Bilmeyenler yok sanırım, şu mübarek Kutlu Doğum’un kutlandığı dönemden beri gözler körelmiş, kalemler susmuş, fotoğraf makinaları çalışmaz olmuş, kameralar perdelenmiş sanki…

Hak ve hakikat savunucuları neredeyse sağır ve kör kesilmişler.

Günlerdir Kuzey Küdistan`da başlayan ve köylerden akın akın beldelere, ilçelere illere taşan bu İlahi Muhammed (sav) aşkı saatlerce İslam ve Muhammed sevdalılarını meydanlara dökerken, adları bilmem ne olanlar maalesef bu olanlara kör sağır ve dilsiz kalmaktadırlar…

Binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce hatta ve hatta milyonlar adedince Peygamber sevdalıları bu kutlu Mübarek Peygamber sevdası için meydanlara dökülürken ne yazık ki körleşmiş ve körelmiş vicdan sahipleri tarafından bu nidalar görülmemekte, görülmezden gelinmekte, görmelerine rağmen görmemeye çalışmaktadırlar.

Yazıklar olsun hak için hareket ettiğini iddia fakat hakikatleri görmezden gelen kalem sahiplerine, yazıklar olsun, hakikatleri ortaya çıkarmaya çalıştıklarını iddia eden habercilik yaptığını söyleyen fakat ilahi nidalara kör kalan kalpleri körelmiş, hak aşığı olduğunu söyleyen haksızlara, yazanlara, çizenlere, bağırıp çağıranlara…

Binlerce kez yazıklar olsun…

Hak ve hakikatler; istemesek te muhakkak ortaya çıkacak, batıl parça parça olacaktır. Güneş nasıl balçıkla sıvanmayacaksa muhakkak Muhammedi Nurun Şuleleri de söndürülemeyecek ve hakikat elbette hakim olacaktır.

Haftalardır Allah Resulünün ve Mübarek İslam’ın sesinin Tekbirlerle, Salalarla, salavatlarla yükseldiği bu arşı ilahi de ne yazık ki basireti körelmiş, kalbi katılaşmış haktan ve hakikatten yüz çevirmiş zevatler, bu haykırışlara kalplerini kapamakta, gözlerini yummakta, kulaklarını tıkamakta ve hakkın haykırışını görmemezlikten gelmektedirler.

Bu mübarek aylarda, İlahi sesin milyonlarla yükseldiği Kutlu Doğum programları, milyonların hakkı haykırışları ne yazık ki habercilik yaptıklarını iddia eden fakat haberciliği çıkar ve menfaatlerinden başka bir şeyde görmeyen kesimler tarafından görmemezlikten gelinmekte, yokmuş gibi sayılmaktadır.

Allah’a Peygameber’e, İslam’a ve Müslüman’lara hakareti meşru görenlerin savunmalarını sayfalarında, televizyonlarında günlerce işleyenler ne yazık ki körelmiş basiretleri ile hakkın sesi olan kutlu mevlitlere gözlerini de gönüllerini kapattıkları gibi, kulaklarını da tıkamaktadırlar. Bu ne menem bir habercilikse, İslama hakareti göklere çıkaranlar, ne yazık ki İslam için milyonların haykırışlarına kulak tıkamaktadırlar.

Yazıklar olsun gazeteciyim deyip milyonların sesini görmeyenlere, yazıklar olsun televizyon sahibi olup bu hakikatleri görmeyenlere.

Bir kedi veya maymunun ağaçta kalmasını veya kaçmasını gönlerce haber haline getirenler, eğer meydanlarda milyonların Allah ve peygamber sevgisini görmezden geliyorlarsa tabiî ki kördürler… Sağırdırlar… Dilsizdirler… Aynı zamanda akl etmemektedirler…

Yazıklar olsun ayrımcılık yapanlara, dışlayanlara, bölenlere, parçalayanlara, ötekileştirenlere, milyonların sesini duymayan kör , sağır ve dilsizlerle… Yazıklar olsun…

Dinsiz, imansız ve Allah düşmanlarının duymaması hadi neyse, onların kalplerindeki buğzun ağızlarından taşması bir yana, o kendilerini Müslüman sayan, islamı savunduğunu, yaşadığını ve hakkın, hakikatin, Allahın, resulünün ve Müslümanların yanında olduğunu söyleyen kör, sağır ve dilsizlere ne demeli?

Müslüman olan ve Müslümanları kardeş gören bu nedenle de “Bizler et ve tırnak gibiyiz” diyen sözüm ona Türk kardeşlerimiz niye kör sağır ve dilsiz takılıyorlar? Yoksa o et ve tırnaktan kasıtları istedikleri zaman tırnak gördükleri bizleri kesip atmak mı bunun için mi bizleri “et ve tırnak” olarak görüyorlar?

Hani bizler kardeştik? Hani ötelemeye, ötekileştirmeye, ayrımcılığa, inkarcılığa, tanımamazlığa kökten karşıydık? Yoksa kardeşlik hukukunuz Kürt Müslümanlar için geçerli değil mi? İslam mı bunu emrediyor, yoksa sizin körelmiş nefisleriniz mi?

Tabi ki nefislerinizin bunu emrettiğini çok iyi biliyorum. İslam sizlerin anlayışınızdan münezzehtir. Temizdir. Arıdır… ve de kat kat yücedir…

Yoksa sizlerin başkalarına karşı ötekileştirmeyi eleştirmeniz sadece ve sadece nefislerinizi kabul ettirmek için miydi? Bunlar hep kendilerinizi tanımaları için miydi? Nitekim kendinizi kabul ettirmeyi de başardınız..

Her şeyi ve her kesi bir tarafa bırakıyorum. Yıllardır ötelendiklerini, ötekileştirildiklerini, ayrımcılığa tabi tutulduğunu söyleyen Sayın Başbakan Recep Tayyıp Erdoğan ve Sayın Cumhurbakanı Abdullah Gül milyonların katıldığı kutlu Mevlid proğramlarını görmemezlikten gelmeleri, duymamazlıktan, gelmeleri bu programlara kör sağır ve dilsiz kalmaları gerçekten çok manidardır…

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan! Hani bizler kardeştik? Hani kimse kimseyi ayrımcılığa ayrıştırmaya tabi tutmayacaktı? Ne oldu da Müslüman milyonların sedalarını görmezden geliyorsunuz? Yoksa sizleri ötekileştirmelerine karşısızınız da başkalarını ötekileştirmeyi doğru mu görüyorsunuz?

Sizlerin Müslüman kardeşliğinden ve müslümanca yaşamaktan anladığınız bu mu? Yoksa sizler, Allaha yaptıklarınızın hesabını vermeyeceğinizi mi sanıyor sunuz? Layüsel misiniz? Bilmiyor musunuz Allah her şeyi gören ve bilendir. O hay ve kayyumdur.

Ya siz Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül milyonlarca müslümanın katıldığı Kutlu Mevlid programlarının hiç mi değeri yok?

Müslüman kardeşliği bu mu? Hani bizler Allah için kardeştik? Eğer sizin kardeşlik anlayışınız buysa kusura bakmayın ben sade bir vatandaş olarak sizleri Allah`a havale ediyorum.

Faysal Yaman - www.haberdiyarbakir.com