Dünyanın birçok ülkesinden âlim ve kanaat önderlerinin katılımıyla İstanbul'da başlayıp 3 gün devam edecek olan "Kudüs öncüleri kılıcımızı taşıyor" konferansında konuşan Hamas liderlerinden Halid Meşal, zafere olan inançlarının kendilerini zinde tuttuğunu, mutlaka zafere ulaşacaklarını belirterek zafere giden yolda ümmetin takip etmesi gereken 3 ana başlığı sıraladı.
"Özgür ve fatihler olarak Filistin'e dönmek gibi bir inancımız olmasa 100 yıldır mücadelemizi sürdürmezdik"
İstanbul'da başlattıkları uluslararası toplantıların üzerinden 10 yıl geçtiğini ve artık bu toplantıların yeşerip meyve vermeye başladığını söyleyen Meşal, "Yüce Allah'tan bu mübarek buluşma kabul etmesini ve Kudüs topraklarında etkisini göstermeyi nasip etsin. O da yakındır inşallah. İsmail Haniye kardeşimiz başta olmak üzere bizler İslami Direniş Hareketi HAMAS olarak İslam ümmetinin bizi kucaklamasıyla iftihar etmekteyiz. Özgürlük, geri dönüş, Kudüs, Mescidi Aksa'yı geri alma ve Kudüs Kılıcı mücadelesinde bize ortak olmalarından büyük bir iftihar duymaktayız. Allah sizlerden razı olsun. Allah İslam ümmetinin âlimlerinden, liderlerinden ve bu birlikteliğin söz sahiplerinden razı olsun. Allah bu organizasyonda emeği geçenlerden razı olsun. Allah Türkiye halkından, Filistin'i ve İslam ümmetinin diğer halklarını yalnız bırakmayan Recep Tayyip Erdoğan'dan razı olsun. Allah O'nu Türkiye halkına ve ümmete bağışlasın. Allah Türkiye'yi mücahitlere barınak, fatihlere dayanak eylesin. Eğer israili devirmek, özgürler ve fatihler olarak Filistin'e dönmek gibi derin bir inancımız olmasaydı 70 veya 100 yıldır kararlılık göstermezdik. Bu Allah'ın kesin bir vaadidir. Kur'an, gönlümüze zafer ruhunu ekmiştir. Bizim üstün olduğumuzu söylemiştir. Düşmanımıza galip geleceğimizi Kur'an bize söylemektedir." dedi.
"Allah'ın yardımıyla düşmanlarımızı yenerek galip geleceğiz"
Allah'u Teâlâ'nın, 'Onlarla savaşın ki, Allah onları sizin elinizle cezalandırsın. Onları rezil rüsva etsin, sizi onlara karşı başarılı kılsın. İnananların yüreklerine su serpsin, kalplerindeki öfkeyi yatıştırsın' ayetini okuyarak konuşmasını sürdüren Meşal, "İşte bu inancı ve durmak bilmeyen bu enerjiyi Allah’ın izni ile Kuran bizlere bahşetmiştir. Allah'ın tuzağının düşmanın tuzağını nasıl bozguna uğrattığını Kuran bize öğretmiştir. Onlar bir tuzak kuruyorlar, ben de bir karşı plan hazırlıyorum. Sen o inkârcılara süre ver, onlara biraz zaman tanı.' Allah peygamberimizi hicret yolculuğu anında korurken şöyle buyuruyor; Onlar tuzak kuruyorlardı. Allah da bozuyordu. Tuzak bozma işini en iyi yapan Allah’tır.' Yine Allah, Semud Kavmi, Salih peygambere tuzak hazırlarken şöyle buyuruyor, 'onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan bir plan kurduk. Bak işte tuzaklarının sonu ne oldu? Onları da kavimlerini de toptan helâk ettik. İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Anlayan bir kavim için elbette bunda ibret vardır. İman edip Allah'a karşı gelmekten sakınanları ise o felâketten kurtardık. İşte bu Allah’ın sözünden geri durmadığı vaatleridir.' Kesin olan şudur ki, inşallah bizler, düşmanlarımıza galip geleceğiz ve Allah’ın planı zafere ulaşacaktır." diye konuştu.
"12 yıldır düzenlenen konferansların ardından somut adımların atılmasını önemsiyoruz"
Zafere ve Allah'a olan inançla birlikte inancın gereği olan amel etmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Meşal, "Çünkü Allah Azze ve Celle, 'inkâra sapanlar sakın yakayı kurtardık sanmasınlar. Çünkü ne yapsalar kurtulamayacaklardır' dedikten sonra şöyle buyurmaktadır, 'Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz ama Allah'ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın' dolayısıyla düşmana diz çökmemek için bir güç hazırlamalıyız. Muhammed süresinde yine Allah'u Teâlâ şöyle buyuruyor, 'Allah dileseydi onları bizzat cezalandırırdı.' Rabbimiz bu güce sahiptir. Fakat sizleri birbirinizle denemek istiyor. Bu deneme nedir? Allah yolunda öldürülenlerin amellerini asla boşa çıkarmayacaktır. Dünyada onlara doğru yolu gösterecek, durumlarını düzeltecektir. Ahirette ise kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır. İşte yol budur. Dolayısıyla kendisini Filistin halkına, Hamas, Kassam ve diğer tüm kahraman direniş güçlerine ortak kabul eden bu birliktelik, doğuşundan uzun yıllar sonra 12'ncisini düzenlediğimiz bu konferansta, bu ruhu ve bu iradeyi somut adımlara dönüştürmeyi önemsemektedir." şeklinde konuştu.
