Pakistan’da bulunan ve Afganistan Taliban’ından farklı bir yapıya sahip olan Pakistan Talibanı adlı örgütün 2014 yılında bir askeri liseyi basarak 140 çocuğu gözünü kırpmadan katletmesi ile ilgili başlatılan soruşturma tamamlanarak dava haline dönüştürüldü. Ve bu dava ile hiç bir alakası olmayan Başbakan İmran Han’ı mahkeme başkanı ifadeye çağırdı. Ve şu anda kardeş ülke Pakistan’da kelimenin tam anlamı ile siyasi kriz baş göstermek üzere.
Başbakanlık hukuk ofisinden yapılan açıklamada, mahkemenin haddini aştığını ve alakasız bir konu ile başbakanı mahkemeye çağırmasının sivil otoriteye yargı darbesi olduğu vurgulandı.
Yargıtay Başsavcılığı da mahkemenin talebine itiraz ederek hukuksuz olduğunu belirtti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Gülzar Ahmed başkanlığındaki üç mahkeme heyeti de savcının mütalaasını red ederek Başbakan’ın derhal mahkemeye gelerek ifade vermesini tebliğ etti.
Duruşmada başsavcı, başbakanın huzuruna çıkması için mahkemeden süre istedi. Ancak tezgah, hükümetin avukatının talebi üzerine öbozuldu.
Pakistan kaynaklarından aldığımız bilgilere göre mahkeme, başsavcının savunmasına İmran Han’ın kürsüye çıkmak zorunda kalacağını söyleyerek yanıt verdi ve askeri lise katliamında şehit olanların ebeveynlerinin de davanın duruşmasına katıldığını da sözlerine ekledi.
16 Aralık 2014’te Tarik-e-Taliban Pakistan (TTP) , Peşaver’deki Ordu Devlet Okuluna baskın düzenledi ve çoğu okul çocuğu 140’tan fazla kişiyi soğukkanlılıkla öldürdü.
Davanın bir önceki duruşmasında, 2014 terör saldırısında şehit olan çocukların aileleri, olayda çocuklarını kaybettiklerini, bu nedenle ülkenin en üst sivil ve askeri liderliğinin Yargıtay’a çağrılması gerektiğini ve mahkemeye şikayette bulunmuştu.
Mağdurların ebeveynleri de mahkemeden olayla ilgili şeffaf bir soruşturma yürütmesini talep etmişti. Mahkeme, başsavcıdan durumu incelemesini ve gerekli adımları atmasını ve mahkemeye bilgi vermesini istemişti.
Mahkeme, bugünkü duruşmada baş savcıdan mütalaasını değiştirmesini isteyeceği de alınan bilgiler arasında. Savcının bu yönde olası bir hukuk dışı talebinin önünü kesmek için, Başbakan’ın alakasız bir konu ile ilgili mahkeme çağırılmasının hukuken mümkün olmadığı görüşünü yenileyerek, heyetin haddini aştığını bir kez daha açıkladı.
Bunun üzerine heyet öfkeyle hükümetin avukatına olayın hükümetin kabul etmesi gereken bir “güvenlik ihlali” sonucu gerçekleştiğini söyledi ve dönemin en üst düzey sivil ve askeri liderlerinin saldırıdan haberdar olması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Yargıç Iyaz ul Ahsen, APS katliamının Zarb-e-Azb Operasyonuna tepki olarak gerçekleştiğini ve devlet kurumlarının buna karşı etkili adımlar atması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Duruşma sırasında başsavcı, mahkemeye cevap verebilmek için başbakan ve diğer yetkililerden talimat istemek için mahkemeden süre istedi.
Ancak heyet, bunun çok ciddi bir durum olduğunu ve başbakanı çağırıp ondan cevap isteyeceğini söyledi.
Pakistan’ın FETÖSÜ olarak bilinen ve tıpkı Fetullah Gülen gibi CIA tarafından yetiştirilen Tahir’ul Kadri isimli ajan, ülkede Haşhaşiler benzeri bir örgütlenmeye gitmiş, Pakistan istihbaratı ile yargı sistemini tamamen ele geçirdiği biliniyor. AYnı zamanda Pakistan’da faaliyet gösteren bütün terör örgütleri ile ilişki içerisinde olan hareket, Pakistan Talibanı’nı kurarak kontrol altına almak istediği aşiret, hükümet yetkilisi ve yüksek bürokratları bu örgütün öldürücü gücü ile tehdit ederek ülkenin gelirlerine konuyor.
İmran Han başbakan olduktan sonra bu örgüte karşı Pakistan devletinin çıkarlarını savunmaya çalışıyor. Ve sürekli bu örgütün bu tarz müdahaleleri ile karşılaşıyor. Ancak bu son Yargı Darbesi karşısında nasıl bir pozisyon alacağı merak ediliyor.