Bayraktar; "Çiğ süte yapılan ve bazı çevreler tarafından 'fahiş' olarak nitelenen yüzde 47'lik zam, daha hayata bile geçmeden süt yemi fiyatlarına yüzde 24,4 zam yapıldı. Bununla yaklaşık bir yılda yapılan zam yüzde 93,4'e kadar yükseldi. Çiğ süte yapılan yüzde 47'lik zammın geri alınmasını gündeme getiren bazı çevrelere de çiğ süt zammının hayata geçirileceği tarih olan 8 Aralık'tan önce, birçok market, mandıra ve süt işleyicisinin süt ve süt ürünleri fiyatlarına aşırı zam yaptığını da hatırlatmak isterim. Birliğimizce üç marketin sanal mağazalarından derlediğimiz birçok markaya ait süt ve süt ürünlerinin 25 Kasım-16 Aralık tarihli fiyatlarına bakıldığında, beyaz peynirde yüzde 95'e, kaşar peynirinde yüzde 62'ye, günlük pastörize sütte yüzde 60'a, yoğurtta yüzde 81'e, tereyağında yüzde 117'ye, uzun ömürlü UHT sütte ise yüzde 147'ye varan oranlarda fiyat artışları olduğu görülüyor. Bir yerlerde fahiş fiyat artışı arıyorsak önce sanayicilere ve marketlere bakmamız lazım." dedi.
Üretim ayakta tutulamazsa 2022'de et ve süt fiyatlarında çok daha fazla artış yaşanabileceğini savunan Bayraktar, "Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalı, bu da 1,5 pariteyle sağlanmalıdır. Bu parite sağlanmazsa damızlık hayvanlar kasaba gidecek, tüketiciler üretilemeyen süt nedeniyle çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri yiyecek, ithal süt tozu ile süt ürünlerini tüketmek zorunda kalacaktır. Diğer yandan süt hayvanları kesilince, besilik hayvan da üretilemeyecek, bu durumda da tüketicinin gündemini fahiş kırmızı et fiyatları işgal edecektir. Tarım bir milli güvenlik meselesidir. Üretimi canlı tutmalı, üreticileri memnun etmeli, üretimde sürdürülebilirlik için üreticilere her türlü desteği vermeliyiz." ifadelerini kullandı.