HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Şanlıurfa'daki temas ve ziyaretleri kapsamında Haliliye ilçesinde ulusal ve yerel basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Yapıcıoğlu, basın toplantısının ardından gazetecilerin seçim çalışmaları, ittifaklar, seçim barajı, ekonomik sorunlar ve adalet sorunu ile ilgili sorularını cevapladı.

"Zamanı geldiğinde bir ittifak içerisinde yer alıp almayacağımıza karar vereceğiz"

Bir gazetecinin "Önümüzdeki seçimde hangi ittifakta yer alacaksınız?" sorusunu cevaplayan Yapıcıoğlu, "İttifaklarla ilgili şuan için konuşmanın erken olduğunu düşünüyoruz. Mevcut Siyasi Partiler Kanunu ve sistem, partileri siyasi ittifaka ya da seçim ittifakına zorluyor. Bir yönüyle Cumhurbaşkanı adayının seçimi kazanabilmesi için yüzde 50 oya ihtiyaç duyması nedeniyle en fazla oy alabilme ihtimali olan aday bile yanına başka partilerin desteğini alma ihtiyacı hissediyor. Öte taraftan yüzde 10'luk seçim barajı nedeniyle baraj problemi yaşadığını düşünen siyasi partiler, bu sorunu aşmak için başka bir partiyle ya da partilerle bir blokta ittifak kurarak seçime girme ihtiyacı hissediyor.

2018 yılında tek başımıza hiçbir ittifakta yer almadan 81 ilde adaylarımızı göstermek suretiyle seçimlere katıldık.  Önümüzdeki seçime yine tek başımıza gireceğimiz gibi bir şart yok ve böyle anlaşılmasın. HÜDA PAR, önümüzdeki seçimde bir ittifakta yer alabilir. Bu şu demek değildir: 'Ne pahasına olursa olsun, Meclis’e girebilmek için bir ittifakın içerisinde yer almamız gerekir' diye olaya bakmıyoruz. Şartlara ve duruma bakacağız. Zamanı geldiğinde bir ittifak içerisinde yer alıp almayacağımıza dair karar vereceğiz. Bu konuda henüz verilmiş bir kararımız yok." şeklinde konuştu.

"Seçim barajı sıfırlanmalıdır, baraj olmamalıdır"

Seçim barajının düşürülmesi ilgili soruyu cevaplayan Yapıcıoğlu, "Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesi konuşuldu ama henüz seçim yasası ile ilgili diğer konularda Cumhur İttifakı bileşenleri arasında bir anlaşma sağlanamadığı için ilgili düzenleme Meclis’ten geçmedi. Seçim barajının olması özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ya da -halk tarafından bilinen adıyla- başkanlık sisteminde, seçim barajının olmasını gerektirecek herhangi bir şey yoktur. Daha önce Anayasa’da seçimle ilgili kanunlar düzenlenirken 2 ilkenin göz önünde bulundurulacağı ve düzenlemelerin buna göre olması gerektiği yazıyordu. Birincisi temsilde adalet,  ikicisi ise yönetimde istikrardı. Parlamenter sistemle Türkiye yönetilirken çok parçalı koalisyonlar oluşmasın diye az sayıda partinin Meclis’e girmesi ve yüzde 10'u aşamayan partilerin baraj nedeniyle Meclis dışı kalması tercih ediliyordu.  Özetle;  yönetimde istikrar adına temsilde adalet kurban ediliyordu. Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanı olacak kişi; tek başına birinci turda olmazsa eğer ikinci turda yüzde 50'den fazla oy almak zorundadır. Dolayısıyla seçim barajının artık herhangi bir anlamı kalmamıştır. Seçim barajının hukuki, siyasi ya da ahlaki hiçbir gerekçesi yoktur. Bununla ilgili diyoruz ki baraj sıfırlanmalıdır, baraj olmamalıdır." diye konuştu.

"HÜDA PAR'ı görmemek için gözlerini sımsıkı kapatanlar bile HÜDA PAR'ı görmek zorunda kalacaklar"

Bazı anket şirketlerinin önümüzdeki seçimle ilgili anketlerinde HÜDA PAR'ı neden göstermedikleri ile ilgiyi soruyu cevaplayan Yapıcıoğlu, "Bazı anket şirketleri HÜDA PAR'ı göstermiyor. Oy oranı HÜDA PAR'ın yarısından daha az olan partileri bile ankette gösterirken HÜDA PAR'ı göstermiyorlar. Bu soruyu anket şirketlerine sormanız gerekir. İnşallah, önümüzdeki seçimde HÜDA PAR'ı görmemek için gözlerini sımsıkı kapatanlar bile HÜDA PAR'ı görmek zorunda kalacaklar." ifadelerini kullandı.

