yapılan bu ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Ziyaretlerinin ardından HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

“Piyasa henüz durulmuş değil”

Uzun bir süredir Türkiye’nin gündeminin ağırlıklı olarak ekonomi olduğunu dile getiren Yapıcıoğlu “Döviz kurlarının oynaklığı, doların ani yükselişi ve sert düşüşü uzun süredir konuşulmaya devam ediyor. Kurlardaki oynaklık halen devam ediyor. Bu nedenle piyasa henüz durulabilmiş değil. Yaklaşık 4 gündür Adana ve Mersin’de temaslarımız oldu. Buralarda esnaf ziyaretleri yapıyor iş adamlarıyla ve çiftçilerle görüşüyoruz. Mersin’de nakliyecilerle bir toplantı düzenledik ve onların sorunlarını dinledik. Kurların ani yükselip düşmesi sonucu hemen herkes sıkıntılar yaşadı.” ifadelerini kullandı.

“Panik havasını yeniden canlandırmak için çaba gösteren siyasetçiler var”

Doların yükselmesinin psikolojik bir operasyon olduğunu ve bu psikolojiyi devam ettirmeye çalışanların olduğunu belirten Yapıcıoğlu şunları söyledi:

“İşin en acı ve dikkat çekici tarafı kurların düşmüş olması uzun vadede herkesi rahatlatacakken ve doların 18 TL’ye yükselmesinin en büyük nedeni panik havası ile psikolojik nedenlerken halen bu psikolojiyi canlandırmak için çaba gösteren bir kısım siyasetçi ve gazeteciler var. Memleket adına bizler bundan üzüntü duyuyoruz. Doların kısa süre içerisinde nerdeyse 2 katına katlanmasının sebeplerinin ekonomik gerekçelerle açıklanacak bir tarafı yoktur. Doların yükselmesi tamamen psikolojik bir operasyondu. İnsanlar panik içerisinde dolara hücum ettikleri için dolar bu kadar yükselmişti. Nitekim hükümetin açıklamış olduğu politika psikolojiyi rahatlattığı için TL’ye güven arttı ve TL’ye geçenler döviz kurunun yükselmesiyle herhangi bir zarara uğramayacakları, bu farkın garanti edilmesinden dolayı dolarda sert bir düşüş oldu. Buna rağmen pek çok internet sitesinde ya da gazetede bazı ekonomistlerin dolar ya da altında patlama olacağı, sert yükselişlerin olacağı yönünde panik psikolojisini canlandırma niyetiyle yapılan haberler var.”

“Ülke ekonomisine ciddi zarar verecek şekilde açıklamalar yapmak vatanseverlik değildir”

Ekonominin mevcut hale gelmesinin hükümetin yanlış politikalarının bir sonucu olduğunu fakat hükümeti yıpratmak adına kur fiyatları üzerinden psikolojik operasyonların yapılmasının yanlış olduğuna dikkati çeken Yapıcıoğlu, “Doların yeniden sert yükselmesi herkese zarar verecektir. Sadece hükümeti yıpratma adına bu tip haberlerin yapılması gerçekten memleket adına üzücüdür. Bizde bir muhalefet partisi olarak hükümetin ekonomik politikalarını yeri geldiğinde çok sert eleştirdik, halen de eleştiriyoruz. Bugün ekonominin bu hale gelmesinin müsebbibi hükümetin yanlış ekonomi politikalarıdır. Ama ülke ekonomisine çok ciddi zarar verecek şekilde açıklamalar yapmak vatanseverlik değildir. Bu tür açıklamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Çünkü piyasanın rahatlamaya ihtiyacı var.” ifadelerini kullandı.

