Dünya İslam Sağlık Birliği (WIHU) Başkanı Uzman Dr. Kasım Sezen, çocuklarda yaşanan salgın konusunda özellikle bağışıklık sistemini güçlendirmek için ailelere önemli tavsiye ve uyarılarda bulundu.
Özellikle çocukların sağlığının çok önemli olduğunu ifade eden Sezen, "Eğer bir çocuk sağlıklı ise okul ve hayattaki başarısı katlanarak gidiyor. Sağlık konusunda aslında elimizde bir sürü imkân var. Hepsi sıfır, sıfır, sıfır… ama başında bir olmayınca bir şey ifade etmiyor. O bir de sağlıktır. Sağlık olmayınca ne kadar zeki bir çocuğunuz olsa da okula gidemediği için ya da yeterince konsantre olamadığı için derslerinde başarılı olması mümkün değil. Sağlığın şartı üçtür; niyet, diyet ve hareket." dedi.
Çocuğun sağlıklı olabilmesi için niyet edilmesi gerektiğini söyleyen Sezen, "Onun için de çocuğumuzla ilgili yaptığımız her şeyde sağlık şartını dikkate almamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Çocuğun düzgün beslenmesi için bir hazırlık yapılması gerekiyor"
Niyetten sonra diyete dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Sezen, "Diyet yani çocuğumuz ne yiyor, ne içiyor? Bunlara dikkat etmemiz lazım. Anneler genellikle sabahları kendileri de çalışıyor ya da geç yatıyor, uykusu fazla, sabahları erken kalkamıyor. Çocuk doğru dürüst kahvaltı yapmadan okuluna gidiyor. Mutlaka annenin çocuktan önce kalkarak düzgün beslenmesi için çocuğa bir hazırlık yapması gerekiyor. Çocuk hep protein kaynaklı beslensin istiyoruz. Bu doğru değil. Yani çocuk hem karbonhidrat alacak hem protein alacak hem yağlardan alacak hem de vitamin grubundan alacak. Buna göre bir hazırlık yapmak gerekiyor." şeklinde belirtti.
"Çocuğun yemeğe vaktinin olması lazım"
Tavsiyelerinin devamında Dr. Sezen, şöyle konuştu:
Çocuğu okul servisine 20 dakika kala kaldırırsanız; çocuk giyinsin mi, yemek mi yesin… vakit kalmıyor. Halbuki çocuğu gitmeden bir saat öncesinden kaldırmalısınız. Çocuktur neticede… yavaş yavaş elini yüzünü yıkıyor, yavaş yavaş giyiniyor. Bakıyor ki daha yarım saat var sofranın başına oturuyor yavaş yavaş bir şeyler yiyor. Annesi her ne kadar güzel bir şeyler hazırlamış olsa bile bunu yemeğe vaktinin olması lazım. Çocuğun ona konsantre olması lazım. Hala iştahı yoksa da annesi onun yanında durarak onu teşvik etmesi lazım. Annenin de yanında yemesi lazım. Tek başına bir insan yemek yerken iştahı bir müddet sonra kesilir. Ama aile ortamında herkes oturmuş ve o sofradan yiyorsa, herkes yediği için ister istemez siz de bir şeyler yeme ihtiyacı duyuyorsunuz.
"Çocuğunuzun beslenme çantasına sağlıklı şeyleri koymanız gerekiyor"
Çocuğun harçlığına dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Sezen, "Çocuğunuza harçlık verirken ne çok az vereceksiniz ne de çok fazla vereceksiniz. Yani okulda onun alabileceği sağlıklı gıdaların ne olduğunu bilerek almanız gerekiyor. Eğer okul kantininde sağlıklı bir gıda satılmıyorsa çocuğunuzun o zaman beslenme çantasına sağlıklı şeylerden koymanız gerekiyor. Çocuklar hamburger ve kola gibi fast-food tarzı beslenme çocuklara zarar veren şeylerdir. Çocuklar ekmek yemesin hep protein yesin… bu doğru değil. Çünkü çocuk koşacak, enerji harcayacak. Enerji harcayabilmesi için ekmeğe de ihtiyacı var. Onun proteine de vitamine de ihtiyacı var. Ama teneffüs aralarında abur cubur, çikolata, şeker gibi şeyleri de yemesini engellemek lazım. Çantasına bir elma, bir mandalina koymak lazım. Çocuk acıktığını hissettiğinde bir tane mandalina yediği zaman bu o onun için daha faydalı bir şeydir." dedi.