"Gevşeklik ve tembellik göstermeden enerji ve hazırlıklarımızı iki katına çıkarmalıyız"
Düşmanı yenerek zafere ulaşmanın 3 temel adımı ile ilgili bilgilendirmede buluna Meşal, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Birinci adım: Elimizden gelenin en iyisini yapmaktır. Filistin halkını bir düşünün. Son on yılda yaptıkları İsrail'i köşeye sıkıştırdı. Ey kardeş ve bacılar! Halkların ve direniş güçlerinin yaptıklarını hafife almayınız. Bu siyonist rejim, birçok orduyu ve büyük devleti hezimete uğrattı. Hatta ABD koalisyonundaki bazı müttefikleri dahi rezil etti. Bu rejim bütün bölgede kargaşa çıkarmakta. Ancak bugün Allah’ın yardımıyla direnişin eliyle Kudüs Kılıcı Savaşı'nda köşeye sıkışmış durumda. Sadece Filistinlilerin tüm bunları yaptığını düşünürsek, Arap ve İslam âleminin eliyle neler yapılabileceğini sizler hayal edin. Bu ümmet, mübarek bir ümmettir. Eğer gerçek enerjisini ortaya koyabilirse vallahi bu siyonist rejimin günleri sayılı olacaktır. Hatta memleketimizden dahi gidecektir. Haberiniz olsun, Allah'ın malı pahalıdır. Haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir. Bugün mal, Kudüs ve Mescidi Aksa’dır. O zamana askeri, ekonomik, siyasi ve kitlesel olarak bütün gücümüzle hazırlanmalıyız. Eğer ortaklık konumundan savaşı sürdürmek ve zaferi hızlandırmak istiyorsak, kurtuluş ve geri dönüş savaşında hazırlığı iki katına çıkarmalı ve tüm enerjimizi ortaya koymalıyız. Darlık veya sıkıntı anı hariç, hiçbir kimsenin gevşemeye veya tembelleşmeye bahanesi olamaz olmamalı. Zafer anı yaklaşmaktadır. Allah’ın vaatlerini görüyoruz. Bu yüzden elimizden gelenin en iyisini yaparak mücadele etmeli ve savaşta çıtayı kapasitemizin üzerine çıkarmalıyız.
"Siyonistler İslam ümmetinin kalbinden söküp atmalıyız"
İkinci adım: Düşmanla birçok cephede savaşmak. Siyonist rejim ya aldatıcı bir şekilde ya da geçtiğimiz on yıllarda yaptığı anlaşmalar nedeniyle feodal savaşlar yürütmeye ve bir cepheye odaklanırken diğer cephelerde canlanmayı amaçlamaktadır. Savaşta Kudüs'ü yalnız bırakmayın. Savaşta Gazze’yi yalnız bırakmayın. Evet, Gazze’de mücahitler var. Kudüs, Mescidi Aksa'da, Batı Şeria'da ve 1948 topraklarında mücahitler var. Halkımızı yenemediler ve boyun eğmeyecekler. Halkımız israili hezimete uğratmaya güç yetirebilir. Ama onunla birkaç cephede savaşarak düşmanımızın dikkatini dağıtmak istiyoruz. Bu önemli bir stratejidir. Siyonistler Afrika'yı işgal etmektedir. Ne yapmalıyız? İslam ümmeti, enerjisini Afrika’da siyoniste çevirmelidir. Uyumasına dahi izin vermemeliyiz. Başarısız kılmalıyız. Bütün oyunlarını bozmalıyız. İsraili çeşitli cephelerde şaşırtmalıyız. Ey Malezya, Endonezya, Pakistan, Keşmir ve Hindistan’daki Güney Asya halklarımız! Bu rejimle savaşa girin. Çünkü o sizin de düşmanınızdır. Onları tüm bu bölgelerden ve İslam ümmetinin kalbinden söküp atmak istiyoruz. Bize normalleşmeyi sunanları o normalleşmeden ayırmalıyız. Siyasi ilişkilerini ve Ümmet üzerindeki komplolarını da boşa çıkarmalıyız. Çünkü herkese komplo düzenliyor. Arap ve acem herkese komplo düzenliyor. Türkiye, İran, diğer Arap ve İslam âlemine komplolar düzenliyor. Pakistan’a nükleer başlık nedeniyle komplo düzenledi. Ama Allah Pakistan’a yardım etti. Allahtan dileğimiz bu düşmanı bozguna uğratmasıdır. Bu düşmana karşı batıda bir cephe açmak istiyoruz. Bütün hukuki alanlarda onu zora sokmalıyız. Siyonist rejime karşı İslam ümmetinin beldelerinde bütün enerjisinin aynı anda, askeri, ekonomik, siyasi ve kitlesel olarak her alanda harekete geçtiğini hayal edebiliyor musunuz? Bugün İngiltere aynı suçu tekrar işleyerek Hamas'ı terör listesine almasına karşın İslam ümmetinin tepkisi nerede? Balfour Deklarasyonu suçlusu İngiltere. Allah'ın izniyle, Kudüs ve Mescidi Aksa'yı geri almak için zaferi hızlandırma ve çatışmayı siyonist rejimle sınırlandırma stratejisi nedeniyle, bu rejimle birden çok cephede savaşmalıyız. Dikkatini ve enerjisini dağıtmalıyız. Her taraftan ona saldırmalı ki neye uğradığını şaşırmalı ve Kudüs ve Mescidi Aksa'dan defolup gitsin.
