Helal et tartışmaları, okullarda dini simge yasağı, peçe yasağı, sokakta namaz yasağı, iş yerinde dini simge yasağı derken açıkça 2 konu ön plana çıkıyordu.

Birincisi bu yasalarla ilk hedef Müslümanlar ve özellikle de kadınlar olduğu aşina. Müslüman kadını sokakta, okulda, iş yerinde medya hatta yeryüzünde görmeye tahammülü kalmadı. İnanın bu kelimeleri özenle kullanıyorum. Amacım ne polemik yapmak, ne karamsar olmak. Ama gerçekleri daha başka türlü anlatamıyorum.

Fransızların %73`ü İslam`ın kötü imajı olduğunu düşünürken en büyük sorun olarak ta başörtüsünü görüyorlar. Hedefleri bu kadınları toprağa gömmek! Hani hatırlayın sırf kız doğduğu için diri diri toprağa gömülenleri hatırlayın! O zihniyet yok oldu mu sanıyorsunuz?

Modern olmayı çıplaklığa bağlayan akımlardan tutun da (FEMEN grubu), cinsel sınırsızlığı, kadına tapmayı, kadına başka roller biçerek daha kolay köleleştirmeyi savunanlara kadar tek dertleri Müslüman kadınlar.

Şöyle bir geriye bakın ve yüzyıllardır Müslüman kadınlar üzerinde oynanan oyunları görün. Müslüman kadın bu kadar mutsuz mu? Bu kadar mı çok eziliyor? Türkiye`de kadın cinayetleri her gün manşetlerde. Ama Fransa`da her 2 günde bir kadın koca dayağından ölüyor, her on kadından biri dayak yiyor ve sene de 70 000 kadın tecavüze uğruyor. Ama her nedense tek tük haber konusu oluyor.

Peki neden bu kadar kadın hala Müslüman`ım diyor?

İslam`ın kadına verdiği değeri hepimiz biliyoruz ama maalesef kendileri her gece başka kadının kucağında iken İslam`ın verdiği çok evlilik ruhsatını dillerine doluyorlar.

Dediğimiz gibi batı ve Fransa belirlediği bir plan içinde ilerlemeye devam ediyor. Karşısında tek düşman daha doğrusu tek engel İslam. Onlarda biliyor ki İslam var oldukça hak, hukuk, adalet, hesap günü konuşulmaya devam edecek. Bunu kaldırmanın tek yolu "görünen islamı" yani başörtüsünü, yani sakalı, yani tesettürü kötü göstermek ve ortadan kaldırmak. Doğrudan kötüleyemiyorlar ama dillerine laikliğe aykırı, cumhuriyet değerlerine aykırı, modernizme aykırı!

Diğer yandan aynı sistem diğer dinlere de karşı aslında. Ama özellikle Yahudilerin gücü, Hıristiyanların çokluğu bunu açıkça göstermeyi engelliyor. Ne zaman Müslümanlarla ilgili tartışmalar olsa özellikle Siyonistler laiklerden yana tavır koyuyor. Müslümanları her fırsatta doğuştan antisemit, terörist olarak tanımlamaya gayret ediyor.

Ama Yahudilerin de dokunulmazlığı kalkıyor gibi. İşte burada da bu yasaların ikinci amacı belli olmaya başlıyor. Hedef tüm dinleri yok etmek, dinsiz bir toplum egemenliğini kurmak. Sizlere birkaç örnek vereceğim.

Geçtiğimiz hafta bir Yahudi baba çocuğunu çocuk koruma kurumuna kaptırdı. Fransa tarihinde ilk defa bir hâkim sıkı durun "dinini böyle yaşamak istiyorsan Kudüs`e git" dedi. Hatırlıyorsanız bir zamanlar da birileri bizi Arabistan`a yolluyordu.

İlk defa bir Yahudi dini yaşantısı yüzünden Fransızlar tarafından ayıplanıyordu! Diğer bir taraftan yine bir mahkeme bir Yahudi işadamının "arap işçi alarak risk alamam, onlar GDO`dan da daha tehlikeli, işe alırsam cinayetler olur" demesini ırkçı söylem olduğuna hükmetti ve maddi, manevi tazminata mahkûm ettiği gibi bir de kararı yerel gazete`de yayınlanması istedi.