"Çocuklarımızın bir sporla meşgul olmalarını sağlamak gerekir"
Bir çocuğun sağlıklı olabilmesi için üçüncü şartın hareket olduğunu söyleyen Sezen, "Mutlaka çocuklarımızın bir sporla meşgul olmalarını sağlamak gerekir. Hareketsiz yaşam; kesinlikle hem beden sağlığı için hem de ruh sağlığı için çok kötü bir durum. Şu an salgın döneminden geçiyoruz. Çocuklar evlerde kapalı kaldılar. Şimdi artık dışarı çıkılabiliyor, amatör sporlar da yapılabiliyor. Ailelerin mutlaka çocuklarını bir spor salonuna; tekvando, karate veya futbola yazmaları gerekir ve mümkünse onlara eşlik ederek ne yapıyor ne ediyor takip etmeleri gerekiyor. En azından en kötü ihtimal bir çocuk bahçesine götürüp o çocuk bahçesinde onun koşup oynamasına müsaade etmek gerekir. Aynı zamanda spor bir eğlencedir. Yoksa çocuklarımız 30'lu 40'lı yaşlarında kalp hastalıklarına, damar hastalıklarına yani bütün hastalıklara yakalanma ihtimalleri var. Spor hem ruh sağlığını hem beden sağlığını destekleyen bir şey. Bütün organlarımız spor yaptığımız sırada kalp düzgün olarak çalışıyor. Nefesi düzgün olarak alıyorsunuz ve beyninize yeterince oksijen ve gıda gidiyor. Yeterince oksijenlenen ve gıdalanan bir beyin gerçekten iyi çalışır. O zaman çocuklar derslerinde de başarılı olabilirler. Bundan dolayı tavsiyemiz; diyet ve hareket konusunda ailelerin dikkat etmeleridir." ifadelerini kullandı.
"Çocuklara kendimiz örnek olmalıyız"
Çocukların ferdi sporlardan ziyade takım sporlarına gitmelerini tavsiye eden Sezen, "Şu an yaşadığımız çağda zaten hep ben merkezli, bencil bir toplum yetişiyor. Şu anki gençlere bakıyorsunuz, 'Toplumda olan şeyler beni ne alakada eder, ben kendi hayatımı yaşıyorum.' havasındalar. Zaten telefona yapışık bir gençlik var. Ama takım sporlarında, futbol oynuyorsun, sen o arkadaşına pas vermezsen o da sana pas vermeyecek gol atamayacaksın. Yani yardımlaşma duygusunu çocuklarımıza spor yaparken de verebiliriz. Onun için ailelerin üzerine görev düşüyor. Çok önemli bir konu bu. Mutlaka çocuklarımızı takip de etmemiz gerekiyor. Hadi git spor yap! şeklinde değil, çocuklarla beraber belki bizim de spor yapmamız gerekiyor. Çocuklarla beraber televizyonu kapatıp okumamız gerekiyor. Yani çocuklara örnek olarak yaşadığımız zaman çocuklarımız da aynı hayatı özenerek yaşayacaklardır. Kendimiz kötü besleniyoruz, çocuklara iyi beslen, spor yap diyoruz. Oysa kendin spor yapmıyorsun, kitap okumuyorsun, düzgün beslenmiyorsun sonra da kalkıp 'Çocuklar iyi yetişsin' diyorsun. Ne yazık ki bunlar böyle olmuyor. Onun için önce biz aileler olarak kendimizi düzetmemiz gerekiyor." dedi. (İLKHA)