Şanlıurfa'nın Birecik ilçesine 17 kilometre uzaklıkta bulunan 70 haneli Kömagıl kırsal Mahallesi, yıllardır susuzlukla mücadele veriyor.

Tarım ve hayvancılıkla uğraşan mahalle sakinlerinden bazıları, susuzluktan dolayı hayvancılığı bırakmak zorunda kaldı.

Su ihtiyaçlarını çevre köylerden tankerle su getirerek karşılayan mahalle sakinleri, 15 kilometre ötelerinde bulunan Fırat Nehri'nden mahallelerine su getirilmesini istiyor.

Tankerlerle getirdikleri suyu sağlıklı olmayan su deposuna aktaran mahalleli, daha sonra bu depodan kova ile suyu çekerek kullanıyor.

Suyun sağlıksız olmasından dolayı çocuklarının sürekli hastalandığını belirten mahalle sakinleri, bir an önce içme suyuna kavuşmak istiyor.

HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Emin Özaslan, HÜDA Birecik İlçe Başkanı Murat Çimender ile birlikte Kömagıl Mahallesi'ne giderek mahalle sakinleri ile görüştü.

 

"Mahallenin en büyük problemi susuzluk"

Mahallede yaşanan sorunlarla ilgili açıklama yapan Özaslan, "Bu mahallede çok ciddi sıkıntılar var. En büyük problemleri susuzluk! İnsanların içme suyu yok. Mahallenin büyük kısmı hayvancılıkla uğraşıyor. Maalesef hayvanlara içirecekleri su yok. Bu mahellenin en önemli özelliği; hem tarım hem de hayvancılıkla uğraşmasıdır. Tarım ve hayvancılık için su olmazsa olmazdır. Ben buradan yetkililere ve öncelikle Tarım Bakanı'na sesleniyorum. Tarım Bakanı, çok yakın zamanda şöyle bir açıklamada bulunmuştu.'Çiftçilerin yanındayız; çiftçileri, tarımı ve hayvacılığı destekleyeceğiz.' Çiftçilere böyle mi sahip çıkacaksınız ve destekte bulunacaksınız?  Çiftçilerin kendilerinin ve çocuklarının içeçeği bir bardak suları yok. Peki, buradaki tarım ne olacak?" Türkiye, fıstık üreticiliğinde dünyanın üçüncü büyük ülkesidir. Türkiye'deki fıstığın yüzde 50'si ise Şanlıurfa bölgesinde yetiştiriliyor. Buradaki köylerin çoğunluğu fıstık üreticiliğiyle uğraşıyorlar. Peki, çiftçiye böyle mi sahip çıkılacak?"şeklinde konuştu.

 

"Memleketin parasını  tanıtım turları adı altında israf ediyorsunuz"

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkanı, ŞUSKİ ve Şanlıurfa milletvekillerine seslenen Özaslan, "Vatandaşa böyle mi hizmet götürüyorsunuz? Paramız yok diyorsunuz ama İstanbul, İzmir ve Ankara'ya tanıtım turları adı altında çig köfte ve içli köfte dağıtıyorsunuz. Bunlara para var da Kömagıl Mahallesi'ndeki çocuklara niye bir bardak su yok? O zaman niye bu memleketin parasını  tanıtım turları adı altında 'israf' ediyorsunuz. Buradaki halk size niye oy verdi? Halk, meclise giderek ceylan derisi koltuklarda oturmanız için değil, kendi sorunları ile ilgilenesiniz ve onlara hizmet getiresiniz diye size oy verdi. Lütfen bir an önce buradaki mahalleye su getirilsin." ifadelerini kullandı.

