Sağlık çalışanlarının ücreti, çalışma şartları ve koşulları ile sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet gibi nedenler başta olmak üzere sağlık sistemindeki birçok sorun nedeniyle kimi hekimler istifa ederken kimi hekimlerde ya özel hastanelere ya da yurt dışına gidiyor.

2021 yılının ilk 10 ayında yurtdışında çalışmak isteyen yaklaşık bin hekim, Türk Tabipler Birliğinden (TTB) yeterlilik belgesi almak için başvururken, 2012 ve 2013 yıllarında çift hanelerde seyreden bu sayının son 10 yılda 5 bine dayanması dikkat çekiyor.

 

Son 18 ayda yaklaşık 8 bin hekimin kamu hastanelerinden istifa etmesi, dikkatleri bir kez daha sağlık sektörüne çevirirken, sağlık sendikaları, bu durumun devam etmesi halinde sağlıkta kaos yaşanacağı uyarısında bulunuyor.

Hekimlerin istifa etmesi, özel hastanelere ve yurt dışına gitmelerinin, sağlık sistemini çökertebilecek bu durum olduğuna dikkat çeken sendikalar, bu durumun önünün alınabilmesi için hekimler başta olmak üzere sağlık çalışanlarının çalışma şartları ve mesleki iyileştirmesi için Sağlık Bakanlığı’nın ivedi bir şekilde harekete geçmesini talep ediyor.

Türkiye Kamu-Sen Gaziantep İl Temsilcisi ve Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Kemal Kazak, istifa eden hekimlerin çoğunun özel hastanelerde çalışmaya başladığını, istifa gerekçeleri arasında ise ağır iş yükü, şiddet ve ücretlendirmedeki sorunlar olduğunun altını çizdi.

İstifa eden hekimlerin sadece özel hastanelere geçmediğini ifade eden Kazak, birçok hekimin ise yurt dışında çalışma belgesi için Türk Tabipler Birliğine (TTB) başvurduğunu belirtti.

Yanlış sağlık politikaları nedeniyle hekimlerin kamuda ki görevinden istifa ederek özel hastanelere geçiş yaptığını veya yurt dışına gitmeye çalıştığını bildiren Kazak, önlem alınmaması halinde sağlık sistemindeki sorunların artacağını ve hekim açığı sayısının daha da artacağına dikkat çekti.

“Yapılacak iyileştirmelerle hekimlerin istifası engellenmelidir”

Sağlığın hizmet sunucuları ve hizmet alıcıları açısından çok zor bir sektör olduğunu belirten Kazak,  “Özellikle son dönemlerde hekim arkadaşlarımızın kamudan istifa edip gerek özel hastanelere gerek yurt dışına gitmeleri çok boyutlu tartışılması gereken bir olgudur. Hekim arkadaşlarımız başta olmak üzere sağlık çalışanlarının son derece itibarları zedelenmiş durumdadır. Öncelikle itibarlarımızın iade edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bununla birlikte özellikle kamuda çok yoğun bir iş gücü, mobbing, sağlıktaki şiddet, ücret yetersizliği, sağlık sektöründeki yanlış politikalar nedeniyle kamudaki hekim arkadaşlarımızın bir kısmı özel hastanelere yönelmiş durumda bir kısmı da özellikle son birkaç yıldan beri yurt dışını tercih ediyor. Tabi ki bu duruma üzülüyoruz. Bizim insanlarımızın Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerine gitmeleri bizleri üzüyor. Doktor arkadaşlarımızın, bu millete vefa borcu vardır ama bu arkadaşlarımızın gitmesini engelleyecek politikaların ortaya konulmaması nedeniyle gencecik çocuklarımız ve kardeşlerimizin Avrupa'yı tercih etmeleri veya kamudan ayrılarak özel sektöre yönelmeleri gerçekten bizleri üzüyor. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere hükümet yetkililerinin özellikle hekim arkadaşlarımızı kamuda tutabilmek adına çok ciddi bir çalışma yapması gerektiğinin altını çiziyoruz. Hekim arkadşlarımızın günde 100-150 hastaya bakmaları, itibarlarının zedelenmesi, sağlıktaki şiddet, bir kısım kurum idarecileri tarafından yapılan mobbingleri üst üste koyduğumuzda elbette ki hekim arkadaşlarımızın kendi açlarından haklı olarak gerek özel kurumlara gerekse Avrupa ülkelerine gitmeleri bizleri üzüyor.” dedi.

