DOĞRUHABER / Davut Işık / Analiz

 Dünya son iki yılda peş peşe iki küresel deprem felaketi yaşadı. Önce “koronavirüs salgını” ki hala şiddetli artçı şokları devam ediyor; ikincisi ise “küresel kuraklık ve iklim değişikliği” depremi. Bu küresel felaket depremleri ülke ekonomilerinde de enerji krizi, gıda enflasyonu, çip krizi, işsizlik, enflasyon gibi bir çok tsunami noktalarını harekete geçirdi. Artık dünyanın en gelişmiş ekonomileri bile bu tsunami dalgaları karşısında çaresiz kalıyor.

Son yıllarda Türkiye’de fırlayan gıda fiyatları, yükselen enerji fiyatları, enflasyon ve işsizlik oranlarının sadece ülkemize ait sorunlar olduğunu dillendirmek saflık olur. Şu bir gerçek ki dünya bahsettiğimiz iki büyük felaket depremi ardından büyük bir ekonomik çalkalanma ile karşı karşıya.

ABD'DE ENFLASYON, 31 YILIN EN YÜKSEK SEVİYESİNE ÇIKTI

Önce Avrupa ülkelerinde son yılların en yüksek enflasyon rakamları gelmeye başladı. Hatta İngiltere’de elinde bidonlarla benzin kuyruğunda insanlar gördük. Nihayetinde ABD'de tüketici fiyatları Ekim ayında 0,9 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti. Yıllık bazda değişim yüzde 6.2 ile beklentilerin üzerinde arttı.

Bu rakam, ABD'de enflasyonun 31 yılın en yüksek seviyesine çıktığını gösteriyordu. ABD'de enflasyonun 1990'dan bu yana görülen en yüksek seviyeye çıkması küresel piyasalarda dolar üzerinde etkileri oldu. Türkiye'de yükselen kur 9,97'nin üzerine tırmandı. Euro/TL ise 1,4577'yi gördü.

DOLAR 10 LİRAYA DOĞRU KOŞUYOR

Dolar 10 liraya doğru koşarken peşi sıra altın ve petrol fiyatları da rekorlar kırdı. Gram altın 600 liraya çeyrek altın 1000 liraya doğru koşarken daha geçen yıl fiyatı sıfırın altına düşen petrolün varili 80 doların üstünde çakıldı ve artmaya meyilli. Küresel çapta buğday fiyatları da dünyanın en büyük buğday ihracatçılarından olan Rusya’dan gelen endişeli açıklamalar sonrası zirveye çıktı.

ABD ADINDA VAHŞİ BİR MEDENİYET

Başta emperyalist İngiltere olmak üzere sömürgeci Avrupa’dan gelerek Amerikan yerlilerine karşı katliam ve soykırımlar düzenleyen ve onların kanları üzerine ABD adında vahşi bir medeniyet kuranlar hakkında söylenen bir şiir var. Kızılderili şefi Seattle ait olduğu söylenen şiirde şu ifadeler çok manidar:

”Beyaz adam, annesi toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar.

Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir.

Beyaz adamın kurduğu kentlerde huzur ve barış yoktur.

Bu kentlerde bir çiçeğin taç yapraklarını açarken çıkardığı tatlı sesler ve bir kelebeğin kanat çırpınışları duyulamaz.

Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...”

BEYAZ ADAM PARANIN YENMEYEN BİR ŞEY OLDUĞUNU…

Aslında yeşil renkli bir kağıt parçasından başka bir şey olmayan ve karşılığında herhangi bir değerli meta gösterilmeyen dolar, basıldığı ülkede enflasyon arttığı halde bizim gibi ülkelerde anlamsız bir şekilde rekorlar kırıyor?

Bakınız Türkiye’de enflasyon yükseldiği zaman para birimimiz olan TL’nin değeri düşüyor… Ama gelin görün ki ABD’de enflasyon yükselince, ABD’nin para birimi olan dolar, değer kazanmada rekorlar kırıyor!

Hasılı bugün salgın ve kuraklıkla çalkalanan dünyada ne bir sükûnet ne de bir huzur kaldı.

Yeryüzüne hükmetmeye çalışan küresel vahşi Batı emperyalizminin ve onun üst aklının icraatları dünyada felaketler yaşanmasına sebep oluyor.

Küresel piyasalarda durum aynen saygıdeğer Kızılderili şefin dediği gibi:

”Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...”