17 Aralık 1992 tarihinde Filistin'de İslami Direniş Hareketi (Hamas) ve İslami Cihad Hareketi mensupları, Lübnan'ın güneyindeki Merc el Zuhur bölgesine sürgün edildi.
Filistin'in yakın tarihinde oldukça önemli bir yer tutan sürgünde, Filistinli grupların lider kadrolarından onlarca kişi de sürgün edilenler arasındaydı.
Siyonist yönetimi, Filistin'deki direniş içerisinde önemli rol oynayan isimleri Lübnan'a sürerek direnişi kırmayı ve gücünü zayıflatmayı amaçlıyordu. Hamas tarafından kaçırılan bir siyonist askerinin öldürülmesi üzerine, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da gözaltına alınan toplam 415 isim, Lübnan'ın güneyindeki Merc el Zuhur'a sürgün edildi.
Güney Lübnan'da bulunan ve yaşam alanlarından oldukça uzak bir noktada yer alan Merc el Zuhur vadisine sürülen Hamas mensupları burada yeniden organize olarak hayata tutunmaya çalıştı. Merc el Zuhur'a sürgün edilen Hamas üyeleri, ilerleyen yıllarda grup için gerek entelektüel, gerek edebi, gerekse siyasi yönden önemli bir köşe taşı oldu.
Merc el Zuhur'a sürgün edilenler arasında Abdulaziz Rantisi, İsmail Heniye, Cemal Mansur, Cemal Selim, Mahmud Ebu'l Hunud, Mahmud Zahar, Aziz Salim Duveyik, Abdullah el-Kavasime gibi birçok üst düzey isim bulunuyordu.
Hamas'ın üst düzey liderlerinden Mahmud Zahar 2020 yılı başında verdiği bir röportajda, grubun İran ile olan ilişkilerinin de Merc el Zuhur Sürgünü sırasında başladığını ifade etmişti.
Siyonistlerin planlarının aksine bölgede hayata tutunan Hamas mensupları, Filistin'e geri dönmek üzere ciddi anlamda organize hale geldiler. Soğuğa, kış şartlarına ve imkansızlıklara rağmen hayatta kalan Hamas üyeleri, bölgede sağlık merkezleri, ders halkaları, okullar ve akademiler tesis etti. Sürgünlerin tamamı bir yıl içerisinde Filistin'e dönmeyi başarabildi.