Aktay; "Mühendis unvanı elde etmiş kişi ise bu statünün altında bir unvanla çalışmaya razı olmuyor. Böylece tarım ve sanayimiz ihtiyaç duyduğu eleman ihtiyacının önemli bir kısmını Suriyeli veya Afgan işgücü istihdamıyla karşılamaya çalışıyor. Üniversite mezunlarımız ise demokratik kültür açısından yeterince karşılanamayan yüksek talepkârlıklarıyla toplumda ciddi bir hoşnutsuzluk kaynağı haline geliyorlar."

"Hasbelkader şahit olduğum iş taleplerinin büyük çoğunluğunda emek gerektiren bir iş yerine hiç çalışmadan veya çok az çalışarak bir maaş beklentisi çok yaygın bir eğilim" diyen Aktay, "Emek gerektiren bir işe girenlerin kısa süre içinde işin hakkını vermeden daha kolayını aramaya başlamaları ise istihdam kültürümüzün en bariz habituslarından" ifadelerini kullandı.