"Halk, kendi temsilcilerinin dertlerine yeterince tercüman olmadıklarından şikayet ediyor"

Şanlıurfa'da en çok dillendirilen sorunlarla ilgili gelen soruyu cevaplayan Yapıcıoğlu, "En fazla dile getiren sorun 'ekonomik durgunluk' oldu. Esnaf ziyaretlerimizde bunu gördük. Sadece Urfa'da değil, Türkiye'nin dört bir tarafında bu sorun dile getiriliyor. Bunun haricinde halk, parti ayrımı yapmaksızın siyaset kurumundan şikayetçi. Halk, kendi temsilcilerinin dertlerine yeterince tercüman olmadıklarından şikayet ediyor. Hayvan borsasını ziyaret ettiğimizde besiciler;  yem fiyatlarından şikayetlerini yoğun bir şekilde dile getirildiler. Önceki dönemlerde de DEDAŞ'la ve mevsimlik işçilerle ilgili yoğun sıkıntılar vardı. İl Başkanımız bu konularla ilgili yaptığı çalışmalar basına yansımıştı. Genel anlamda memleket genelindeki sıkıntılar aşağı yukarı her yerde hissediliyor." dedi.

"Türkiye'de adalet ile ilgili ciddi sorunlar var"

Türkiye'de adalet sistemi ile ilgili sorunlara değinen Yapıcıoğlu, "Türkiye'de adaletle ilgili sorunların olduğu kuru bir iddia değildir. Türkiye'de adalet ile ilgili ciddi sorunlar var, maalesef bu sorun çözülemiyor. Şu anda inşası devam eden cezaevleri var. Cezaevlerindeki insanların sayısı ve mahkemedeki dava dosyaları sayısı giderek artıyor. İcralık olan insanların sayısı sürekli artıyor. Bunların farklı farklı sebepleri var.  Bu durumun ekonomik ve psikolojik bazı sebepleri var. Eğitimle alakalı bazı durumlar var. Belki kameralar önünde ya da toplum önünde insanın dile getirmeye hayâ ettiği çirkinlikler işleniyor.  Sadece bazı konular ve suçlarla ilgili cezaları artırarak siz toplumda huzuru ve refahı yerine getiremiyorsunuz; yani suç işlemeyi engelleyemiyorsunuz. Öyleyse önleyici neler yapabiliriz ve yapılabilir, bunu konuşmalıyız. Mutlaka eğitim sisteminin gözden geçirilmesi lazım. Adalet sistemiyle ilgili bazı ciddi adımlar atılmalıdır." diye konuştu.

"Adalet mekanizmasının doğru işlemesi konusunda herkes elinden gelen gayreti sarf etmelidir"

Meclis’ten en son 5. Yargı Paketi geçtiğine değinen Yapıcıoğlu, "5. Yargı Paketi'nde olması beklenen bazı hususlar vardı. Mesela genç evlilikten dolayı mağdur olmuş insanlar bir çözüm bekliyorlar. Malumunuz binlerce insan, ailenin rızasıyla ve onayıyla, düğün dernekle, toplumun örf ve geleneğine uygun bir şekilde evlendikleri halde; sadece düğün tarihinde gelinin yaşı nedeniyle damat 'istismarcı' hem de 'çocuk istismarcısı' diye nitelendirilerek cezaevine atıldı. 2 hafta önce İstanbul İl Başkanlığı'mızda beni ziyaret eden bir aileyle görüştüm. Evlendikleri tarihte yaşları genç olduğu için damat cezaevine atılmış. Pandemi nedeniyle ve cezası az kaldığı için evine izne gönderilen damat, yanında eşi ve 3 çocuğuyla beraber bizi ziyaret ettiler. O kişi, devletin nazarında 'sapık' birisini olduğunu söyleyerek devletin kendisini cezaevine kapattığını ifade etti.  'Şu yanımda oturan kadın mağdurum, güya onu mağdur etmişim. Şu 3 çocukta bizim çocuklarımız' dedi. Devletin hastalık nedeniyle kendisine izin verdiğini söyledi. Genç adam, 'sapık kişi olarak mağdur kadının evine gittim' dedi. Bu nasıl bir sistem? Herkesin şapkasını önüne koyarak konuşması gerekiyor. Bir taraftan her türlü gayri ahlakı sapıkça ilişki, fuhuş ve zina serbest iken; bir taraftan toplumun önünde meşru ve Allah'ın helal kıldığı nikâhı cezalandırıp nikâhlı eş, kendi eşine 'istismarda bulundu' diye cezaevine atıyorsunuz. Bunlar ciddi sorunlardır. Bunlar toplumsal yaralarımızdır ve mutlaka çözüm bulunması gerekir. Toplumun adaleti ve güveni sorulduğunda insanların önemli bir kısmının 'ben adalete güvenmiyorum' demesi aslında belki alarm zillerinin çalması demektir. Mutlaka adaleti tesis etmeliyiz. Bunun için adalet mekanizmasının doğru işlemesi konusunda herkes elinden gelen gayreti sarf etmelidir." dedi.

"81 vilayetin tamamında teşkilatlarımızı tamamlayarak 84 milyon vatandaşımıza hitap edeceğiz"

HÜDA PAR'ın Batı illerine yönelik çalışmaları ile ilgili bir soruyu da cevaplayan Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR'ın Doğu ve Güneydoğu'da çalışma yaptığına dair genel bir algı var. Memleketin 7 coğrafi bölgesinin tamamında çalışmalarımız ve teşkilatlarımız var. Marmara, Ege, Akdeniz, Orta Anadolu, Doğu Anadolu Bölgesi'nde her tarafta teşkilatlarımız vardır. Buralarda çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah, 81 vilayetin tamamında teşkilatlarımızı tamamlayarak 84 milyon vatandaşımızın hepsine hitap ederek, sorunlarına çözüm bulmak azmindeyiz." ifadelerini kullandı.