Selvi yazısında; "Karamollaoğlu, daha önce Kılıçdaroğlu, Akşener, Babacan ve Davutoğlu ile görüşerek parlamenter sistem önerisini sunmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmeye de parlamenter sistem önerisini götürdü. Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en çok Erdoğan’a zarar verdiği görüşünde. “Bu sistem en çok sizi yoruyor” dediği ifade ediliyor.
Erdoğan, Saadet Partisi’nin yerinin CHP’nin yanı olmadığını savunuyor. Daha önceki görüşmede de Karamollaoğlu’na bunu ifade etmişti. Dünkü görüşmede de Cumhur İttifakı’na davet etmesi sürpriz karşılanmamalı. Ama gerçekçi olmak lazım. Karamollaoğlu’nu hiç o karasularda yüzer gibi görmüyorum. Sadece bu diyaloğun sürdürülmesi sağlanabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakı içinde yer alması konusunda samimi buluyorum. Erdoğan sadece oy hesabıyla değil, Türkiye’nin temel meselelerindeki yaklaşımı ile Saadet Partisi’ni CHP ya da HDP ile aynı kulvarda değil, yanında görmek istiyor. Çünkü Erdoğan, 2023’e giderken, “milli ve yerli ittifakı” genişletmek istiyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e de, “HDP ve terör örgütleriyle el ele olmak, milli ve yerli bildiğimiz İYİ Parti’ye hiç uygun düşmeyebilir” diye çağrı yapmıştı. Ama Akşener’e, ”Evine dön” çağrısı sonuçsuz kalmıştı. Temel Karamollaoğlu’nu AK Parti ile ittifaka yakın görmüyorum. Erdoğan da bunun farkında. Ama Milli Görüş tabanına, “Sizin yeriniz burası. Ben ittifak için elimden gelen gayreti gösterdim” mesajı veriyor. Erdoğan’ın hedefi
hem Saadet Partisi’nin tavanı hem de tabanı" dedi.