 

Susuzluktan bütün ağaçlarımız kurudu

Mahallede misafir olarak kaldığını belirten Mahmut Dinçol, "Ben burada yabancıyım, cami imamının babasıyım. 2 yıldır buradayız. Susuzluktan bütün ağaçlarımız kurudu. Namaz kılmak için biri camiye gelse abdest almak için su yoktur. İçme suyumuz bile yoktur.  Geçen gün oğluma dedim ki 'Başka bir yer bul.' Oğlum bana 'Ben mahalleyi sevdiğim için ben bir yere gitmem. Mahalle halkı nasıl susuzsa bende susuz kalırım' dedi.  Devlet yetkililerine sesleniyorum. 'Bize su getirsinler.' Tanker olursa tankerle su getiriyoruz. Getirdiğimiz su da içilmiyor. Bütün çocuklarımız içtikleri sudan dolayı hasta oldular. Hergün çocukları doktora götürüyoruz. Su kirli olduğu için içilmiyor." dedi.

"Evlenen gençlerimiz su olmadığından dolayı büyük şehirlere çalışmaya gidiyor"

Yetkililerden sadece içme suyu talep eden Kazım Çakır, "Susuzluktan dolayı hayvancılığı bırakmak zorunda kaldım. Çocuklarımız hastadır. Su bidonlarından ambar yapıyoruz. Tankerle dış köylerden su getirerek su bidonlarına aktarıyoruz. İçme suyumuz yok.  Devlet yetkilileri bize sadece içme suyu versinler. Devletimiz ödediğimiz vergiler için 'ödediğiniz vergiler size su, yol ve elektrik olarak dönecektir' diyor. Tam tersine devletimizden parayla su alıyoruz. Yeni evlenen gençlerimiz su olmadığından dolayı büyük şehirlere çalışmaya gidiyor. Biz gençlerimizin dışarıya gitmesini istemiyoruz. Devletin bu konuyla ilgili bir proje yapmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.

 

"Susuzluktan dolayı hayvancılığı da bırakmak zorunda kaldık"

15 kilometre öteden tankerle su taşıdıklarını belirten Mehmet Çakır, "Bizim içme suyumuz yok. Susuzluktan dolayı hayvancılığı da bırakmak zorunda kaldık. Mahallemizde alt yapımız da yok. 15 kilometre öteden tankerle su taşıyoruz. Kimisinin traktörü, kimisinin tankeri, kimisinin de deposu yok. Benim param var ben traktör alabiliyorum ama kardeşim ve komşum alamıyor. Çok zor durumda kalıyoruz. Tankerle getirdiğimiz suyu depolara dolduruyoruz ama depelorda mikrop var.  İçme suyu olmamasından dolayı rahatsız oluyoruz. İnşallah yetkililer sesimizi duyarlar."diye konuştu.

 

"Çocuklarım 6 gündür hastadır"

4 yıllık üniversite mezunu olmasına rağmen iş bulamadığını vurgulayan Ahmet Çakır, "4 yıllık üniversite bitirdim. Üniversitede almam gereken puanı alamadığımdan dolayı kendi köyüme döndüm. Kendi köyümde hayvancılık yapıyorum. Su olmadığından dolayı hayvancılığı bırakmak zorunda kaldım. Ben, eşim ve çocuklarım kuyudan su çekiyoruz ve o suyu içiyoruz. Çocuklarım 6 gündür hastadır. Yetkililerden kendi hakkımızı istiyoruz. Nasıl ki İstanbul'daki bir mahallede su varsa bende eşitlik ve adalet istiyorum. Ben sadece su istiyorum." şeklinde konuştu.

"21. yüzyılda bizim gibi su sıkıntısı çeken var mı"

Genç bir yetiştirici olarak hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını ifade eden Yaşar Çakır, "Elimde olan bütün paramı meraya yatırdım. Su olmadığından dolayı hayvanları yetiştiremiyorum. Ahırım bomboş, şu anda burada yapacağım bir şey yok. 21. yüzyılda bizim gibi su sıkıntısı çeken var mı bilmiyoruz. Genç hayvan yetiştiricileri olarak çok zorlanıyoruz." diye konuştu.

Mahalle sakinlerinden Adem Çakır ise "ŞUSKİ Genel Müdürlüğüne sesleniyorum!' Derdimize deva olsunlar." dedi. (İLKHA)