Allah’a ve Resul’üne savaş açmış bir iktisat modelinin insanlığa ve topluma hiçbir fayda getirmeyeceğine vurgu yapan Başaran, İLKHA’ya yaptığı açıklamada, faizin oluşturduğu tahribata dikkat çekti.

 

Faizle yapılan alışverişin yatırımları ve ülke kalkınmasını tamamıyla engellediğini, üretim ve istihdam alanlarını daralttığını belirten Başaran, faizsiz bir ekonomi modelinin Türkiye için çok daha faydalı, hayırlı olacağının altını çizdi.

“Yoğun para akışı olumlu etki gibi görünse de aslında öyle değil”

Türkiye’nin uzun yıllardır borca dayalı bir ekonomik modelini takip ettiğini ifade eden Başaran, “Düşük kur, yüksek faiz dediğimiz bu sistemde dolar sürekli düşük, faizlerde yüksek tutulduğu için piyasa bu şekilde canlı tutulmuş. Bunun neticesinde de piyasalarımıza yabancı para akışı olmuştur. Fakat bu yoğun para akışı ilk görünürde piyasalarımıza olumlu etki ve ekonomimize katkı sağladığı gibi görünse de işin özünde çok da öyle olmadığı görülmektedir.” dedi.

“Ülke ekonomisi sömürülüyor”

Para baronlarının yıllardır ülke ekonomisini sömürdüğüne işaret eden Başaran, şöyle devam etti:

“Ülkemize yatırım yapan yabancı şahıs ve kuruluşlar ülkemize girip yatırımlarını yaptıklarında bunun karşılığında çok yüksek oranlarda faiz almakta ve bununla beraber ülke ekonomisiyle işlerini bitirdikten sonra da dövizlerin düşük olduğu ortamdan yararlanarak, o zaman diliminde de piyasalarımızdaki dövizlerimizi alıp o şekilde gidiyorlardı. Yani sistem yıllardır bu şekilde işliyor. Bunun neticesinde de bu sisteme baktığımızda da bunun kazançlısı ülke ekonomimiz değil tamamen yıllardır piyasamızı sömüren bu para baronları olduğunu çok açık ve net bir şekilde görmekteyiz.”

“Faizleri kaldırmazsanız üretim ve istihdam alanlarını genişletemezsiniz”

Ülkenin ekonomi ve büyümesinin önündeki en büyük engelin faiz olduğuna vurgu yapan Başaran, şunları söyledi:

“Son dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği ve ‘faize karşı duracağım’ sözüyle demek istediği aslında şudur: ‘Biz yıllardır borç ekonomisiyle faize çalıştık ama bundan sonra üretime ve istihdama dayalı bir geçmek istiyoruz.’ İşin esasında çok doğru. Çünkü ekonomiden anlayan herkes bilir ki bir ülkenin ekonomi ve büyümesinin önündeki en büyük engel faizdir. Çünkü siz faizleri düşürmezseniz veya tamamen kaldırmazsanız siz altyapı yatırımlarını yapamazsınız. Faizleri düşürmezseniz üretim ve istihdamda alanları genişletemezsiniz. Tüm olumsuzluklara rağmen Cumhurbaşkanımızın faize karşı bu duruşunu çok önemli buluyorum.”

“Dışa bağımlılığı azaltmalıyız”

Faizin topluma büyük zararlarının olduğunu belirten Başaran, “Yine biz ithalattaki dışa bağımlılığı azaltıp ihracattaki istikrarımızı devam ettirebilirsek kısa vadede çektiğimiz bu sıkıntı ve zorlukların meyvelerini uzun vadede alacağımıza inanıyorum. Bugün kapitalist sistemin bütün dünyaya dayatmış olduğu şu faizin insana ve topluma vermiş olduğu zararlara baktığımız zaman Yüce Rabbimizin ilahi mesajlarını da bir kez daha hatırlıyor ve anlıyoruz ki, dinimizde bir şey yasaklanmışsa o yasaklanan şey mutlak surette insana zararı vardır.” diye konuştu.

“Allah’ın mülkünde Allah’a isyan etmekle büyüme ve kalkınmayı sağlayamayız”

Faizin oluşturduğu tahribatın görülmesi gerektiğini söyleyen Başaran, “Sadece bizim dinimizde de değil diğer semavi dinlerin kitaplarında da faizin zararları geçmektedir. Eflatun ve Aristo gibi düşünce adamlarının bile fikirlerinde faizin ahlaki bir alışveriş olmadığı şiddetle savunulmuştur. Dinimizdeki ilahi mesajı çok iyi anlamalı ve şunu çok iyi bilmeliyiz ki, Allah’a ve Resul’üne savaş açmış bir iktisat modelinin insanlığa ve topluma fayda getirmeyeceği ortadadır. Yine şunu çok iyi bilmeliyiz ki Allah’ın mülkünde Allah’a isyan etmekle büyüme ve kalkınmayı sağlayamayız.” ifadelerini kullandı.

“Faizsiz bir ekonomi modeli ülkemiz için çok daha faydalı olacaktır”

Faizin istihdamı, üretimi, kalkınmayı tamamıyla engellediğine dikkat çeken Başaran konuşmasını şöyle tamamladı:

“Eğer gerçek anlamda büyümeyi, gelişmeyi, kalkınmayı, refah ve mutluluğu istiyorsak Batı’nın bize empoze ettiği bu sistemleri değil Allah ve Resul’ünün bütün insanlığa sunmuş olduğu reçete ve ilaçlara yönelmek durumundayız. Faiz kısa vadede piyasayı canlı tutuyor gibi görünse de aslında uzun vadede istihdamı, üretimi, kalkınmayı tamamıyla engelliyor. Faizin üretime, kalkınmaya, istihdama, ülke ekonomisine hiçbir katkısı yoktur. Bu sebeple faizsiz bir ekonomi modelinin ülkemiz için çok daha faydalı, hayırlı olacağını düşünüyorum.”(İLKHA)