Vatandaşların MHRS’den randevu almakta güçlük çekmesinin nedeninin hekimlerin istifa etmesi ve yurt dışına göçmesinden kaynaklandığını belirten Kazak, kamu hastanelerinde hekim açığının gittikçe arttığını ifade etti.

“Halk ve sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit eden uygulamalardan vazgeçilmelidir”

İstifa eden ve özel hastanelere giden hekimlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Kazak, “Bu noktada ücret politikasına baktığımızda bir hekimin uzman hekim olabilmesi için ortalama 25 yıl okul okuyacak, dirsek çürütecek ama ele geçen ücretlere baktığımızda, bugün gerçekten çok komik denecek rakamlarda maaş almaktadırlar. Bu arkadaşlarımız neredeyse açlık sınırının biraz üzerindeki bir maaşa mahkum edilmiş durumdadırlar. Sadece ‘döner sermaye’ denen performansa dayalı döner sermaye sistemi ile maaşlarında bir nebze iyileştirme yapılmaktadır. Bu da hastanelerin gelir durumu ile ilgili olmak üzere hem hastane bazlı hem de branş hekim bazlı bütün hekim arkadaşlarımızın ele geçen ücretlerinde son derece farklılık arz etmektedir. Kısacası almış oldukları eğitimin ve taşıdıkları riskin karşılığını hem maddi hem de manevi anlamda alamamaktadırlar. Bundan dolayı da hekimler özel hastanelere ve Avrupa'ya gitmektedirler. Bunların engellenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.” diye konuştu.

“Birçok alanda çok ciddi hekim açığı var”

Hastanelerde çok ciddi hekim açığının olduğunu ifade eden Kazak, “Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) baktığımızda birçok branşı hekim arkadaşlarımız tercih etmedi. özellikle ‘cerrahi branşlar’ diye adlandırdığımız beyin cerrahisi, ortopedi, kadın doğum ve jinekolog bölümleri gibi daha birçok bölümü arkadaşlarımız tercih etmedi. Tercih etmemelerinin sebebi; bir hekim arkadaşımız haftada, ayda ve yılda yapmış olduğu çeşitli operasyonlar, ameliyatlar vardır. Hepsi mükemmel bir şekilde işliyor ama yapmış olduğu operasyon ve ameliyatların bir tanesinde bile hastada bir komplikasyon geliştiğinde hemen malpraktis davaları nedeniyle soruşturmalar açılıyor, cezalar veriliyor. Bundan dolayı da birçok alanda çok ciddi hekim açığı var.” ifadelerini kullandı.

“Sağlık sistemindeki sorunmların giderilmesi için sağlık çalıştayı yapılmalıdır”

Gaziantep’te de bazı branşlarda çok ciddi hekim açığı olduğunu ve hastaların ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çeken Kazak, şunları söyledi:

“Yaklaşık 3 milyon insanın yaşadığı gazi şehrimizde bile beyin cerrahisi anlamında kamuda çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Kadın doğum uzmanı konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve hükümet tarafından bu branşların cazip hale getirilmesi için yeni düzenlemeler gerektiğini ifade ediyoruz. Ülkemizde çok ciddi bir sağlık çalışanına ihtiyaç vardır. Bir sağlık çalıştayı yapılmalıdır. Sayın bakanımız başta olmak üzere bakanlık yetkilileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, dernek odaları temsilcileri ve sahada vatandaşlarımıza hizmet veren sağlık çalışanlarımızın bir kısmı ile 10-15 günlük çok ciddi bir çalıştay yapılmalıdır. Bu çalıştayda göstermelik olmamalıdır. objektif bir şekilde yapılmalı, çıkacak sonucunda sağlık sistemimiz ile ilgili kısa, orta ve uzun vadede neler ortaya koyacağımızı plan dahilinde ortaya konulmalı, bunun da hayata tatbik edilmesi gerekir ki hekim açığının giderilmesi ve hekim arkadaşlarımız ile diğer sağlık çalışanlarımızın hak ettikleri ücrete, çalışma koşullarına kavuşmaları ancak bu şekilde temin edilebilir. Yoksa gelecek yıllarda bu sıkıntı daha da derinleşecek, kamuda çok ciddi hekim sıkıntısı baş gösterecektir diye tahmin ediyoruz.”

