Dünya Diyabet Günü münasebetiyle, diyabet (şeker) hastalığı ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 14 Kasım tarihinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İdris Kırhan, diyabet hastalığı ile ilgili İLKHA'ya konuştu.
Kırhan, "Diyabet, halk arasında "şeker hastalığı" diye adlandırılan hastalıktır. Pankreas organımızın insülin üretememesi ya da üretilen insülinin vücutta etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu ortaya çıkan kronik, ömür boyu süren metabolik bir hastalıktır." diye konuştu.
"Genel olarak kabul edilen 3 çeşit diyabet türü vardır"
Diyabet türleri ile ilgili bilgi veren Kırhan, "Diyabet, üç gruba ayrılır. Tip 1 Diyabet; daha çok çocukluk yaşlarından itibaren başlayıp 20-30'lu yaşlara kadar ortaya çıkabilen mutlak insülin eksikliğiyle seyreden diyabetin alt grubudur. Tip 2 Diyabet; özellikle erişkin çağda ortaya çıkan, dayısında, amcasında, teyzesinde, babasında ve annesinde diyabet olup yani genetik geçişi olan ve obeziteye bağlı olarak ortaya çıkabilen alt gruptur. Gebeliğe bağlı diyabet dediğimiz Gestasyonel Diyabet ise gebelik zamanında ortaya çıkan ve gebelik sonlandıktan sonra kaybolan; ama ilerde diyabet olma riskini artıran bir diyabet türüdür.
"Çok su içme ve sık idrara çıkma şeker hastalığı belirtisi"
Diyabetin belirtilerine değinen Kırhan, "Hastada çok su içme, çok sık idrara çıkma, yemekten sonra halsizlik ve uyuma isteği, aşırı yeme isteği, kilo kaybı gibi septomlar, diyabette sık görülen belirtilerdir. Özellikle şişman olan hastalar, bu gibi şikâyetlerle karşılaştığı zaman; kan şekerlerine bakıp tanısını koyabiliriz." şeklinde konuştu.
"Açlık şekeri 126'nın üzerindeyse diyabet tanısı konulur"
Kan şekerinin ölçülmesi ile diyabet tanısı konulduğuna dikkat çeken Kırhan, "Diyabet, açlık kan şekeri dediğimiz kan şekerinin 126'nın üzerinde olmasıyla veya herhangi bir zamanda ölçülen kan şekerinin 200'ün üzerinde olması ile ya da Oral Glikoz Tolerans Testi, yani 75 gram glikozla yapılan testte ikinci saatte kan şekerinin 200'ün üzerinde olmasıyla diyabet tanısı konulur. Diyabetin çeşidi önemlidir. Eğer Tip 1 Diyabet ise mutlak insülin eksikliğidir. İnsülin tedavisi olmadan bu hasta tedavi olamaz, bunun için hasta insülin ile tedavi edilir. Tip 2 Diyabette ise hastanın durumuna göre; şişmansa ya da zayıfsa yine ona yönelik tedavimiz ve ilacımız var. Belli bir dönem Oral Anti-Diyabetik ilaç tedavisi veriyoruz. İleri ki yıllarda tabletlerde fayda etmeyince insülin tedavisine geçiyoruz" şeklinde konuştu.
"Diyabet hastaları egzersiz ve yürüyüş yapmalı"
Tip 2 Diyabet tanısı konulan hastalara önerilerde bulunan Kırhan, " Yaşam tarzı önerilerinden en önemlisi diyettir. Hastaların glikozdan fakir bir şekilde beslenmelerini öneriyoruz. Yine hastalara egzersiz ve bol yürüyüş öneriyoruz ki hastanın kan şekerini aşağı seviyelere çekebilelim. Hasta eğer obez ise kilo vermesini öneririz; çünkü bu çok önemlidir. İnsülin direncinin en maksimum olduğu hasta grubu şişman hastalardır. Kilo verdikçe glikoz seviyeleri normale döner. Hatta ilacı bırakan hastalarımız bile var. Hasta, belli bir dönem kilo verdiği zaman ilacı bırakabiliyor. Bu hastalara stresten uzak durmalarını öneriyoruz. Glikoz seviyesini neden düşürelim? Glikoz seviyeleri yüksek olduğunda damarlarda sıkıntılara neden olabiliyor. Özellikle sinir uçlarında sıkıntılar çıkabiliyor. Buna bağlı olarak hastada istemediğimiz organ hastalıkları oluşabiliyor. Diyabet; Göz, beyin, kalp, ayak ve böbrek gibi organları etkileyerek yaşamı tehdit eden sonuçlara neden olabiliyor. Bu hastaların muhakkak glikoz seviyelerini belli bir seviyenin altına düşürmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Stresten uzak, hareketli bir yaşam yaşayalım"
Diyabet, toplumda yaygın görülebilen bir hastalıktır. Sonuçları itibariyle istemediğimiz komplikasyonlara neden olabilir. Sadece ölüm değil sakatlığa, gözlerde körlüğe, böbrek yetmezliğine bunun sonucunda ise diyalize bağımlı olarak yaşamaya neden olabiliyor. İnsanlar, pandemi döneminden itibaren ne yazık ki sedanter yaşama, yani hareketsiz yaşama döndü. Hareketsiz yaşam artıkça diyabet insidansı artıyor. Dolayısıyla hareketli bir yaşam tavsiye ediyorum. Diyabet hastalarına Fast-food dediğimiz ürünlerden uzak durmalarını; organik ve ev yemeği tarzı yemekleri öneriyorum. Diyabet olmamak için kilo vermeyi öneriyorum. Stresten uzak, hareketli bir yaşam tavsiye ediyorum." dedi. (İLKHA)