CHP eski Milletvekili ve eski Devlet Bakanı Fikri Sağlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizci ekonomi politikasına karşı çıkarken NAS kavramını kullanmasına ateş püskürdü.

AK Parti’nin 'laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini' savunan eski solcu yeni liberal CHP'li Sağlar, partinin temelli kapatılması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na çağrıda bulundu.

28 Şubat zihin dünyasını andıran düşüncelerini sosyal medyada paylaşan Fikri Sağlar, Twitter'dan, "AKP Genel Başkanı Sn. Erdoğan’ın eylemleri nedeniyle, laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelen Adalet ve Kalkınma Partisi hakkında temelli kapatılması istemiyle soruşturma başlatılmasını ve kamu davası açılmasını saygıyla talep ederim.” açıklamasını yaptı.

CHP'li Sağlar'ın dilekçe metni şöyle:

"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Sayın Başkanlığı’na:

Siyasi partilerin Anayasaya ve yasalara uygunluğunu denetleme görevi Anayasa ve 2820 say. Siyasi Partiler Kanunu uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nıza verilmiştir.

Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, öncesinde yaptığı açıklamaları yineleyerek, Türkiye’nin ekonomik düzenine dair bir kısım kararları Nas’a, yani din kurallarına göre aldığını ve böyle yapmaya devam edeceğini bir kez daha kamuoyuna ilan etmiştir.

Sn. Erdoğan’ın açıklamaları Anayasa ve yasalara temelden aykırıdır. Bu açıklamalar, devletin temel niteliklerini, Anayasaya dayanmayan bir yetkiyi kullanmak suretiyle kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaya veya değiştirmeye teşebbüs niteliğindedir.

Şöyle ki:

Anayasanın Başlangıç Bölümünde; hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hukuk düzeni dışına çıkamayacağı ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı düzenlenmiştir.

Anayasanın 2. maddesinde; Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu ve Anayasanın 4. maddesinde, devletin bu niteliklerinin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği düzenlenmiştir.

Anayasanın 6. maddesinde; hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı düzenlenmiştir.

Anayasanın 8. maddesinde; Cumhurbaşkanının yürütme yetkisi ve görevini Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanacağı düzenlenmiştir.

Anayasanın 11. maddesinde;
Anayasanın, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ve HERKESİN ANAYASAYA UYMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU düzenlenmiştir.

Anayasanın 24. maddesinde;
kimsenin, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini KISMEN DE OLSA, DİN KURALLARINA DAYANDIRAMAYACAĞI düzenlenmiştir.

Anayasanın 103. maddesinde; Cumhurbaşkanının LAİK CUMHURİYET İLKESİNE BAĞLI KALACAĞI yeminde düzenlenmiştir.

Anayasanın 104. maddesinde;
Cumhurbaşkanına, Anayasanın uygulanması görevi verilmiştir.

Açıklanan Anayasa hükümleri, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, herkese Anayasaya uyma ve devletin temel niteliği olan laik, demokratik, sosyal hukuk düzenini koruma görevi yüklemiştir.

Dolayısıyla; görev ve yetkisi ne olursa olsun, kimse Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasada açıklanan temel niteliklerini değiştiremez, değiştirmeyi teklif dahi edemez, kısmen veya tamamen ortadan kaldıramaz, uygulama dışı bırakamaz.

Anayasanın bu emredici hükümleri karşısında;
başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, herkes laiklik ilkesine uymakla yükümlüdür.

Devletin idaresi, kısmen de olsa din kurallarına dayandırılamaz.

Kimse Anayasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanarak, Anayasayı ihlal edemez.

Anayasanın 68. maddesinde;
siyasi partilerin eylemlerinin laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.

Anayasanın 69. maddesinde;
bir siyasi partinin genel başkanının benimsediği fiillerin, doğrudan doğruya siyasi partisini bağladığı düzenlenmiştir.

Yine Anayasanın 69. maddesinde;
bir genel başkanın eylemlerinin laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olması halinde, ilgili siyasi partinin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiğinin kabul edileceği ve temelli kapatılacağı hüküm altına alınmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yürürlüktedir.

Sn. Erdoğan, yürürlükteki Anayasaya göre Cumhurbaşkanlığı ve parti genel başkanlığı görevini yürütmekle bağlıdır.

Dolaysıyla Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes gibi, Sn. Erdoğan da Anayasaya uymakla yükümlüdür, ayrıcalığı yoktur.

Açıklanan nedenlerle;
AKP Genel Başkanı Sn. Erdoğan'ın eylemleri nedeniyle, laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelen Adalet ve Kalkınma Partisi hakkında temelli kapatılması istemiyle soruşturma başlatmasını ve kamu davası açılmasını saygıyla talep ederim."

Eskiden solcu olan Fikri Sağlar liberalizmin vazgeçilmesi olan faizciliği savunmak için daha yerinde argümanlar bulmak zorundadır ve açıkça biz artık sosyalist değil liberaliz demelidir