"Gazze'deki ablukanın kırılması için havadan, karadan ve denizden yeni adımlar atalım"
Üçüncü adım: Her alanda mücadelenin başlığı Kudüs olmalı. Savaş ve mücadeleleri bu bayrak altında geçirmekten daha güzel ve büyük bir isim olabilir mi? Çünkü Kudüs berekettir, mukaddestir, yer ile göğün birleştiği yerdir, tarihtir, şehit peygamberlerin, sahabelerin, tabiinlerin, mücahitlerin ve fatihlerin yeridir. Savaşımızı Kudüs bayrağı altında verirsek, vaat edilen zafer daha da bereketlenir Allah’ın izniyle. Başlığımız nasıl Kudüs olmasın ki? Hamas'taki kardeşleriniz, israil siyonist rejiminin Kudüs'ü Yahudileştirme, işgal etme, zamansal ve mekânsal olarak bölme planının kapsamını gözden geçirdiler. Bu, siyonistlerle olan çatışmayı yönetme şeklimizde değişiklik gerektiren tehlikeli bir adımdır. Bu yüzden Kudüs ana başlığımız olmalıdır. Kudüs, çalışmalarımızdan, malımızdan, mülkümüzden ve çocuklarımızdan daha önce gelmelidir. Bizi kalbimizden vurmaya çalışırsa bütün fedakârlıkları ortaya koyacağımızı İsrail’e öğretmeliyiz. Kudüs ve Aksa tehlike ile karşı karşıya kaldığında sadece Gazze ve Kudüs’te değil İsrail ile tüm dünyada savaşabileceğimizi görmelidir. İsrail’e diz çöktürecek asıl mesaj budur. Bu birliktelik büyük bir birlikteliktir. Bu birlikteliği sahada da istiyoruz. Sahada da İsrail'in karşısında duran silahı besleyen bir koalisyon istiyoruz. Bu koalisyondan İslam ümmetinin bulunduğu bölgelerde İsrail'i mağlup etmesini, Kudüs ve Gazze'deki halkımıza destek veren etkili bir harekete dönüşmesini istiyoruz. Gazze, 15 yıllık ağır bir kuşatmanın altında direniş için harika bir kuluçka yeri olmuştur. Bu ablukanın da kırılmasını istiyoruz. Bugün Filistin’in farklı bölgelerindeki kardeşleriniz Gazze’deki ablukanın kırılması için yeni uğraşlara girmiştir. Bende buradan sizlere seslenmek istiyorum: Gelin bu ablukanın kırılması için havadan, karadan veya denizden olmak üzere yeni adımlar atalım. İslam ümmeti buna hazırdır. Daha fazlasını da yapmaya gücü yeter. Tugayları ve direnişiyle övündüğümüz Gazze, bugün, bir yıldan kısa bir süre içinde, üzerindeki kuşatmayı kırmamız gerektiğine karar vermeyi hak ediyor. Ana başlığımız ve gururumuzdur olan Kudüs, bitmesine az bir süre kalan bu 2021 yılı Kudüs'ün ve Mescidi Aksa'nın geleceğinde dönüm noktası olacak bir yıl olacağını söylemeyi hak ediyor. İrade birçok şeye güç yetirir. Kardeşlerim! Bacılarım! Bu gibi yerlerde inancımızı, adamlığımızı, toprağımıza ve vatanımıza bağlılığımızı, Allah’a imanımızı ve mübarek topraklarda şehadet arzumuzu yeniliyoruz. Tarih her birimizin büyük bir iz bıraktığını kaydedecektir. Yakın gelecekte herkes Filistin'in kurtuluşunda iz bıraktığınız için sizinle gurur duyacaktır. Kürtlerin, evlatları Selahaddin'in Kudüs ve Filistin'i özgürleştirmesinden gurur duyduğu gibi. Muzaffer ve fatihler olarak mübarek topraklarda buluşmak dileğiyle. (İLKHA)