Bilişim hukuku uzmanları, Türkiye`de sayıları her geçen gün artan internet kullanıcılarını, suç teşkil etmesi nedeniyle sanal ortamda hakaret etme ya da şantaj yapma konusunda uyarıyor.
İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi Üyesi Gökhan Ahi, "sosyal medyada hakaret" ve "kişilik haklarına saldırı" davalarında bazı ayrıntıların kararları etkileyebildiğini söyledi.
Ahi, sosyal medyada incitici veya hakaret içeren iletilere maruz kalan birçok kullanıcının bunları dikkate almadığını ve konuyu mahkemeye taşımadığını ifade etti.
Hakaret içerikli iletilerin etkisinin, takipçi sayısına göre değiştiğini dile getiren Ahi, "Bazı durumlarda bu tip iletiler birden bire yüzlerce, hatta binlerce kişiye ulaşarak, kullanıcıda umulmadık mağduriyetlere ve zararlara yol açabiliyor" dedi.
Ahi, sosyal medyadaki hakaret ve iftira içerikli iletilerin tespit edilemeyeceği ve hesap sahiplerinin belirlenemeyeceği yönünde kamuoyunda yanlış bir algılamanın olduğuna işaret ederek, "Hiçbir şekilde kullanıcıların IP bilgileri verilmese de bazı sosyal mühendislik yöntemleri ve polisin kullandığı özel teknikler sayesinde birçok kullanıcının bilgilerini, dolayısıyla kimliklerini tespit edebilmek mümkün. Gerçek ismini kullananlar zaten kolaylıkla belirlenebiliyor. Bunun yanında takma isim kullananların bile geçmişteki iletilerinden, paylaştıkları içerikler ile bağlantılı diğer servis hesaplarından kolaylıkla kimlikleri eşleştirilerek tespit edilebilir" diye konuştu.
ADINA AÇILAN SAHTE HESAP NEDENİYLE YARGI ÖNÜNE ÇIKANLAR VAR
Gökhan Ahi, sosyal medya üzerinden yazılanlarla ilgili açılan davalarda, sanıkların, hesaplarının ele geçirildiği ya da başkaları tarafından kendi adına sahte hesap açıldığı yönündeki savunmalarının giderek arttığını anlatarak, şu bilgileri verdi:
"Bu şekilde bir savunma, mahkemece bir yere kadar kabul edilebilir. Zira gerçekten adına açılmış sahte bir hesaptan dolayı yargı önüne çıkan insanlar var. Ancak soruşturma sırasında, bu hesabın o kişinin kontrolünde olduğu yönünde yan deliller bulunması mümkündür. Birçok soruşturmada, mahkeme kararıyla aranan şüpheli kişilerin bilgisayar veya cep telefonundaki veriler silinse dahi delil olarak tespit edilebiliyor. Sosyal ağ ortamından gönderilen hakaret içerikli iletilerin cezası, aleniyet unsurundan dolayı daha ağırdır. Çünkü bu iletilerin sınırsız sayıda insana ulaşma ve çok daha fazla etki doğurma ihtimali var. Bu nedenle cezası basit hakarete göre biraz daha ağırlaştırılmıştır."
İNTERNET, SUÇUN NİTELİĞİNİ DEĞİŞTİRİYOR
Bilişim Hukuku Derneği Başkan Yardımcısı Kürşat Ergün, değişen hayat şartlarına paralel dolandırıcılık, hakaret, tehdit ve şantaj gibi suçların internet üzerinden daha kolay işlendiğini dile getirdi.
Türk Ceza Kanunu`nda yer alan hakaret konusunun internet yoluyla işlenmesinin, suçun niteliğini ve verilecek cezayı değiştirebildiğine dikkati çeken Ergün, "Ceza kanunumuza göre, hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında arttırılır. İletilerin pek çok kişi tarafından görülmesi, suça aleniyet kazandırıyor" ifadesini kullandı.
Ergün, sosyal medyada hakarete maruz kalanların, Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunabileceğini belirterek, davaların bir an önce sonuçlanmasını isteyenlerin de profesyonel yardım alabileceğini kaydetti.