VAN - HÜDA PAR İl teşkilatı İsra-Der yönetim kurulunu teşkilat binasında kabul etti. Ziyarette, HÜDA PAR Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Mehdi Oğuz, Van İl Başkan Yardımcıları Fevzi Doğan ile Faruk Tasan, İl Sekreteri Cemalettin Ucak, İl Muhasibi Muzaffer Balıkçı hazır bulundu.
İsra-Der adına konuşan Yunus Kuşan, HÜDA PAR`ın hayırlı olması temennisinde bulundu.
"Kürtler katliamlara rağmen dinlerinden vazgeçmedi"
Kürtlerin ancak İslamiyet`le varlık gösterebildiğini söyleyen Oğuz, "Bugün Kürt dili varsa İslam medreseleri sayesindedir. Tarihe baktığımız zaman Kürtler ancak İslam döneminde varlık gösterebilmiştir. Cumhuriyet tarihinde Kürtlerin ilk olarak haklarını talep eden Şeyh Said`dir. Müslümanlar çok ciddi bedeller ödedi. Sürgün ve idamlar yaşadılar. Batı, Lozan Anlaşması`nda Türkiye cumhuriyetiyle anlaştı. T.C. onlara bazı taahhütlerde bulundu. Bu taahhütlerin başında da İslam`ın ortadan kaldırılması geliyordu. Batı, Mustafa Kemal`in eliyle İslam`ı ortadan kaldırmaya çalıştı. Laik sistemi zorla dayattı. Buna karşı çıkanları da darağaçlarına çekti. Kürtler de, hem ırklarından dolayı hem de dinlerinden dolayı iki kere zulme maruz kaldılar. Ama Kürtler bu katliamlara rağmen yine de dinlerinden vazgeçmedi" dedi.
"Her şeye rağmen çatışmaların durması bizim en büyük arzumuzdur"
Camialarına yönelik yapılan saldırılara karşı her zaman sağduyu çağrısında bulunduklarını belirten Oğuz, "Kapatılan Mustazaf-Der`in Şube Başkanıydım. Yüksekova`da derneğimiz 17 kere saldırıya uğradı. En sonunda dernek başkan yardımcımız şehit edildi. Onlar bu bölgede hâkim olurlarsa, kendi dışında yapı ve inançlara ne kadar tahammül edeceklerini aslında orada çok net bir şekilde ortaya koydular. Ama biz şunu söylüyoruz: Her şeye rağmen çatışmaların durması bizim en büyük arzumuzdur. 2006 yılında derneklerimize bu kadar saldırı yapıldı. Bunu da Ergenekonvari yapılar içerisinde PKK ve BDP yaptı veya yaptırdı. Bütün bunlara rağmen biz, bunların derin devletin oyunları olduğunu, Kürt halkına bir fayda sağlamayacağını, çatışma ortamı istemediğimizi, çatışmaların olduğu yerde yine Kürtlerin bundan zarar göreceği açıklamalarında bulunduk. Biz, bu süreci destekliyoruz. Eğer amaç silahların susturulmasıysa, görüşmelerin PKK ve onun lideri Abdullah Öcalan`la yapılması doğru bir şeydir. Çünkü silahın tarafı onlardır. Ama bu çözüm sürecinin sonunda bu bölgenin inanç veya kültürel bazda haklarının verilmesi konuşulacaksa, o masanın etrafında Kürtlerin bütün örgütsel yapılarının olması lazım" şeklinde konuştu. (Fırat Arslan-İLKHA)
İsra-Der adına konuşan Yunus Kuşan, HÜDA PAR`ın hayırlı olması temennisinde bulundu.
"Kürtler katliamlara rağmen dinlerinden vazgeçmedi"
Kürtlerin ancak İslamiyet`le varlık gösterebildiğini söyleyen Oğuz, "Bugün Kürt dili varsa İslam medreseleri sayesindedir. Tarihe baktığımız zaman Kürtler ancak İslam döneminde varlık gösterebilmiştir. Cumhuriyet tarihinde Kürtlerin ilk olarak haklarını talep eden Şeyh Said`dir. Müslümanlar çok ciddi bedeller ödedi. Sürgün ve idamlar yaşadılar. Batı, Lozan Anlaşması`nda Türkiye cumhuriyetiyle anlaştı. T.C. onlara bazı taahhütlerde bulundu. Bu taahhütlerin başında da İslam`ın ortadan kaldırılması geliyordu. Batı, Mustafa Kemal`in eliyle İslam`ı ortadan kaldırmaya çalıştı. Laik sistemi zorla dayattı. Buna karşı çıkanları da darağaçlarına çekti. Kürtler de, hem ırklarından dolayı hem de dinlerinden dolayı iki kere zulme maruz kaldılar. Ama Kürtler bu katliamlara rağmen yine de dinlerinden vazgeçmedi" dedi.
"Her şeye rağmen çatışmaların durması bizim en büyük arzumuzdur"
Camialarına yönelik yapılan saldırılara karşı her zaman sağduyu çağrısında bulunduklarını belirten Oğuz, "Kapatılan Mustazaf-Der`in Şube Başkanıydım. Yüksekova`da derneğimiz 17 kere saldırıya uğradı. En sonunda dernek başkan yardımcımız şehit edildi. Onlar bu bölgede hâkim olurlarsa, kendi dışında yapı ve inançlara ne kadar tahammül edeceklerini aslında orada çok net bir şekilde ortaya koydular. Ama biz şunu söylüyoruz: Her şeye rağmen çatışmaların durması bizim en büyük arzumuzdur. 2006 yılında derneklerimize bu kadar saldırı yapıldı. Bunu da Ergenekonvari yapılar içerisinde PKK ve BDP yaptı veya yaptırdı. Bütün bunlara rağmen biz, bunların derin devletin oyunları olduğunu, Kürt halkına bir fayda sağlamayacağını, çatışma ortamı istemediğimizi, çatışmaların olduğu yerde yine Kürtlerin bundan zarar göreceği açıklamalarında bulunduk. Biz, bu süreci destekliyoruz. Eğer amaç silahların susturulmasıysa, görüşmelerin PKK ve onun lideri Abdullah Öcalan`la yapılması doğru bir şeydir. Çünkü silahın tarafı onlardır. Ama bu çözüm sürecinin sonunda bu bölgenin inanç veya kültürel bazda haklarının verilmesi konuşulacaksa, o masanın etrafında Kürtlerin bütün örgütsel yapılarının olması lazım" şeklinde konuştu. (Fırat Arslan-İLKHA)