Fatih-Edirnekapı'da düzenlenen programda, STK'ların sorunları, talepleri, siyasilerden beklentileri konularına temas edildi. Toplantıda, tüm STK temsilcilerine tek tek söz hakkı verilerek talep ve beklentileri dinlendi.
Toplumun farklı kesimlerinin taleplerini dinlemek için bu tarz toplantıları düzenlediklerini belirten HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, "Burada daha çok kardeşlerimi dinlemek istedim. İsterim ki, onların gözüyle İstanbul'da memleketin farklı farklı yerlerinden gelmiş, buraya yerleşmiş, burada ticaretle iştigal eden ya da başka işler yapan, şiir yazan, gazetecilik yapan, öğretmenlik yapan ya da dernek, sivil toplum faaliyetleriyle iştigal eden kardeşlerimizin memleket meselelerine dair görüşlerini isteyelim. Onlara şunu soralım; size göre HÜDA PAR ne yapmalı? Bize düşen görev nedir? Bizden beklentileriniz var mı? Varsa nelerdir? Bunları sizlerden duymak istiyoruz." dedi.
"İşlerimiz istişare ile olmalı"
Yola çıktıkları ilk günden beri ölçülerinin İslam olduğunu vurguladıklarını hatırlatan Yapıcıoğlu, "Ortak noktamız İslam kardeşliğidir. Memleketlerimiz, meşreplerimiz, konuştuğumuz diller farklı olabilir. Geldiğimiz coğrafyalar Doğu Türkistan gibi çok uzak yerler olabilir ama hepimizin ortak bir noktası var. Hareket noktamız bu olunca mecburen şuna da riayet etmek gerekir. İşlerimiz mutlaka istişare ile olmalıdır. Eğer yaptığımız iş sadece partinin işleyişiyle ilgiliyse, yani sonuçları sadece partiyi ilgilendirecekse o zaman biz parti içindeki mekanizmalarımızı işletiriz, orada istişarelerimizi yaparız orada aldığımız kararla hareket ederiz. Fakat önümüzdeki süreçte alınacak olan kararlar herhangi bir kişinin alacağı karar ya da atacağı adım genel anlamda memleketi ya da bütün ümmet coğrafyasını etkileyebilecektir. Böyle durumlarda biz sadece parti içindeki kardeşlerimizle istişare etmekle yetinmiyoruz. Diyoruz ki, biz diğer kardeşlerimizin de görüşünü alalım. Ne kadar fazla sayıda göz bir olaya bakarsa daha fazla detay görür, daha iyi analiz yapar diye düşünüyoruz." diye konuştu.
"Engellilerin rapor sorunu çözüme kavuşturulmalıdır"
Engellilerin sorunları ve talepleri ile ilgili konuşan Anadolu Engelliler Birliği Derneği İstanbul Şube Başkanı Hasan Çatalbaş, "Engellilere bakan engelli yakınlarının sosyal güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Birçok engellinin yoksulluk sınırının altında olduğunu, ekonomik sorun yaşadığını biliyoruz. Engelliler devletin verdiği aylıkla hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Engellilere bakanlar öldüklerinde engelliler hem manen hem madden ortada kalıyorlar. Buna artık dur denilmelidir. Her tarafa trilyonlarca lira harcanırken bu sorunlara da eğilemezler mi? Bunları dillendirmenizi rica ediyorum. Çünkü biz saraya ulaşamıyoruz. Toplumun içerisinde en fazla zorluğu çekenler engelli camiasıdır. Hem maddi hem de ahlaki yozlaşmalarla mücadele ediyor. Engellilerin artık ailelerine kambur olarak görülmesini istemiyoruz. Rapor alımlarında yaşanan problemlerin çözüme kavuşturulmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
"STK'lar sadece seçim dönemlerinde hatırlanmamalı"
Türkiye Dernekler Federasyonu (TÜRDEF) kurmalarındaki asıl amaçlarının ülkenin doğu ve batısını birleştirmek, İslam'a hizmet etmek olduğunu belirterek konuşmasına başlayan TÜRDEF Genel Başkanı Mevlüt Kandemir, Türkiye'nin 81 ilinin yanı sıra dünyanın 190 ülkesinde temsilciliklerinin olduğunu, üye sayılarının 3 milyon 800 bine yaklaştığını ifade etti.
Kandemir, "Siyasi ortam çok yıpranmaya, siyaset iyice gerilmeye başlandı. Biz öncelikle Türkiye milleti olarak Müslümanız. Siyah beyaz fark etmeksizin hepimiz İslam çatısı altında birleşiyoruz. Siyasi partiler bizi ziyaret ettiklerinde hep siyaset yapıyorlar. Ben de kendilerine STK'ların siyaset üstü kurumlar olduğunu söylüyorum. STK'lar sadece seçim dönemlerinde hatırlanan, ziyaret edilen kurumlar haline gelmesin. STK'lar insan yetiştiren, siyasetçi yetiştiren, topluma faydalı insanlar yetiştiren kurumlardır. STK'lar için ne gibi projeleriniz var dediğimizde bir cevap veremiyorlar. Türkiye güzel bir ülke olduğu için herkesin burada hesapları var. Öncelikle kendi aramızda birlik ve beraberliği sağlamalıyız" dedi.
"Çin'in hedefi Doğu Türkistanlı Müslümanları Çinlileştirmek"
Doğu Türkistanlılar adına konuşan Musa Arslantaş da ülkelerinde yaşanan sıkıntılarla ilgili şunları söyledi: "Hala orada asimilasyon politikası devam ediyor. 35 milyon Doğu Türkistanlı sıkıntı altındadır. Şu an 8 milyondan fazla insan Çin'in toplama kamplarında hapsedilmiş durumda. Onlara gece-gündüz çeşitli işkencelerle beyin yıkama operasyonları yapıyorlar. Mao'nun yazdığı komünist, ateist yazıları ezberletiyorlar. Müslümanları medeniyetlerinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Hedefleri oradaki Müslümanları Çinlileştirmek. Oradaki hiçbir akrabamızla iletişim kuramıyoruz. Oradaki Müslümanların namaz kılmaları, oruç tutmaları hatta evlerinde Kuran'ı Kerim bulundurmaları yasaklanmış. Biz Allah'tan ümidimizi kesmiyoruz. Özgürlüğümüze kavuşana dek elimizden geldiğince mücadele ediyoruz." (İLKHA)