Serbest düşüşün evrenselliği prensibine göre, aynı yer çekimi alanında düşmekte olan iki cisim, bileşimlerinden ve kütlelerinden bağımsız olarak aynı ivmeyi kazanır.
Bu prensibin geçerliliğe sahip olup olmadığını öğrenmek isteyen Galileo, Pisa kulesinden farklı kütlelere sahip iki cismi bırakmış ve her iki cisim de yer aynı anda ulaşmıştı.
Prensip aynı zamanda Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi’nin de kalbinde yer alıyor. Ancak son zamanlarda Genel Görelilik’le kuantum mekaniği arasındaki bazı tutarsızlıklar, bazı fizikçileri Genel Görelilik’in yer çekimi için nihai teori olmayabileceğini düşünmeye itmişti.
UZAYDA DOĞRULANDI
İki yıldız üzerinde yapılan 16 yıllık bir çalışma, yıldızların davranışlarının Einstein’ın ünlü genel görelilik kuramıyla tutarlı olduğunu doğruladı.
Einstein'ın ünlü teorisinin şimdiye kadarki en zorlu testi olan çalışma, Almanya'daki Max Planck Radyo Astronomi Enstitüsü'nden Michael Kramer tarafından on ülkedeki araştırmacıların desteğiyle gerçekleştirildi.
Araştırma, yerçekimi laboratuvarı olarak ikili pulsarları kullanan uzmanlar tarafından yapıldı.
Pulsarlar, kalp atışları gibi muntazam ritimlerle uzaya radyo dalgaları gönderen nötron yıldızlarına deniyor.
Bulguları yalnızca Einstein'ın tahminlerini desteklemekle kalmadı, aynı zamanda yer çekiminin neden olduğu uzay-zamanın güçlü eğriliği tarafından, ışığın ertelendiğine de tanık oldu.
UEA Fizik Okulu'ndan Dr Robert Ferdman, "Araştırma yeniden çürütmeye çalıştığı Einstein'ın genel görelilik teorisinin olağanüstü derecede başarılı olduğunu kanıtladı." dedi.
Einstein’ın teorisi, ne bu tür aşırı yıldızların ne de onları incelemek için kullanılan tekniklerin hayal bile edilemediği bir zamanda ortaya atılmıştı. Günümüzde bile hala bu teorinin o zamanlar nasıl geliştirildiği bilinmiyor.