Nderitu, yaptığı açıklamada şiddetin tırmanması, etnik ve dini güdümlü nefret söyleminin artması, nüfusun yerinden edilmesi ve mülkün tahrip edilmesinin, Etiyopya'da ciddi vahşet suçları işleme riskine işaret ettiğini belirtti. Nderitu, Etiyopya'daki durumun kötüleşmesinden ciddi şekilde endişe duyduklarını belirtti.
Nderitu, "Tüm tarafların durumu sakinleştirmek için ciddi ve acil adımlar atması ve etnik kökenler de dahil olmak üzere yaygın ve sistematik şiddetin işlenme riskini azaltmak için aktif önlemler alması elzemdir." dedi.
Ülkenin ademi merkeziyetçi yapısı ve özellikle topluluk düzeyinde etnik temelli bağlılıkların, şiddet olasılığını artırabileceğine dikkat çeken Nderitu, artacak şiddetin, yalnızca ülkenin geleceği için değil, sınır ötesi çatışmalar da dahil olmak üzere tüm bölge için çok ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyledi.
Nderitu, bu nedenle bölgesel aktörlerin, devam eden bölgesel arabuluculuk çabalarını desteklemek de dahil olmak üzere, diyaloğu güçlendirmek ve silahlı çatışmaya son vermek için olası her türlü inisiyatifi almalarının hayati önem taşıdığını söyledi.
Nderitu, "Uluslararası toplum, bu tür çabaları desteklemeye ve Afrika Birliği'nin Barış ve Güvenlik Konseyi ile Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi de dahil olmak üzere, barış için yeni seçeneklerin açılmasına katkıda bulunmaya devam etmelidir." dedi.
Nderitu ayrıca, teknoloji ve sosyal medya şirketleri de dahil olmak üzere, tüm devlet dışı aktörleri, daha fazla şiddet risklerini azaltmaya katkıda bulunmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çağırdı.
Nderitu, dini liderleri ve aktörleri, fitne tohumlarına karşı durmaya ve toplulukları bir araya getirmeye çağırdı. (İLKHA)