İster kabul edelim, ister etmeyelim bizim pasifliğimiz yüzünden bugüne kadar bir şekilde bizi Yahudilerin varlığı koruyordu. Dinlerimizin benzerliği sayesinde bize karşı çıkartılacak her yasa, onlara da dokunduğu için geri çekiliyordu.

Almanya`da sünnet meselesini hatırlayın, inanın Yahudiler olmasa Almanya Türklere rağmen bu yasağı uygulardı. Yapabildikleri tek yasak Kadınlar üzerinde, cami yapımlarında ya da okullarda helal et uygulması. Çünkü Yahudi kadınlar peruk takıyor, koşer eti de kendi okullarında yiyorlardı. Yeni sinagoglara ihtiyaç yok ama Fransa`da daha binlerce Cami yapılması lazım!

Şimdi onlarda hedef altında iken "kafayı yemiş bu Fransızlar" tarzında bir haber geldi. Paris`in banliyölerinden Bobigny devlet ana okulunda müdire hanım velilere öyle bir mektup gönderdi ki okuyanlar "hadi canım sen de abartma" diyecektir. Resimde Fransızca örneğini de görebileceğiniz gibi 3- 6 yaşında ana okula giden ve okul kantininde yemek yiyen bebekler için müdire, velilere bir hatırlatma yapıyor.

Tehditkar, alaycı, küçümseyici bir tonla kantinde yiyen bebelerin laik bir cumhuriyet okuluna gittiklerini ve et yemek zorunda olduklarını anlatıyordu!

Laiklik zorla et yemeye kadar düştü ise vay halimize. Bu yeni bir etap mı? Tüm dinler dokunulmaz hale geldi ise artık daha da uçuk kaçık yasaklar mı karşımıza çıkacak?

Eğer çocuğunuz okulda zorla et yemiyorsa ki bu genelde domuz etidir laikliğin temeline dinamit atıyor demektir.  3 yaşında bir bebek bunu yapıyorsa büyüyünce ne yapar bir düşünün!

Olay bir anda sosyal medyayı sarınca tepkiler o kadar çoğaldı ki Bobigny belediye başkanı müdürenin uygulamasını tasvip etmediğini twitter hesabından açıklamak zorunda kaldı. (Gerçi ilk açıklaması sanki müdireyi savunur gibiydi ama daha sonra resmen tasvip etmediğini yazdı)

Birçok veli müdireye telefon ederek, ya da bizzat görüşerek tepkilerini dile getirdi. En son sonunda müdire hanım aşağıda göreceğiniz yazı ile zora ki özrü dilemek zorunda kaldı. Özrü kabahatinden büyük olan müdire yanlış anlaşıldığını, laikliği bu şekilde yorumlamasının yanlış olduğunu, amacının tüm çocukların sağlıklı beslenmesi olduğunu anlattı. Mesele tabakları boşalmayan çocuklarmış!

Birkaç defa özür diledikten sonra şimdilik konu kapanmış gibi görünüyor. Ama göreceksiniz çok geçmeden yeni okullar, yeni belediyeler benzer uçuk uygulamaları ortaya koyacak. Yavaş yavaş tepkiler azaltılacak ve popülist yaklaşımlar sayesinde yine Müslümanlar sindirilecek.

Acil doğum kontrol haplarının okullarda bedava dağıtıldığı, kürtajın devlet tarafından karşılandığı Fransa`da Namus, şeref haysiyetin laikliğe aykırı sayılacağı günler çok mu kaçık geliyor size?

Bir sonra ki etap ne olacak acaba? 13 yaşında ki kızlara bakirelik testi yapıp "tecrübesiz" olanlar okuldan mı atılacak? Ortaokula başlayıp ta ağzına alkol sürmemiş erkekler laiklik şarabından içmeden okula alınmayacak mı?

Hadi canım sen de diyebilirisiniz ama 2015`ten itibaren anaokulundan başlayıp liseye kadar artık laiklik bir din dersi gibi okutulacak. Resmi programa dâhil edilen ve adına "laik ahlak" verilen derste ne verilecek acaba?

Fatih Karakaya - Haber7