“Çiftçi bir hazine gibi görülmeli, ne pahasına olursa olsun mutlaka korunmalıdır”

Kurların yükselmesi ve oynaklığından dolayı tarım sektörünün çokça zarar gördüğünü belirten Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:

“Tarımsal girdilerin fiyatları gerçekten enflasyona göre birkaç kat artmış durumda. Bu girdilerin başında da gübre gelmektedir. Gübre, tarımsal ilaçlar ve tohum fiyatlarının ciddi bir şekilde artmış olması çiftçiyi zorda bırakmıştır. Ayrıca plansız ekimi planlanmamış tarım nedeniyle bir kısım çiftçinin ürünü elinde kaldığı için onların zararı da katlanmaktadır. Bazı çiftçiler önümüzdeki dönemde tarlasını ekmekten vazgeçebilecek seviyeye gelmiştir. Daha önceden de hükümeti bu konuda uyarmıştık ve bu uyarımız tekrarlıyoruz. Çiftçi bir hazine gibi görülmeli, ne pahasına olursa olsun mutlaka korunmalıdır. Tarım ve gıda sektörü çok stratejik bir sektördür. Bu stratejik önem pandemiyle birlikte netlik kazanmıştır. Türkiye gıda ve tarım noktasına kendisine yetebilen bir ülke olmak zorundadır. Silah ya da ekonomimiz ne kadar güçlü olursa olsun eğer tarım noktasına yetersiz olursak bunun acısını milletçe hep beraber çekeceğiz. Bu nedenle çiftçinin hiçbir şekilde zarar etmeyeceği politikalar ele alınmalıdır.”

“Hiçbir maaşın açlık sınırının altında olmaması gerekir”

Asgari ücretliden sonra şimdide emeklilerin zam haberi beklediğini ve en az emekli maaşının açlık sınırına yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, “Asgari ücrete zam yapıldı ve asgari ücretten vergi alınmayacağına dair yasal düzenleme meclisten geçti. Şimdide emekli işçi ve memurların gözü-kulağı maaşlarına yapılacak olan zam haberinde. Şu anda açlık sınırının yarısının altında olan emekli maaşları var. Bir ülkede hiçbir şartta hiçbir maaşın açlık sınırının altında olmaması gerekir. Bu anlamda emekli maaşlarına oransal olarak yapılacak bir artış belki maaşlar arasındaki uçurumu büyütecek ve en düşük maaş alan emekliler başta olmak üzere emeklilerin neredeyse tamamı açlık sınırının altında kalmaya devam edecek. Bu nedenle bizim hükümete çağrımız, en düşük emekli aylığı en az açlık sınırına kadar yükseltilmeli ve o miktarda diğer emekli maaşlarına da seyyanen zam yapılmalıdır.” şeklinde konuştu.

“Şu anda ittifak meselesini gündeme almak bizim açımızdan erkendir”

Yaptığı açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Yapıcıoğlu, kendisine yöneltilen ittifak sorusuna cevaben şunları söyledi:

“Şu anda HÜDA PAR herhangi bir ittifakın içerisinde değil. Seçimler zamanında yapılırsa ki buna yaklaşık bir buçuk yıl var, şu anda ittifak meselesini gündeme almak bizim açımızdan erkendir. Bu nedenle biz herhangi bir ittifak görüşmesi yapmadık ve herhangi bir ittifaka angaje olma durumumuzda yoktur. Seçimler yaklaştığında vakti zamanı geldiğinde görüşülür. Siyasetin doğasında ittifaklar vardır. Özellikle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yüzde 10’luk baraj sistemi adeta partileri ittifak yapmaya itiyor. Buna rağmen aynı sistem ile 2018 seçimlerinde HÜDA PAR olarak herhangi bir ittifakta yer almadık ve 81 ilde kendi adaylarımızla seçimlere girdik. Seçimler yaklaştığında uygun bir ittifak teklifi olursa bunu değerlendiririz. Partimiz ve memleketimiz için hayırlı olacağına kanaat getirdiğimiz bir ittifakta yer alabiliriz ya da belki 3’ncü bir ittifak oluşur.”(İLKHA)