Döviz kurundaki artış nedeniyle yurt dışından ithal edilen tıbbi malzeme ve cihaz temininde sorunlar yaşanmaya başladığını belirten Kazak, satın alınan tıbbi cihaz fiyatlarını belirleyen Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) güncellenmemesi nedeniyle sıkıntılar yaşandığını ifade etti.

“Döviz kurundaki hareketlilik tıbbi cihaz ve malzemeleri de etkiledi”

Tıbbi malzeme ve cihazların çoğunluğunun Türkiye’ye döviz bazlı geldiğini bildiren Kazak, “Dövizdeki bu dalgalanma tıbbi malzeme ve cihazları da olumsuz yönde etkilemiş durumdadır. Dolayısıyla da bir hastane 3-5 operasyon yaptığında Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan kendisine dönen faturalar almış olduğu malzemeyi karşılamıyor. Bu sorunda giderek derinleşiyor. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığı ve hükümet yetkilileri, ortaya çok ciddi bir program ortaya koyabilmelidirler. Bu da vatandaşlarımızın mağdur olmasını engellemekten geçer. Burada hiçbir kurum idarecisini suçlayamaz, töhmet altında bırakamayız. Çünkü kurum idarecileri de kendi kurumlarındaki işleyişi doğru teşhis ve temin etmek adına fedakarca hizmet ettiklerini hepimiz biliyoruz. Buradaki temel sıkıntı Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) fiyatlarının güncellenmemesi, buna bağlı olarak cihazlarla alınan tıbbi malzemelerinde dövizle alınmasından, bu durumun hastanelerimize ve kurumlarımıza olumsuz bir şekilde sirayet etmesinden kaynaklanmaktadır. Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) fiyatlarının günümüz şartlarına uygun bir şekilde uygulanması gerektiğinin altının çiziyoruz.” şeklinde konuştu.

“Vatandaşlarımızın hasta olmasını engelleyici politikalar hayata geçirmeliyiz”

İnsanların sağlığından kesinti olmasının doğru olmadığını ifade eden Kazak, “Cenab-ı Hak, insanları en şerefli ve değerli varlık olarak yaratmıştır. İnsanlar canlılar içerisinde en şerefli ve değerli varlıktır. İşte ‘sosyal devlet’ anlayışı burada devreye girmelidir. ‘Sosyal devlet’ anlayışı vatandaşının sağlığını tesis edebilecek politikalar ortaya koyabilmelidir. Çünkü bu çok önemlidir. O sebeple de kamuya daha fazla yatırım yapılmalı, sağlığa ayrılan bütçe artırılmalıdır.  Yine temel sıkıntılardan bir tanesi tedavi amaçlı değil de koruyucu sağlık hizmetlerinin daha da yaygın hale getirilmesi için bütçeden daha fazla pay ayrılması gerekir. Vatandaşlarımızı hasta olmadan önce hasta olmasını engelleyici, önleyici politikalar ortaya koymalıyız ve hayata geçirmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Sadece hekimlere yönelik yapılan düzenlemenin bütün sağlık çalışanlarına yapılması gerektiğini ifade eden Kazak, sağlıkçılar arasında ayrım yapılmamasının gerektiğini vurguladı.

Sağlık hizmetlerinin bir ekip işi olduğunun altını çizen Kazak, hekimlere yönelik yapılan düzenlemenin oldubittiye getirildiğini, hekimler arasında bile ayrıştırma yapıldığını ve bunun yanlış olduğunu ifade etti.

Hekimlere yapılacak zammın karşısında olmadıklarını ve zam kararını desteklediklerini belirten Kazak, hekimlerin emeklerinin karşılığını almasını istediklerini söyledi.

Sağlığın bir ekip işi olduğunun altını çizen Kazak, hekim ve sağlık çalışanlarına yapılacak zammın sağlık sektöründe görev yapan herkesi kapsaması gerektiğini de sözlerine ekledi. (İLKHA)