Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi bugün Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kavala kararını uygulayıp uygulamadığının tespiti hususunu AİHM'e havale etme niyetini içeren bildirimde bulundu.
RESMİ KARAR YARIN AÇIKLANACAK
"İhlal sürecinin başlatılabilmesi için" üye ülkelerin üçte ikisinin oyu gerekiyordu. Bu çoğunluk sağlandı. Resmi kararın yarın açıklanması bekleniyor. Ardından Türkiye'ye resmi bir bildirim gönderilecek ve Ankara'dan 19 Ocak'a kadar yanıt vermesi talep edilecek. Osman Kavala hakkındaki gelecek duruşma tarihi ise 17 Ocak. Kavala tahliye edilirse "ihlal süreci" gündemden düşmüş olacak.
TÜRKİYE, KONSEY'DEN ÇIKARILABİLİR
AİHM'nin ihlal yapıldığı yönünde görüş bildirmesi durumunda da Komite, Türkiye'ye karşı alınacak önlemleri değerlendirerek. Bu önlemler arasında Türkiye'nin Konsey üyeliğinden çıkarılması veya oy hakkının askıya alınması da bulunuyor.
DIŞİŞLERİ'NDEN AVRUPA KONSEYİ'NE TEPKİ
Konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı'da basın açıklaması yayınladı. Açıklamada, "Avrupa Konseyi yargıya müdahale niteliği taşıyacak kararın devamını getirmekten kaçınmalı. Özellikle Kavala kararının sürekli gündemde tutulması tutarsız bir yaklaşım" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
Ülkemizde devam eden yargı sürecine saygı ilkesi uyarınca, AK'yı bağımsız yargıya müdahale niteliği taşıyacak bu kararın devamını getirmekten kaçınmaya davet ediyoruz. Başta AK Bakanlar Komitesi olmak üzere herkes, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce yürütülen yargı sürecine saygı ve güven duymalıdır.
Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi olan ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklanan sorumluluklarının bilincindedir. Bu yıl içinde 128, bugüne kadar ise toplam 3674 AİHM kararı tarafımızdan uygulanmıştır.
AİHM kararlarının icrasını denetleyen Bakanlar Komitesi'nin gündeminde halen çok sayıda karar bulunmaktadır. Kavala kararından daha eski olan ve başka ülkeler hakkında ve konularda da uygulanmayan kararlar varken, özellikle Kavala kararının sürekli olarak gündemde tutulmasını tutarsız bir yaklaşım olarak görüyoruz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sistemindeki mevcut mekanizmaların hukuki ve adil bir anlayışa göre değil de, siyasi mülahazalar üzerinden belirli ülkeler aleyhinde işletilmesi her şeyden önce Avrupa Konseyi'nin kendi itibarını zedelemektedir.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, insan hakları sisteminin etkinliğini sürdürmek istiyorsa tarafgir ve seçici tutumunu bırakıp, AİHM kararlarının uygulanmasını tüm üye ülkeler yönünden tarafsız bir yaklaşımla ele almalıdır.