VAN - Hz Ömer Camii Dabbağoğlu Parkı`nda yapılan açıklamayı Güvenlik-İş Bölge Başkanı M. Zahit Çakır okudu.
Bugün sömürü zulmünün daha sistematik bir uygulama şekliyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Çakır, "Kapitalizm asgari ücretle azami kölelik statüsü geliştirmiş, kendilerine sigortalı bazen de sigortasız köleler üretmişlerdir. Hiçbir hakkı, hukuku olmayan, tüm sosyal haklardan mahrum bırakılan işçilerin alın teri ve özverili çalışmalarıyla övünenler sıra onların haklarına geldiğinde kayıtsız kalmakta ve zulümlerine devam etmekteler. Bu gün maalesef bu zulmü bitirme vaatleriyle iş başına gelenler bile yaşanan bu zulme karşı kayıtsız kalmayı tercih etmişlerdir" dedi.
Bir yanda "Taşerona müjde" deyip gazete sayfalarına manşet attıranların diğer yanda işçileri "Kapı dışarı nasıl atılır" seminerlerini vermeye çalıştıklarını aktaran Çakır sözlerini şöyle sürdürdü, "Bir yanda `Bu sorunu çözme noktasına geldik` diyen Çalışma ve Sosyal Bakanımız, diğer yandan `Asgari ücretle çokta iyi geçinilir` deyip şükür dersi vermeye çalışıyor. TÜİK açlık sınırını 1,325 diye belirliyorken, asgari ücret komisyonu da 775 TL`nin uygun olduğunu açıklıyor. Sonra Bakan Bey 800 TL ile geçine bileceğini ekmek ve peynir fiyatlarının beli olduğunu söyleyerek adeta bizlerle dalga geçiliyor. Sayım Bakana ve Sayın hükümet yetkilerine bir ayeti kerimeyi hatırlatmak istiyoruz; `İnsanlara haklarını eksik vermeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın` (Şu `ara suresi 183. Ayet) Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır şiarıyla bu zulme sesiz kalmayacağımızı, açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki farkı da düzeltilmese Avrupa insan hakları mahkemesine kadar gideceğimizi de burada ilan ediyoruz. Çalışmaz Sosyal bakanımızı derhal çalışmaya davet ediyoruz. Yoksa sokağa dökülme günümüz yakındır." (Murat Dalgın-İLKHA)
Bugün sömürü zulmünün daha sistematik bir uygulama şekliyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Çakır, "Kapitalizm asgari ücretle azami kölelik statüsü geliştirmiş, kendilerine sigortalı bazen de sigortasız köleler üretmişlerdir. Hiçbir hakkı, hukuku olmayan, tüm sosyal haklardan mahrum bırakılan işçilerin alın teri ve özverili çalışmalarıyla övünenler sıra onların haklarına geldiğinde kayıtsız kalmakta ve zulümlerine devam etmekteler. Bu gün maalesef bu zulmü bitirme vaatleriyle iş başına gelenler bile yaşanan bu zulme karşı kayıtsız kalmayı tercih etmişlerdir" dedi.
Bir yanda "Taşerona müjde" deyip gazete sayfalarına manşet attıranların diğer yanda işçileri "Kapı dışarı nasıl atılır" seminerlerini vermeye çalıştıklarını aktaran Çakır sözlerini şöyle sürdürdü, "Bir yanda `Bu sorunu çözme noktasına geldik` diyen Çalışma ve Sosyal Bakanımız, diğer yandan `Asgari ücretle çokta iyi geçinilir` deyip şükür dersi vermeye çalışıyor. TÜİK açlık sınırını 1,325 diye belirliyorken, asgari ücret komisyonu da 775 TL`nin uygun olduğunu açıklıyor. Sonra Bakan Bey 800 TL ile geçine bileceğini ekmek ve peynir fiyatlarının beli olduğunu söyleyerek adeta bizlerle dalga geçiliyor. Sayım Bakana ve Sayın hükümet yetkilerine bir ayeti kerimeyi hatırlatmak istiyoruz; `İnsanlara haklarını eksik vermeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın` (Şu `ara suresi 183. Ayet) Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır şiarıyla bu zulme sesiz kalmayacağımızı, açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki farkı da düzeltilmese Avrupa insan hakları mahkemesine kadar gideceğimizi de burada ilan ediyoruz. Çalışmaz Sosyal bakanımızı derhal çalışmaya davet ediyoruz. Yoksa sokağa dökülme günümüz yakındır." (Murat Dalgın-İLKHA)