Müftüoğlu'nun Omikron varyantını ele aldığı yazısı şu şekilde;
SORU 1
MUTASYONUN KAYNAĞI HANGİ ÜLKE
ENTERESAN bir şekilde bu yeni varyant da daha önceki varyantlardan bazıları gibi GÜNEY AFRİKA kaynaklı. İlk kez orada tespit edilmiş. Takiben de süratle Afrika içinde yayılmaya başlamış. Avrupa’da ilk vaka, Belçika’da kayıt altına alınmış. Ardından Almanya, Çekya ve İngiltere’de de Omikron taşıyan vakalar saptanmış.
SORU 2
OMİKRON’UN FARKI NE
UZMANLARIN “korkunç ve tehlikeli” olarak tanımladığı bu yeni varyantın esas özelliği, çok sayıda mutasyonu aynı anda geçirmiş ve taşıyor olması. Yeni varyantın “dikensi protein”inde yaklaşık “32 adet mutasyon” var! Daha da kötüsü bu yeni varyantta virüsün hücrelerimize girmesini sağlayan reseptörlere bağlanma bölgesinde de “10 adet mutasyon” tespit edilmiş. Bilindiği gibi bir virüste mutasyon sayısı ne kadar çoksa virüsün bulaşma ve yayılma hızı o ölçüde artıyor. Ayrıca Omikron’da saptanan mutasyonların “farklı ve sıra dışı mutasyonlar birleşimi” olması da uzmanları bir hayli korkutuyor.
SORU 3
OMİKRON’DA KAÇ MUTASYON VAR
BBC’ye açıklama yapan Güney Afrika Salgın Hastalıklarla Mücadele ve Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tulio de Oliveira, Omikron’daki “sıra dışı mutasyonlar birleşimi”nin özellikleri hakkında şunları söylüyor: “Bu varyant önceki varyantlardan çok farklı ve şaşırtıcı. Virüs beklenenden daha fazla sayıda mutasyona uğramış. Varyantta 50 kadar mutasyon mevcut ve bunların 30’dan fazlası virüsün dış yüzeyindeki protein çıkıntılarında.” Hatırlayalım, elimizdeki aşılar bu çıkıntılara karşı oluşturuldu.
SORU 4
MUTASYON SAYISI ARTINCA RİSK NEDEN ARTIYOR
YENİ koronavirüsün sahip olduğu “dikensi proteinler”, virüsün hücrelerimize girebilme sürecinde “anahtar rol” oynuyor. Bu nedenle de protein çıkıntılarında mutasyon sayısı arttıkça aşıların etkisiz kalma ihtimali yükseliyor, virüsün bulaşıcılık ve daha ağır hastalık oluşturma gücü ise artıyor. Bir örnek vermek gerekirse en son mutasyon kabul edilen DELTA varyantının -ki bu varyant son derece bulaşıcı olarak tanımlanıyordu- hücrelerle ilk teması sağlayan dikensi protein kısımlarında sadece “2 mutasyon” mevcutken, OMİKRON’da orijinal virüse göre “10 adet farklı mutasyonun” mevcudiyeti saptanmış durumda.
SORU 5
HER MUTASYON RİSKLİ Mİ
SALGININ başından beri gündemde olan “MUTASYON RİSKİ MESELESİ”nin esası şudur: Virüs sık sık yapı değiştiren bir mikrop türüdür. Virüslerdeki bu yapı değişikliklerine de “mutasyon” adı verilir. Bir virüs ne kadar uzun süre dolaşımda kalır, ne kadar çok sayıda insanı hasta etme imkânı bulur, ne kadar çok yayılırsa mutasyon şansı da o ölçüde yükselir. Bu mutasyonlar bazen virüsün etkisini azaltıp yok oluşunu hızlandırabilirken bazen de dayanıklılığını arttırıp bulaşıcılığını ve hasta etme kabiliyetini çoğaltır. Şimdiye kadar gelişen mutasyonların hepsinde maalesef ikinci ihtimal söz konusu oldu. Hemen her mutasyonda virüsün hücrelerimize daha kolay girmesine yardımcı olacak genetik değişimler ortaya çıktı. Ama anlaşılan o ki Omikron mutasyonunda bu olumsuzluk biraz ölçüyü kaçıracak noktaya ulaşmış boyutta(!).
SORU 6
OMİKRON KORKUSUNUN ALTINDA NELER VAR
OMİKRON mutasyonu korkutucu. Korkutucu çünkü...
1. Çoğu uzman bu yeni mutasyonun, virüse insandan insana daha kolay bulaşma ve bağışıklık sistemini daha kolay aşma yeteneği kazandırdığını düşünüyor.
2. Uzmanların dile getirmekte zorlandıkları önemli bir korkuları daha var: Mevcut aşılar Omikron’a karşı yeterince etkili olmayabilir.
SORU 7
YAPTIRDIĞIMIZ AŞILAR BİZİ HÂLÂ KORUYOR MU
ELİMİZDE bu konuda net bir bilgi yok. Yok ama aşılarını yaptıranların, yaptırmayanlara oranla daha az risk taşıdıkları kesin. Bir diğer iyi haber de şu: Pfizer ve BioNTech, Omikron’un mevcut aşıyı etkisiz kılması ihtimali konusunda henüz emin olmadıklarını açıkladılar ve “Eğer böyle bir olumsuz gelişme olursa yaklaşık 100 gün içinde yeni bir aşı geliştirme” sözü verdiler.